İBB Başkanı İmamoğlu'ndan Teke Tek'te depreme ilişkin önemli açıklamalar
Habertürk'te Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek programına bağlanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul'un Silivri İlçesi açıklarında gerçekleşen depreme ilişkin konuştu. İmamoğlu, "Hepimiz çok ciddi çalışmalar yapacağız. Vatandaşımız duyarlı olacak, siyasiler seferberlik yapacak. Bilim insanları bir araya gelecek. Çok aktif zamanlar geçireceğiz. Bunları birbiriyle birleştirip işin sonunda para mı, parayı kolay çözeriz" dedi. İstanbul'daki riskli binalara dikkat çeken İmamoğlu, "Bu anlamda net envanter ne yazık ki oluşamıyor. Bunu ilçe belediyeleriyle beraber araştıracağız. Bazı sayılar 40 bin yapıdan bahsediyor bazıları 50-60 bin civarında binadan bahsediliyor" dedi
İstanbul'un Silivri İlçesi açıklarında bugün saat 13:59'da meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki deprem sonrası, beklenen "Büyük İstanbul Depremi" öncesi alınması gereken önlemler yeniden gündeme geldi.
Habertürk TV'de Fatih Altaylı'nın sunumuyla yayınlanan Teke Tek programına bağlanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, açıklamalarda bulundu.
İmamoğlu'nun açıklamaları şu şekilde:
"Hepimize tekrar geçmiş olsun. Aslında çok önemli ve değerli bir ikaz olduğunu düşünüyorum. Hem büyükşehir belediyesi yetkililerine hem'İstanbul'umuza bizim bu ikazı değerlendirme şansımız var. Depremin gerçekten hayatı derinden etkileyeceğini anlatmaya çalıştım. Bizim önceliğimiz deprem olmalı. Bugün tören için havaalanına gidiyorken deprem haberini alınca geri döndüm ve direk koordinasyon merkezine geçtim. Bizim konuşacağımız konular, çözeceğimiz sorunlar bunlar. Belki televizyonun meşgul edilmesi gereken, insanların aydınlanması gereken hususlar kıymetli hocalarımızın İstanbul'u bilinçlendirmesi. Bu bir fırsat, gerçekten değerli bir ikaz. Deprem denince hocalarımızın bize verdiği mesajlar çok önemli. Bu akşam bizi izleyenlere kendi değerlendirmem demeyeceğim, kıymetli bilim insanlardan dinlediğimiz, dün akşam nasıl bir risk taşıyorsa İstanbul, bu akşam da aynı bir risk taşıyor. Depremi ne zaman yaşayacağımız belli değil."
"470 ALANIN SADECE 70'İ KALMIŞ"
Hemşerilerimizin, insanlarımızın bakması gereken husus 'Ben sağlam binada oturuyor muyum, oturmuyor muyum'. 1999 depremi İstanbul'a depremi öğretti. Ne yazık ki çok hızlı unuttuk. Hadi vatandaş unuttu, kurumlar, belediyeler unuttu. İstanbul'un yapılaşma düzeni deprem riskini bertaraf ederek başka bir dünyaya dönüştü. Bugünü konuşmak çok daha değerli. Bugün arkadaşlarıma sordum. 1999 depreminden sonra yapılan çalışmalarda, deprem toplanma alanları çok konuşulur. İlk olarak bir tespit yapılmış İstanbul'da. Örneğin 470 oldukça büyük alanlar tespit edilmiş. Ne yazık ki 470 adetin sadece 70'i kalmış, diğerleri yapıya, başka fonksiyonlara dönüşmüş. Benim söylememe gerek yok, geçmişi hafızamızda tazelediğimizde geçtiğimiz yollarda bu boşluğun neye döndüğünü hep beraber görüyoruz. Bugün faydalı bir toplantı yaptık. Değerli Cumhurbaşkanı Yardımcımız sayın Fuat Oktay, Şehircilik bakanımız, Valimiz, biz bir toplantı yaptık. Fuat Bey herkesin hazırlığını sorguladı. Cevaplarını aldı. Bu çok kıymetli ancak bugün yaptığımız simülasyon değerli ama depremden sonrası için. Deprem olmuş, bitmiş, ondan sonrasıyla ilgili. Benim belediye başkanı olarak en büyük sorumluluğun o deprem anına kadar yapmamız gerekenler. Allah'ıma dua ediyorum, ne olur deprem geç gelsin, biz büyük hazırlıklar yapalım dedim. Çünkü gerçekten oldukça yüksek sayıda riskli binası var İstanbul'un. Az önce afet anına hazırlanması gereken toplanma alanları gibi büyük işimiz var.
