İstanbul'un en nadide 13 tarihi pasajı
Şehrin zengin geçmişiyle de bağ kurmanızı sağlayan bu pasajlarda mimari ve alışveriş bir arada.
1914 öncesi Osmanlı Türkçesindeki 5000 Fransızca kelime arasında en kolay tanıyabileceğiniz sözcüklerden biripasaj kelimesidir. Pasajlar öncelikle Paris’te ortaya çıktı, bundan yarım asır sonra da İstanbul’u ele geçirdi. İstanbul pasajları; Fransız, İtalyan ve Osmanlı mimari tarzlarından ilham alır. Ne var ki Anadolu Pasajı’nın zincir mağazaların tehdidi altında olması, bu hazinelerin kentsel dönüşüme karşı nasıl kırılgan olabileceklerinin altını çiziyor. Hâlâ ziyaret edebiliyorken bu pasajları kesinlikle görmelisiniz.
Akmar Pasajı
Kadıköy’de bulunan Akmar Pasajı’nda bir zamanlar heavy metal CD’leri, kasetler, orijinal aksesuarlar, ikinci el kitaplar, müzik aletleri ve tişörtler satan dükkânlar bulunuyordu. Bir dönemin gençliği rock ve metal müziği burada keşfetmiş, piyasada bulunmayan müzik gruplarının kaset ve CD'lerini burada bulmuştu. Sözün özü müzik Akmar Pasajı'nın alameti farikasıdır. Zaman içinde gazete ve TV’lerde çıkan haberlerle kötü şöhret sahibi olan Akmar’daki müzik mağazaları ve sahaflar yavaş yavaş kapanmıştır. Bugün artık üst kat tamamen ders kitapları satan dükkanlara ayrılmış olsa da alt katta hala dönemin ruhunu yansıtan Atlantis Müzik, Zihni Müzik ve Hammer Muzik hala faal durumda.
Kadıköy Mühürdar Caddesi No: 70
Aznavur Pasajı
Taksim’in en eski yapıları arasında yer alan ve Galatasaray Lisesi’nin hemen çaprazında bulunan Aznavur Pasajı, İtalyan mimarisinin izlerini taşır. Bu pasaj, 1900 yılında özel avlulu lüks dairelerden oluşan bir blok olarak hizmete başlamıştı. Ardından yayaların içeri girmesine izin vermek için her iki ucundan açıldı. Mısır Apartmanı’nı ve İstanbul’un birçok tiyatro, han ve kilisesini de tasarlayan Ermeni mimar Hovsep Aznavur, binaya kendi adını verdi. Bugün Aznavur Pasajı; rengârenk taytların, enteresan kıyafetlerin, atkı bere ve şapkaların, ikinci el kıyafetlerin ve orijinal hediyelik eşyaların bulunduğu pasaj. Turistlerin uğramadan geçmediği yapıların başında yer alan Aznavur'un ucuz mücevherlerini ve nazar boncuklarını da mutlaka görmelisiniz.
İstiklal Caddesi No: 108, Beyoğlu
Halep Pasajı
M. Hacar tarafından 1885 yılında yaptırılan pasaj Hacar’ın Halepli olması nedeniyle Halep Pasajı olarak anılır. Günümüzde, alt katta Beyoğlu sineması olması nedeniyle Beyoğlu Pasajı olarak da bilinir. Binanın arka kısmına 1885 yılında ahşaptan Pera Sirki (Cirque de Pera) kurulmuş. 1904 yangınından sonra sirk alanı tiyatro binası şekli alıp ismi Varyete Tiyatrosu oluyor. 1942’de Ses Sinema ve Tiyatrosu olarak hizmet veriyor. 1963 yılında Dormen Tiyatrosu ismini alıyor, 1972 yılında ise sinema salonuna dönüşüyor. Daha sonra Ses Tiyatrosu 1989’da Ferhan Şensoy’un Ortaoyuncular’ına ve Cüneyt Türel Sahnesi'ne ev sahipliği yapıyor. 1984 yılında bina, ön cephesi hariç, tümüyle yıkılıyor. Ön cephe korunarak tekrar yapılan pasajda bugün hediyelik eşya, takı tezgâhları, otantik giysi, müzik, dövme ve piercing dükkânları sıralanıyor.
İstiklal cad no: 62, Beyoğlu
Elhamra Pasajı
1831’deki Beyoğlu yangınında yok olan yapı yangın sonrası Guistiniani Barthelmy tarafından İtalyan üslubunda balkonsuz Fransız Tiyatrosu olarak yaptırılmıştır. Pek çok onarımdan geçen ve sahip değiştiren yapı, 1920 yılında Arapzade Said Bey tarafından satın alınır. Said Bey yapıyı, kimi kaynaklara göre tamir ettiriyor, kimi kaynaklara göre yıktırarak, ulusal mimari dönemin en önemli mimarlarından olan Vedat Tek’e 1923 yılında tekrar yaptırıyor. Osmanlı Neoklasik mimariye sahip Elhamra Pasajı, altı kattan oluşuyor. Elhamra tam bir geçit olmamasına rağmen, dükkânlara doğru giden geniş koridorundan ötürü pasaj olarak anılır. Yapı içinde bir de ünlü Elhamra Sineması bulunuyor. Charlie Chaplin’in ünlü Modern Zamanlar’ı ve Türkiye sinemasının ilk sesli filmi İstanbul Sokaklarında ilk defa burada izleyiciyle buluştu. 2010 yılında işletme giderlerinin yüksek olması nedeniyle sinema kapatıldı. Atatürk’ün iki kez bu sinemada film izlediği biliniyor. Bugün pasajda otantik giysiler satan mağazalar, Medya Kitabevi ve Elhamra Club kaldı.
İstiklal Caddesi, No: 130, Beyoğlu
Markiz Pasajı
Eski Beyoğlu’nun simgesi bu pasaj, 1840’ta Passage Oriental (Şark Aynalı Pasajı) adıyla açıldı. Perukçusu, kürkçüsü, kitapçısı buradaydı. Dönemin ünlü pastanesi Lebon, 1940’ta yerini Markiz Pastanesi’ne bırakınca bilmeden pasajın kaderini de değiştirdi. Markiz yıllar içinde nefis pastaları, ünlü müdavimleriyle adeta devleşti; 2003’te restore edilen pasaj da adını bu pastaneden aldı. Üstelik Haldun Taner ve Markiz’i kurtarma kampanyaları olmasa burası 1970’lerde az daha bir oto yedek parçacı olacaktı. Yapıldığı dönemden itibaren beş katı ve 25 mağazasıyla Beyoğlu’na her daim canlılık katan pasajdaki ünlü Markiz şimdilerde yerini başka bir yemek mekânına devretti. 174 yıllık görmüş geçirmiş pasaj bugün kapalı ve geleceği belirsiz.