Hiç kendinizi gıdıklamayı denediniz mi? Bunu asla yapamazsınız! İşte sinirbilimin eğlenceli tarafı hakkında bilmedikleriniz!
Çoğu insan için gıdıklanmak, çocukluk oyunlarının ve sosyal etkileşimlerin eğlenceli bir parçasıdır. Ancak, bir başkası kolayca bizi güldürebilirken, kendimizi neden gıdıklayamayız? Bilimsel araştırmalar bu konunun ardındaki nörobilimsel açıklamaları ortaya koyuyor. İşte detaylar!
- 1
Gıdıklanmak, çoğu kişinin yaşadığı bir his ve genellikle istemsiz kahkahalara yol açıyor. Ancak, ilginç bir şekilde, bir başkası bizi gıdıklayabilirken, kendi kendimizi gıdıklayamıyoruz. Bilim insanları bu durumu yıllardır araştırıyor ve halen tüm detaylarıyla açıklanamasa da, bazı önemli keşifler yapıldı. İşte detaylar!
- 2
GIDIKLANMA NEDİR VE NEDEN OLUR?
Gıdıklanma, vücudun belirli noktalarına yapılan dokunuşlara tepki olarak ortaya çıkan istemsiz bir gülme ve rahatsızlık hissidir. Bu tepki, evrimsel olarak tehlikeye karşı bir savunma mekanizması olarak gelişmiştir.
- 3
Örneğin, hafif bir gıdıklanma hissi, vücutta örümcek veya böceklerin dolaştığını fark ettirebilir ve kişinin bu tehlikeye karşı harekete geçmesini sağlar. İnsanlar genellikle ayak tabanları, koltuk altları, boyun ve yan karın gibi bölgelerde gıdıklanmaya daha duyarlıdır.
-
- 4
Gıdıklanma hissi bizi panik veya huzursuzluk durumuna sokar ve bu durum istemsiz kahkahalara neden olur. Birinin aniden dokunması gibi beklenmeyen bir temas, beynin alarma geçmesine yol açar ve bu da daha yoğun bir gıdıklanma tepkisi oluşturur.
- 5
BEYİN NEDEN KENDİ GIDIKLAMAYI ENGELLİYOR?
Kendi kendimizi gıdıklayamamamızın arkasındaki neden, beynin hareketlerimizi ve neden olduğu hisleri önceden tahmin edebilme yeteneğidir. Beyin, kişinin kendi eliyle vücuduna dokunduğunu bilir ve bu nedenle duyusal tepkileri baskılar.
- 6
University College London'daki sinirbilimciler, bu olayın beyindeki serebellum (beyincik) adı verilen bölgeyle ilişkili olduğunu keşfettiler. Serebellum, hareketleri izler ve tahmin edilebilir hislere duyarsızlaşmayı sağlar.
-
- 7
Beyin, yürürken kolun yanımıza sürtünmesini veya konuşurken ses tellerimizin titreşimini algılamaz, çünkü bu hareketler beklenen ve tahmin edilen durumlardır. Aynı şekilde, kendi kendimizi gıdıklama girişimlerimizde, beyin bu dokunuşun kişiden geldiğini anlar ve bu nedenle tepki vermeyi durdurur.
- 8
KENDİNİ "GIDIKLAMA" DENEYLERİ
Sinirbilimciler, kendini gıdıklama fenomenini daha iyi anlamak için çeşitli deneyler gerçekleştirdiler. Humboldt Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, katılımcıların birbirlerini ve kendilerini gıdıkladıkları bir deney tasarladılar.
- 9
Bu deneyler sırasında GoPro kameralar ve mikrofonlarla tepkiler kaydedildi. Araştırmalar, başkası tarafından gıdıklanmanın, kendini gıdıklamaya göre daha yoğun bir tepki yarattığını gösterdi. Katılımcılar kendilerini gıdıkladıklarında ise, tepkinin geciktiği ve yoğunluğun azaldığı gözlemlendi.
-
- 10
GIDIKLAMA NEDEN HALA GİZEMİNİ KORUYOR?
Gıdıklama, bilim dünyasında hala tam olarak anlaşılabilmiş bir fenomen değil. Aristoteles, Galileo ve Francis Bacon gibi isimler de geçmişte bu konuyu merak etmişti. Dokunmanın neden gıdıklayıcı bir his yarattığını veya beyin süreçlerinin nasıl işlediğini halen tam olarak bilmiyoruz.
- 11
Gıdıklamaya verilen tepkilerin nasıl ölçülebileceği ve bu tepkilerin duygusal süreçlerle nasıl ilişkili olduğu konusunda da belirsizlikler var. Sonuç olarak, gıdıklama, beynin tahmin edemediği bir dokunmaya verdiği tepkilerle ilgili olabilir. Ancak bazı bilim insanları, bunun daha çok dokunma duyarlılığını baskılayan sinirsel mekanizmalarla ilişkili olduğunu düşünüyor.
Kaynak: How Stuff Works, Wired, Brain Facts, Brittanica