"İSTANBUL'UN YAPI STOKUNDA CİDDİ RİSKLİ BİNALAR VAR"
'Sayın Cumhurbaşkanımızla depremi konuşacağım' dedim. Gerçekten örneğin büyükşehir belediyesinin hafızasında söylenen, bir büyük deprem yaşadığında İstanbul'un on binlerce insanın kaybından, yüz binlerce insanın evsiz kalmasından bahsediliyor. Biz böyle acı faturaya gitmeden hazırlıklar yapmak zorundayız. Yüzde değerlendirmesiyle zorlanırız ama öncelikle yapıgüvenliği önemli. Özellikle eğitim kurumlarıyla ilgili ciddi anlamda güçlendirme yapıldığını hem geçmiş belediye başkanlığım döneminde hem geçmiş dönemde gözlemledim. Ama biz mesken konusunda çok sıkıntılıyız. İstanbul'un yapıstokunda ciddi riskli binalar var. Bu anlamda net envanter ne yazık ki oluşamıyor. Bunu ilçe belediyeleriyle beraber araştıracağız. Bazı sayılar 40 bin yapıdan bahsediyor bazıları 50-60 bin civarında binadan bahsediliyor. Hangileri ofis, gündüz olursa gece olursa nasıl bir toplumsal risk var sorularına cevap bulmamız lazım. Gerçekten ifade etmekte zorlanıyorum, gerçekten en az 20-30bin insanın hayatını kaybedeceği yönünde, Ekrem İmamoğlu olarak yapı sektörünü bilen bir insan olarak bunun çok iyimser bir sayı olduğunun altını çizmek isterim. İstanbul'un deprem riski bugün çok can alırdı. Ne yazık kion binlerce insanımız yaralı, yüz binlerce insanımızı da barınma noktalarında sağlamakla yükümlü kalırdık. Hazırlıksızİstanbul'un aynı zamanda Türkiye ekonomisine, moral motivasyonuna vereceği zarar. İstanbul Türkiye için her şey.İstanbul'un Türkiye'nin herhangi bir şehrinde yaşanacak afetin kolaylıkla yarasını saracak kapasitede ama gerçekten yarasını sarmak çok zor.
Teke Tek'in bugünkü konukları Prof.Dr. Celal Şengör, Prof.Dr. Sinan Özeren ve Prof.Dr. Ziyadin Çakır da İmamoğlu'nun açıklamalarına ilişkin şu ifadeleri kullandı:
CELAL ŞENGÖR: Bazı rakamlar verdiniz ölü sayısı hakkında. Kandilli Rasathanesi eski Müdürü Mustafa Erdik, fevkalade bir çalışma yapmıştı. Hatta erken ikaz çalışması yapmıştır. Mesela Mustafa gibi birisi sizin az önce yaptığınız simülasyonda olmasa olmazdır. Teknik adamlarla sürekli konuşmanız lazım. Sizden biz bazı destekler rica edeceğiz, teknik eksikliklerimizi tamamlamak için. Sizin en azından İstanbul için teknik ekip kurmanız, bu ekibin sürekli sizin elinizin altında olması lazım. Bunu bilmiyorum, yaptınız mı, planladınız mı, herhangi birisiyle temasa geçtiniz mi? Buradaki arkadaşlarımın böyle bir şeyden haberi yok.
ALTAYLI: Bildiğim kadarıyla dünyanın en büyük deprem uzmanları 15 Ekim'de İstanbul'a gelecek.
ŞENGÖR: Evet gelecekler, sayın başkanın da onlarla görüşmesi lazım.
