Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İstanbul Afganistanlu mülteciler İstanbul'u Avrupa ve Amerika'ya kaçmak için basamak olarak kullanıyor

        Serhan Sevin/HABERTURK.COM

        Suriye'de iç savaş başladığından bu yana Türkiye'nin ve son birkaç yıldır da bütün dünyanın en önemli sorunlarından biri haline geldi mültecilik. Günümüzde özellikle Afrika'dan Avrupa ülkelerine yoğun bir göçmen akını gözlemlenirken mültecilerin en önemli duraklarından birisi Türkiye. Afganistan'daki IŞİD ve Taliban zulmünden kaçarak İstanbul'a sığınan Kareemullah, Afsar, Zabit, Jamil ve Samail de Türkiye'yi basamak olarak kullanan mültecilerden. Kardeş olan Kareemullah ve Zabit babalarının savaşta öldürüldüğünü, diğerleri ise ailelerinden haber alamadıklarını söylüyor. Daha iyi yaşam standartları için ülkelerini terkettiklerini belirten Afganistanlı göçmenler, pasaportları olmadığı için kendi mesleklerini Türkiye'de icra edemediklerini belirtiyor.

        BEDAVA PARA İSTEMİYORUZ

        Kareemullah memleketinde çobanlık yaparken, Jamil şöför, Samail ise terziymiş. Daha küçük olan Zabit ve Afsar ise okullarını bırakıp gelmişler İstanbul'a. Geçimlerini İstanbul'un çeşitli semtlerinde çöp ve kağıt toplayarak sağlıyorlar. Çoğu mültecinin dilencilikle geçindiklerini kendilerine hatırlatınca 'Hiçbir zaman çalışmadan para kazanmadık' cevabını veren Afganlar bu özelliklerinden dolayı yaşadıkları mahallede halk tarafından seviliyor. Kendi inşaa ettikleri derme çatma bir barakada yaşayan Kareemullah, Afsar, Zabit, Jamil ve Samail çoğu zaman günlerini kuru ekmek ve su ile geçiştiriyor. Ayda 500 TL ile 600 TL arasında para kazandıklarını söyleyen Kareemullah, çalışmalarının tek sebebinin para biriktirerek Avrupa ya da Amerika'ya gitmek olduğunun altını çiziyor. Pasaportlarının olmadığını hatırlatmam üzerine ise 'Kaçak' cevabını vererek konuyu özetliyorlar.

        İNSAN KAÇAKÇILIĞI TARİFESİ BELLİ

        Türkiye'de 5 aydır bulunduklarını hatırlatan Kareemullah 'Şu an Avrupa'da hayatımızı devam ettirebilmemiz için para biriktirmek zorundayız. Yapabileceğimiz tek iş çöpten plastik, kağıt gibi maddeleri toplayıp satmak. İstanbul'da el arabaları ile yürümek inanılmaz zor ve zahmetli. Türkiye'de hepimiz el arabaları yüzünden belimizden sakatlandık. Hastaneye gidemiyoruz çünkü pasaportumuz yok. Tek amacımız gerekli parayı bir an önce toplamak' diyor. 'Nasıl kaçak olarak gideceksiniz?' sorusuna 'Para hariç herşeyimiz tamam. Gideceğimiz gün, saat, bizi götürecek tekne, nereden kalkacağı hepsi belli' diye cevap veren Kareemullah tüm ısrarlarıma rağmen bu konular hakkında en ufak bir ipucu dahi vermedi. İnsan kaçakçılığı tarifesini ise 'Kanada 10 bin, Norveç ve Almanya 5 bin, İtalya 4 bin lira, Bulgaristan ve Yunanistan'ın ise 500'er dolar' olarak özetliyor. Kareemullah'a uluslararası sulardaki boğulma olaylarını söylediğimde ise 'Biz zaten yaşamıyoruz, denizde ölsek pek bişey kaybetmeyiz' diyerek hayattan beklentisini net bir şekilde ortaya koyuyor.

        Türkiye'nin ve hatta dünyanın en önemli sorunlarından birisidir mültecilik. Günümüzde özellikle Afrika'dan Avrupa ülkelerine yoğun bir göçmen akını gözlemlenirken mültecilerin en önemli duraklarından birisi ise Türkiye. Afganistan'daki Işid ve Taliban zulmünden kaçarak İstanbul'a sığınan Kareemullah, Afsar, Zabit, Jamil ve Samail de Türkiye'yi basamak olarak kullanan mültecilerden. Kardeş olan Kareemullah ve Zabit babalarının savaşta öldürüldüğünü, diğerleri ise ailelerinden haber alamadıklarını söylüyorlar. Daha iyi yaşam standartları için ülkelerini terkettiklerini belirten Afganistanlı göçmenler pasaportları olmadığı için kendi mesleklerini Türkiye'de icra edemediklerini söylediler.

        BEDAVA PARA İSTEMİYORUZ

        Kareemullah çobanlık yaparken, Jamil şöför ve Samail ise terzi olduklarını söyledi. Küçük olan Zabit ve Afsar ise okullarını bırakıp gelmişler İstanbul'a. Geçimlerini İstanbul'un çeşitli semtlerinde çöp ve kağıt toplayarak sağlıyorlar. Çoğu mültecinin dilencilikle geçindiklerini kendilerine hatırlatınca 'Hiçbir zaman çalışmadan para kazanmadık' cevabını veren Afganlar bu özelliklerinden dolayı yaşadıkları mahallede halk tarafından seviliyorlar. Kendi inşaa ettikleri derme çatma bir barakada yaşayan Kareemullah, Afsar, Zabit, Jamil ve Samail çoğu zaman günlerini kuru ekmek ve su ile geçiştirdiklerini belirttiler. Ayda beşyüz ile altıyüz lira arasında para kazandıklarını söyleyen Kareemullah çalışmalarının tek sebebinin para biriktirerek Avrupa ya da Amerika'ya gitmek olduğunu söyledi. Pasaportlarının olmadığını hatırlatmam üzerine ise 'Kaçak' cevabını vererek konuyu özetlemiş oldular.

        İNSAN KAÇAKÇILIĞI TARİFESİ BELLİ

        Türkiye'de 5 aydır bulunduklarını hatırlatan Kareemullah 'Şu an Avrupa'da hayatımızı devam ettirebilmemiz için para biriktirmek zorundayız. Yapabileceğimiz tek iş çöpten plastik, kağıt gibi maddeleri toplayıp satmak. İstanbul'da el arabaları ile yürümek inanılmaz zor ve zahmetli. Türkiye'de hepimiz el arabaları yüzünden belimizden sakatlandık. Hastaneye gidemiyoruz çünkü pasaportumuz yok. Tek amacımız gerekli parayı toplamak' dedi. 'Nasıl kaçak olarak gideceksiniz?' sorusuna 'Para hariç herşeyimiz tamam. Gideceğimiz gün, saat, bizi götürecek tekne, nereden kalkacağı hepsi belli' diye cevap veren Kareemullah tüm ısrarlarıma rağmen bu konular hakkında en ufak bir ipucu dahi vermedi. İnsan kaçakçılığı tarifesini ise 'Kanada 10 bin, Norveç ve Almanya 5 bin, İtalya 4 bin lira, Bulgaristan ve Yunanistan'ın ise beşyüzer dolar' olarak özetledi. Kareemullah'a uluslararası sulardaki boğulma olaylarını söylediğimde ise 'Biz zaten yaşamıyoruz, denizde ölsek pek bişey kaybetmeyiz' diyerek hayattan beklentisini net bir şekilde ortaya koydu.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa