'Tek kimlikli-çok kültürlü' yapıya geçiş sancıları...
Yiğit Bulut yazdı...
Birkaç gündür bana göre abuk sabuk olan “iki dil” tartışmasını izliyorum. Bir taraf kendini iyi ifade edemiyor, diğer taraf “abartarak kendine siyasi yol açıyor”!
Sevgili dostlar, 2006 yılından itibaren tartışmaya açtığım “genleşen Türkiye” ve “Büyük Avrasya Konfederasyonu” tezleri doğal akış içinde ortaya çıkıyor. Sanmayın ki, Türkiye Cumhuriyeti yıkılacak, yerine bir konfederasyon kurulacak; bu vurguyu “etki alanı” anlamında kullanıyorum. İki dil tartışmasını, hatta “çoklu dil” dinamiğini bu gerçek ışığında ele almalı ve değişen dünya denklemini bu gözle sorgulamalıyız. Türkiye’de bazı bölgelerde “entegrasyonu hızlandırmak” amacıyla iki dil, hatta gerekirse “birçok dil” bazı faaliyetlerde kullanılabilir...
Birlikte sorgulayalım ve örnekleyelim...
1-Yıllardır “Türkiye bölünecek” diyenlere karşı şu cümleleri söylüyorum: Hayır bölünmeyecek, tam tersi genleşecek ve bu genleşmenin ilk halkası da Kuzey Irak olacak... Bugünlerde bunu çok net görüyoruz. Kuzey Irak için hatta Türkiye’den başlayarak kalın bir şerit halinde Suriye, Irak ve İran’ın bazı bölgelerinden aşağıya kadar Türkiye’nin “fiilen yaşandığı” yerler var. Kuzey Irak en belirgin ve en yakın alan. Burada yaşayanların hastanesini, okulunu, üniversitesini Türkler yapıyor ve en önemlisi çok hızlı bir “bütünleşme” süreci var.
2-Şimdi bir adam düşünün; Iraklı bir Kürt, ailesinin bir bölümü Diyarbakır’da, işyeri Diyarbakır’da, hatta iş yaptığı bankanın şubesi Diyarbakır’da. Bu arkadaş arabasına bindi ve karayolundan Türkiye’ye geliyor. Bazı tabelaların Türkçe’sinin altında Kürtçe’si de olsa ne olur? Türkiye bölünür mü? Ancak şu olur: Türkiye’nin genleşme hızı artar...
3-Burada daha önce yazdığım bir notu tekrar düşeyim: Kuzey Irak, göreceksiniz bir süre sonra yapılacak bir halkoylamasıyla Türkiye’ye katılmayı seçecek!
Sevgili dostlar, yıllar önce katıldığım bir toplantıda, bunu yazılarımda da paylaştım, yeni dünya devi Türkiye, “Ege’den Hazar’a dört tarafı denizlerle çevrili yeni süper güç Türkiye” başlığı altında tartışılmıştı. Bugün bu yapı ortaya çıkıyor. Kompleks yapmaya, “Bölünüyoruz, iç savaş çıkıyor” gibi şarkılar söylemeye hiç gerek yok. Refah, paylaşım ve huzurun olduğu hiçbir yerde “savaş” çıkmaz. Türkiye “çok kültürlü-tek kimlikli” potansiyelinin farkına varıyor ve bunu hayata geçiriyor. Hiç korkmayın ve aklımızı bulandırmaya çalışanlardan uzak durun! Burası “dünya düzeninin merkezi” olacak! Yaşasın tam bağımsız, iç-dış yerleşiklerinden kurtulmuş, özgür, hakça bölüşen, emperyal büyük Türkiye...