İMAMOĞLU: Değerli hocam ifadelerinizde yüzde yüz haklısını. Elbette ki o ortama katılmaktan şeref duyarım. Biz hem seçim döneminde hem sonrasında elbette ki bir kısım bilim insanlarla bu süreci paylaşıyoruz, ama bunu genişletmek mecburiyetindeyiz. Sizin de işaret ettiğiniz gibi elbette sizlerle beraber, paydaşlarıyla beraber depremi tartışacağız. Şu anda buna hazırlık yapıyoruz hocam. İstanbul'unröntgenini çekmek durumundayız.
ŞENGÖR: Benim bahsettiğim Mustafa deprem mühendisi ve inşaatçıdır. Bu konuda bahusus dikkatli olmanızı istirham edeceğim. Bu konuyu hakikaten bilen insanların sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor. Bu adam konuştuğu konuda uluslararası yayın yapmış mıdır, araştırmaları nelerdir? Gazetecilerimizin sorumsuzluk ve bilgisizlikleri yüzünden halkımıza sürekli yanlış bilgi pompalanıyor. Çok istirham ediyorum bu konuya büyük ehemmiyet verin.
"BU İŞİ BİLEN İNSANLARLA YOL YÜRÜYEREK ÇÖZECEĞİMİZE İNANIYORUZ"
İMAMOĞLU: Siz ve sizin gibi kıymetli akademisyenlerimizin varlığı bizim için nimet. Planladığımız ortamı bir kere tanımlamama müsaade edin. Bu süreci tartıştığı kadar da orada bir senkronizasyon, kararlılık gösterecek bir netice sağlamak peşindeyiz. Bu çalışmalarımızı yılbaşını görmeden topluma bu konuda da gerçek yüzünü göstermek gibi yükümlü hissediyorum kendimi. Bu siyasetin bir parçası olamaz. Ben haberi alır almaz okuldaki çocuklarımı aradım. Hepimiz babayız. Onun için depremi birçok yerde depremin milli mesele olduğunu ve milli sorun tanımını taktığımız her hususta şeffaf olmamız gerektiğini, ben nerede durdum demeksiniz bu işi bilen insanlara kendimizi teslim etmek zorunda olduğumuzu her yerde söylüyorum. Ben Beylikdüzü Belediye Başkanlığım döneminde birçok çalışma yaptık. Beylikdüzü depremle çok anılır. Birtakım zeminle ilgili konulardan bahsedilir. Deprem toplanma alanları ve diğer hususlarla ilgili çok hazırlıklı 5 yıl geçirdikten sonra muazzam bir yere ulaştığımızı gördüm. İstanbul'da yapmamız gerektiğinin bu olduğunun farkındayız. Ben sadece bunu hissetmekle yükümlü, sorumluluk taşıyan bu işin siyaseti olmadığını bilen ahlaka sahip birisi olmam gerekiyor. Bir şehirleşme düzeninden bahsediyoruz. 1999 yılından 2019'a 20 yıldaki nüfus artışına, şehirleşmedeki düzensizliğimize, kentsel dönüşümle yapıstokunda sıkıntılı olan yerlerin dönüşümünü beklerken biz kamu alanlarını binayla doldurduk. Yapıstoku açısından sıkıntılı olan Kağıthane, Güngören, Esenler, Bağcılar'ı konuşuyoruz. Bir şey değişmedi. Bugün sıkıntılıyız, bu kentsel dönüşümle ilgili yanlış yönetilmiştir, sorunu çözmemiştir.Sadece ve sadece yeni binalar ortaya çıkarmıştır, insanlarımız tehdit altında. Risk alarak, insanlarımızla bu şehirle yüzleşerek bunu yapmak zorundayız. Bu süreci, bu işi bilen insanlarla yol yürüyerek çözeceğimize inanıyoruz. Bu şehrin kabiliyeti ve potansiyeli bu sorunu da çözecektir.
"DEPREM GÖRÜNMEYEN BİR TEHDİT"
Sayın Cumhurbaşkanından mahalle muhtarına kadar hepimiz sorumluyuz. Deprem Çalıştay'ında bütün paydaşlarla çalışmak zorunda olduğumuzu söyledim. Beni kim çağırsa koşa koşa giderim. Burada senkronize hareket etmemenin kimseye faydası yok. Görünen seller var. Ulaşım her gün sıkıntı çekiyoruz. Çevre, yeşil alanlar genişlemesi lazım. Ama görünmeyen büyük tehdit deprem. Ama ansızın bir gece, öğlen geliyor hayatımızı alabora ediyorum. Dua ediyorum. Mümkün olduğu kadar geç gelsin diyorum.
