ESRA BOĞAZLIYAN/HT GAZETE
Geçtiğimiz günlerde, Büyük İstanbul Otogarı’ndaki sorunları gündeme taşımıştık hatırlarsanız... Hemyolu otogara düşen vatandaşların hemde çalışanların şikâyetlerine yer vermiştik. Neydi o şikâyetler? Bakımsızlık, düzensizlik, karmaşa, curcuna ve daha neler neler... Herkes, “Otogara bir an önce çekidüzen verilmeli” ortak paydasında buluşuyordu. Otogarla ilgili şikâyetlerin ardı arkası kesilmiyor. Acil Şikayet Hattı isyanmesajlarıyla dolup taşıyor. Ve sadece vatandaşlarla çalışanlar değil, otogardaki dükkân sahipleri de feryat ediyor.
‘TÜYLER ÜRPERTİCİ’
Hani otogar yeni açıldığında büyük vaatlerle satışa çıkarılan ve daha sonramezbeleliğe dönen alt katlardaki dükkânlar var ya! İşte onların sahipleri de isyanları oynuyor. Nasıl isyan etmesinler! Onca yatırımla dükkân almışlar, sonra bir bakmışlar ki alt katlar kaderine terk edilmiş, pislik yuvası haline gelmiş. Atıl haldeki dükkânlar çürüyor, ne idüğü belirsiz kişilerinmekânı oluyor ve kimseler de bu durumamüdahale etmiyor. Bakın bir dükkân sahibi, neler anlatıyor: “Büyük umutlarla alt katlardan dükkân aldık. Fakat dükkânlar hiçbir zaman faaliyete geçemedi. Şimdi, alt katlara girmeye cesaret bile edemiyoruz. Pisliği, çöplüğü bir yana güvenlik zafiyeti de var. Aydınlatma yok, ortalık zindan gibi. Alt katlar tüyler ürpertici. Hadi otogar yönetimi ilgilenmiyor, belediye niye sahip çıkmıyor?” Herkes ne söylese, ne kadar feryat etse az. Otogarın sorunları saymakla bitmez. Peki ama çözümnerede? Ne olacak bu otogarın hali?