CHP'de "kapı" tartışması

"Biz daha önceki tüm seçimlerde sürekli olarak oyumuzu artırdık. Ama 4 ay sonra Bolu'da oyumuz düştü. Bunda birçok etken var. Ama ana etken bana göre aday sıralamasındaki hata. CHP bir fikir kulübü değil, isteyenin gelip canını isteyebileceği bir yapı değil. Bu partinin kökleri var. Önce buraya gelen ve aday olan tüm arkadaşlarımın şu program dışında söylem geliştirmemesi lazım. Bolu'nun siyasal yapısını da bilerek ona göre konuşması, ona göre tavırlarına dikkat etmesi gerekir. Ben 7 Haziran'da 4 yıllık milletvekilliğini tamamlamış bir vekil olarak geldim. Önseçimde çok büyük bir teveccüh gördüm. 7 Haziran'da da partinin oyunu bir miktar azalırken, biz burada oyunu artıran 2 ilden biri olduk. Ama aradan geçen 4 ayda benim 1. sıra adayı ya da milletvekili Tanju Özcan olarak bir gafım var mı?Var diyen çıkmadı. Demek ki bu düşüşte benim dışımdaki etkenlerin önemli rol oynadığını maalesef görüyorum."

Özcan son olarak, "CHP içerisinde ben onula çalışmam, ben parti programındaki şu ilkeyi kabul etmiyorum, ben CHP'de misyonumu tamamladım, gönlüm başka bir partide diyen varsa işte kapı" ifadeleri dikkat çekti.

COP: KAPIYI GÖSTERMEK HAKKI DA DEĞİLDİR, HADDİ DE

Tanju Özcan'ın bu sözleri üzerine Bolu 2. sıra milletvekili adayı Burak Cop, yazılı bir açıklama ile cevap verdi. Cop, "CHP’de kimsenin kimseye kapıyı göstermek hakkı da değildir, haddi de değildir" dedi.

1 Kasım seçim sonuçlarına ilişkin özeleştiri yapan Cop, "7 Haziran’da AKP tabanından aldığımız oylar fazlasıyla geri dönmüştür" dedi. Bolu'daki oy kaybı hakkında tespitlerini sıralayan Burak Cop, "Önseçimde yığma oy teşkil etsinler diye partiye doldurulan ancak partinin adresini bile bilmeyen insanlar parti içi küçük iktidarların dayanağını oluşturabilirler, ancak CHP’nin Türkiye’de iktidara gelmesine en ufak bir katkı bile sağlayamamaktadırlar" ifadelerini kullandı.

Cop sözlerini şöyle sürdürdü:

"Partimizin, Türkiye’nin en önemli meselesi olan Kürt sorununa yaklaşımı, son seçim bildirgemizin 29. ve 32. sayfaları arasında özetlenmiştir. Ben bu çerçeveye yüzde 100 sadığım. Bu çerçevenin dışında konuşan bir CHP’li varsa, o kişi ben değilim. Kürt sorunu ve onun alt başlıklarına dair beyan ettiği görüşler CHP çizgisinden çok başka bir partinin çizgisine yakın olanlar, o başka partide siyaset yapsalar herhalde daha isabetli olur.

Yukarıda ifade ettiğim görüş bir 'kapıyı gösterme' eylemi olarak algılanmamalıdır. CHP'de kimsenin kimseye kapıyı göstermek hakkı da değildir, haddi de değildir. Kimse kendini bu partinin sahibi ya da ağası zannetmemelidir. AKP’nin yüzde 49,5 oy aldığı bir dönemde hepimizin birbirimize ihtiyacı var. Her bir üyemiz çok değerlidir. Görüş ayrılıklarımız da olabilir, anlaşmazlıklarımız da olabilir. Varsın olsun. El ele, omuz omuza vereceğiz. Bu karanlıktan birlikte çıkacağız."