SİNAN ÖZEREN: Deprem açısından çok zor bir görevdesiniz. Hatta duymuştum hiçbir belediye başkanı 'Ben belediye başkanı iken Pisa Kulesi yıkılmaz' diye düşünüyormuş. Burada bir zorluk su altındaki bir fay tarafından yaratılacak bir depremle karşı karşıyayız. Bu büyük teknik zorluklar getiriyor bize. Su altında olmasaydı şu an bu fay hattında çok şey biliyorduk. Onu uzaydan, uydularla görmemizi imkansızlaştırıyor. Aynı zamanda fayın hemen yakınına sismometreler indirmemizi zorlaştırıyor. Büyük lojistik zorluklar var derin bir denizde olması sebebiyle fayın. Bizim Marmara'nın dibinde kesinlikle daimi, yer bilimsel gözlemler yapabilecek aletler içeren sisteme ihtiyacımız var. Bu pahalı bir şey. Fayın davranışını şu anda olduğundan çok daha büyük detayda görebiliriz. Bu erken uyarı sistemine dahil olacaktır. Bizim istediğimiz finansman. Biz buraya bir sualtı gözlem istasyonu kurmak istiyoruz. Bunu kablolarla sahile bağlamak veya veri akışını yukarıya aktarabilecek şamandıra ve uydu vasıtasıyla yapmak mümkün. Bu iş için gereken şamandıranın dizaynına kadar birçok çalışma yapıldı. Fransız Deniz Araştırmaları Enstitüsü'nden mühendisler bizim isteğimizi kırmadılar ve şamandıra ve alet dizaynı için mesai harcadılar. Bizim bu iş için paraya ihtiyacımız var.Söz konusu şamandıra birkaç yüz binEuro civarında. Toplamda 1-1,5 milyonEuro'ya ihtiyacımız var.
"DEPREM KONUSUNDA SIFIR BİLİNCE SAHİBİZ"
ALTAYLI: Bu gece çok büyük deprem olacağı yönünde internetten birtakım bilgiler paylaşılıyor. Size gelen ekstra bilgi var mı?
İMAMOĞLU: Bu söylediğinizi paylaşacak olan bilim insanları yanınızda. Dünkü risk neyse bu akşamki risk o. 1 hafta önceki risk neyse 1 hafta sonraki risk de öyle olacak. Hepimiz çok ciddi çalışmalar yapacağız. Vatandaşımız duyarlı olacak, siyasiler seferberlik yapacak. Bilim insanlarıbir araya gelecek. Çok aktif zamanlar geçireceğiz. Bunları birbiriyle birleştirip işin sonunda para mı, parayı kolay çözeriz. Bu konuda hassasız. Bugün ne oldu? Sadece iki camide bir minare yıkımı oldu. Onun dışında bir kısım hasarlı bina ihbarı var, değerlendirmeler sürüyor. Bir kısım metruk binayla ilgili yıkımlar yapıldı. Çok riskli diye bize bildirilen binalar bu depremle o hale gelmedi. Allah göstermesin Kartal'da bina çökmesi vs. tümüyle bunun netleşmesi lazım. Vatandaşımızın ciddi davranma ve bizim de sorumluluğumuz büyüktür. Çocuklarımız, ev kadınları, okullarda, ibadethanelerde bu işi görev haline getirmeliyiz. Çok yakında İstanbul'da bir deprem uygulaması tatbikatını milletçe yapabilmeliyiz. Biz deprem konusunda sıfır bilince sahibiz. Taksi şoförleri, minibüs şoförleri, metrodaki insanlar ne yapması gerektiğini bilecek. Biz işe moderatörlük yapacağız, bilim insanından, esnafına, öğrencisine kadar bu işi İstanbul'da çözeceğiz. Biz bilimin önünde boynumuzu bükmeye alırız.