Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İstanbul Cuma namazı saat kaçta? İstanbul Cuma saati - Ezan ne zaman okunacak? 31 Ağustos Cuma saati

        İstanbul Cuma namazı saati, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayınladığı haftalık ezan ve namaz vakitleri tablosunda yer alıyor. Geçen hafta İstanbullular saat 13.132de okunan öğle ezanıyla birlikte Cuma namazını kılmıştı. Bugünkü Cuma namazı için ise hazırlıklar yavaş yavaş tamamlanıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, tüm yurttaki camilerde okunması için yayınladığı Cuma hutbesinde, çalışmanın önemine vurgu yaptı. İşte 31 Ağustos İstanbul Cuma saati...

        İSTANBUL CUMA SAATİ

        Diyanet İşleri Başkaınlığı'nın namaz saatleri tablosuna göre, bugün İstanbul'da Cuma namazı saat 13.11'de okunacak öğle ezanıyla birlikte kılınacak. İstanbul'un haftalık namaz ve ezan saatleri takvimi şöyle:

        Miladi Tarih İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı
        31 Ağustos 2018 Cuma 04:52 06:22 13:11 16:50 19:47 21:11
        01 Eylül 2018 Cumartesi 04:53 06:23 13:10 16:50 19:45 21:10
        02 Eylül 2018 Pazar 04:54 06:24 13:10 16:49 19:44 21:08
        03 Eylül 2018 Pazartesi 04:56 06:25 13:10 16:48 19:42 21:06
        04 Eylül 2018 Salı 04:57 06:26 13:09 16:47 19:40 21:04
        05 Eylül 2018 Çarşamba 04:58 06:27 13:09 16:46 19:39 21:02
        06 Eylül 2018 Perşembe 05:00 06:28 13:09 16:45 19:37 21:00

        31 AĞUSTOS CUMA HUTBESİ: ÇALIŞMAK, HAYATIMIZA BEREKET GETİRİR

        REKLAM

        Aziz Kardeşlerim!

        Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “İnsan için ancak çalıştığı vardır. Şüphesiz onun çalışması ileride görülecektir. Sonra çalışmasının karşılığı kendisine tastamam verilecektir.”Okuduğum hadis-i şerifte ise Resûl-i Ekrem (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Hiç kimse kendi el emeğinin karşılığından daha hayırlısını yememiştir.”

        Değerli Müminler!

        Rezzâk olan Rabbimiz, yediğimiz her lokmayı, içtiğimiz her yudumu, havayı, ekmeği, suyu bizlere lütfedendir. O, sonsuz ikram sahibidir. Bizler, “Yâ Rezzâk!” dediğimiz zaman bilir ve inanırız ki, Allah ruhumuzun da bedenimizin de gıdasını verendir ve O, rızkımıza kefildir. Mümin olarak bize düşen, rızık elde etmek için helâl yollarla çalışmak, temiz ve nezih olan kazancın peşinde koşmaktır. Sevgili Peygamberimiz bu hususu şöyle dile getirmiştir: “Hiç kimse Allah’ın kendisine takdir ettiğini elde etmeden ölmeyecektir. Öyleyse Allah’ın emirlerine karşı gelmekten sakının ve rızkınızı güzel yoldan isteyin. Helâl olanı alın, haramdan kaçının.”

        Kardeşlerim!

        İnsanlığa rehber olarak gelen peygamberler de terzilik, marangozluk, çiftçilik, ticaret gibi çeşitli mesleklerle meşgul olmuşlar, kimseye yük olmadan kendileri ve aileleri için helâl rızık temin etmişlerdir. Alın teri ve göz nuruyla çalışmak, helâl kazanç endişesi gütmek, helâlinden üretip helâl yolda harcamak peygamberlerin sünnetidir.Cenab-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’de tüm insanlığa şu çağrıyı yapar:

        “Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helâl ve temiz olanlarından yiyin...”

        Muhterem Müslümanlar!

        Çalışmak, hayatımıza huzur ve bereket getirir. Allah’ın verdiği aklı, bedeni ve yüreği kullanarak, O’nun razı olacağı işlerde çalışmak, kul için şereftir. Mümin, sürekli kendini yenilemeli, “iki günü eşitse zararda olduğunu” bilmelidir. Dinimiz, tembelliği, sorumsuzluğu, çalışmadan kazanmayı hedefleyen her türlü sahtekârlık girişimini yasaklar. Toplumun ahlâkî değerlerini hiçe sayarak güven ve huzurunu bozan rüşvet, tefecilik, stokçuluk, karaborsacılık ve alışverişte hile gibi haksız kazanç yollarına kesinlikle izin vermez. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s.), “Sizden birinizin urganını alıp dağa giderek bir bağ odun getirip satması ve böylece Allah’ın onun itibarını koruması, bir şey verip vermeyecekleri belli olmayan kimselerden dilenmesinden daha hayırlıdır.” buyurmuştur.

        Kıymetli Kardeşlerim!

        Kur’an-ı Kerim’de “Allah’ın sana verdiğinden ahiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma…” buyrulur. Müslüman, bu ilâhî uyarıya dikkat ederek dünya için ahiretini feda etmemeli, ahiret için de dünyasını terk etmemelidir. Çalışma hayatında dürüstlük, adalet, hakkaniyet gibi erdemleri yaşatmalı, maişetini temin etmek için çabalarken kulluk şuurundan da uzaklaşmamalıdır.Hutbemi, müminleri tarif eden şu ayet-i kerime ile bitiriyorum: “Onlar, ne ticaret, ne de alışverişin kendilerini Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı insanlardır. Onlar, gözlerin ve gönüllerin dehşetle sarsılacağı bir günden korkarlar."

        Haberi Hazırlayan: Helin Genç
        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa