Türkiye'ye iyi haber!

D&uuml;nya Bankası, T&uuml;rkiye nin 2014 yılı ekonomik b&uuml;y&uuml;me tahminini y&uuml;zde 2,4 ten, y&uuml;zde 3,5 e y&uuml;kseltti. Banka b&uuml;y&uuml;me tahminini 11 Haziran da y&uuml;zde 3,5 ten y&uuml;zde 2,4 e &ccedil;ekmişti.D&uuml;nya Bankası tarafından hazırlanan T&uuml;rkiye nin Ekonomi Notu başlıklı raporda, T&uuml;rkiye nin g&uuml;&ccedil;lenen ihracat ve devam eden kamu talebi sayesinde ekonomi dayanıklılığını koruduğu belirterek, T&uuml;rkiye ekonomisinin 2014 yılına ilişkin b&uuml;y&uuml;me tahmininin y&uuml;zde 2,4 ten y&uuml;zde 3,5 e &ccedil;ıkarıldığı bildirildi. Ekonominin 2014 yılının ilk &ccedil;eyreğinde yeniden dengelenmeye başlamış olmakla birlikte, dış finansman risklerinin azaltılabilmesi i&ccedil;in daha fazla d&uuml;zeltmeye ihtiya&ccedil; duyulduğu ve bunun da ihtiyatlı para ve kontroll&uuml; maliye politikaları gerektirdiği ifade edilen raporda, yatırımcı g&uuml;venini arttırmak ve orta vadede T&uuml;rkiye nin b&uuml;y&uuml;me potansiyelini g&uuml;&ccedil;lendirmek i&ccedil;in şeffaflığı arttırmaya ve yatırım ortamını iyileştirmeye y&ouml;nelik reformlara ihtiya&ccedil; duyulduğu kaydedildi.İ&Ccedil; TALEP İ&Ccedil;İN NE DEDİLER? İ&ccedil; talepte bir ivme kaybı olmasına rağmen, 2014 yılının ilk &ccedil;eyreğinde gayrisafi yurti&ccedil;i hasıla (GSYH) b&uuml;y&uuml;me oranının direncini koruduğu ifade edilen raporda, Ancak, yavaşlayan &ouml;zel sekt&ouml;r talebi ile birlikte, i&ccedil; talebin b&uuml;y&uuml;meye katkısı 2013 &uuml;n &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; &ccedil;eyreğinde 4,6 y&uuml;zde puan ve d&ouml;rd&uuml;nc&uuml; &ccedil;eyreğinde 6,0 y&uuml;zde puan olarak ger&ccedil;ekleşirken, 2014 yılının ilk &ccedil;eyreğinde 2,8 y&uuml;zde puana d&uuml;şt&uuml;. Ekonomik b&uuml;y&uuml;meye katkıda bulunan temel etken, AB deki ekonomik canlanma ve kurdaki değer kaybı sayesinde artan ihracat olmuştur. Net ihracat 2013 yılının tamamında b&uuml;y&uuml;meyi 2,3 y&uuml;zde puan aşağı &ccedil;ekerken, 2014 &uuml;n ilk &ccedil;eyreğinde b&uuml;y&uuml;meye 2,7 y&uuml;zde puan katkıda bulunmuştur. Sonu&ccedil; olarak, T&uuml;rkiye ekonomisi tekrar yeniden dengeleme s&uuml;recine girmiştir denildi. Hızlı istihdam artışının devam ettiği ifade edilen raporda, 2012 yılındaki ekonomik yavaşlamanın işg&uuml;c&uuml; piyasasını gecikmeli olarak etkilediği ve mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranının haziran 2012 de y&uuml;zde 8,1 ile rekor d&uuml;zeyde d&uuml;ş&uuml;k bir seviyede iken Eyl&uuml;l 2013 te y&uuml;zde 9,5 e y&uuml;kseldiği hatırlatıldı. Raporda, o zamandan bu yana, işg&uuml;c&uuml;ne katılım oranının hızlı bir şekilde artarak y&uuml;zde 50,4 ile rekor seviyeye ulaşmasına rağmen, işsizlik oranının istikrarlı bir şekilde azalarak mart ayında y&uuml;zde 9,1 e gerilediği, istihdam artışının geniş tabanlı olmakla birlikte, inşaat sekt&ouml;r&uuml;ndeki istihdam artışının &ouml;zellikle hızlı olduğu ve bir &ouml;nceki yıla g&ouml;re neredeyse y&uuml;zde 12,4 arttığı bildirildi. DENGESİZLİKLER Y&Uuml;KSEK Avrupa Birliği ndeki (AB) toparlanma ve kurdaki değer kaybı sayesinde T&uuml;rkiye nin cari a&ccedil;ığı bir nebze azalmıştır, ancak dengesizlikler halen y&uuml;ksektir denilen raporda, şunlar kaydedildi: 2013 yılında cari a&ccedil;ığa GSYH nin y&uuml;zde 1,4 &uuml; oranında katkıda bulunan net altın satışları i&ccedil;in d&uuml;zeltme yapıldığında, 12 aylık cari a&ccedil;ık bir &ouml;nceki yılın aynı d&ouml;neminde y&uuml;zde 6,7 iken Mart 2014 itibariyle GSYH ınn y&uuml;zde 6,2 sine d&uuml;şm&uuml;şt&uuml;r. Mart ayında altın hari&ccedil; ihracattaki yıllık y&uuml;zde 7,2 lik artışın altında yatan temel fakt&ouml;rler AB deki toparlanma ve reel efektif kurda yıllık bazda yaşanan y&uuml;zde 6,6 lık değer kaybı olmuştur. Kısa vadeli sermaye girişleri 2013 yılında cari a&ccedil;ık finansmanının neredeyse yarısını oluşturmuştu. 2014 yılının ilk &ccedil;eyreğinde, finansal piyasadaki &ccedil;alkantılar portf&ouml;y &ccedil;ıkışlarına sebep olmuş ve rezervlerden kullanımlar ile birlikte net hata ve noksan kalemi cari a&ccedil;ık finansmanının b&uuml;y&uuml;k bir kısmını oluşturmuştur. Bu gelişmelere rağmen, bankacılık sekt&ouml;r&uuml; ve şirketler kesiminin bor&ccedil; &ccedil;evirme oranları rahat bir şekilde y&uuml;zde 100 &uuml;n &uuml;zerinde kalmıştır. Daha yakın d&ouml;nemde, belirsizliklerin azalması ve iyileşen k&uuml;resel beklentiler ile birlikte sermaye girişleri tekrar başlamıştır. Nisan ayında, yabancı doğrudan yatırım girişleri toparlanarak 3,2 milyar dolara ulaşmış, portf&ouml;y girişleri 4,2 milyar dolar olarak ger&ccedil;ekleşmiş ve d&ouml;viz rezervleri 2,7 milyar dolar artmıştır. ENFLASYON KONUSU... Enflasyonun, Merkez Bankası nın y&uuml;zde 5 hedefinin olduk&ccedil;a &uuml;zerinde olduğu belirtilen raporda, mayıs ayında t&uuml;ketici fiyatlarının artmaya devam ettiği ve Aralık 2013 te y&uuml;zde 7,4 olan 12 aylık enflasyonun y&uuml;zde 9,7 ye y&uuml;kseldiği kaydedildi. Aynı d&ouml;nemde, gıda, t&uuml;t&uuml;n, alkol, enerji ve altın fiyatlarının hari&ccedil; tutulduğu &ccedil;ekirdek enflasyonun y&uuml;zde 9,8 e ulaştığı ve bunun Nisan 2007 den bu yana en y&uuml;ksek seviye olduğu ifade edilen raporda, Kurdaki değer kaybı, enflasyon beklentilerindeki k&ouml;t&uuml;leşme ve bunun fiyatlandırma davranışlarına yansıyan etkileri enflasyondaki y&uuml;kselmenin temel etkenleri olmuştur. Buna g&ouml;re, TCMB yılın ikinci enflasyon raporunda 2014 yılsonu enflasyon tahminini 1 puanlık artışla y&uuml;zde 7,6 olarak revize etmiştir (D&uuml;nya Bankası tahmini y&uuml;zde 8,2 dir) ifadelerine yer verildi. Olumsuz enflasyon g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;ne rağmen, TCMB nin mayıs ayında politika faiz oranını 50 baz puan d&uuml;ş&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; hatırlatılan raporda, Banka nın politika faiz oranını (1 haftalık repo) d&uuml;ş&uuml;r&uuml;rken, gecelik bor&ccedil; alma ve bor&ccedil; verme oranlarını değiştirmeyerek sırasıyla y&uuml;zde 8 ve y&uuml;zde 12 olarak sabit tuttuğu belirtildi. Bu gelişmelerin sonucu olarak, ağırlıklı ortalama TCMB fonlama maliyetinin y&uuml;zde 10,2 den y&uuml;zde 9,5 e d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; ifade edilen raporda, şunlar kaydedildi: TCMB faiz oranını d&uuml;ş&uuml;rmesinin gerek&ccedil;eleri olarak belirsizliklerdeki azalmanın ve risk primlerindeki d&uuml;ş&uuml;ş&uuml;n altını &ccedil;izmiştir. Enflasyon beklentilerindeki k&ouml;t&uuml;leşme g&ouml;z &ouml;n&uuml;nde bulundurulduğunda, TCMB nin enflasyonu hedeflenen oranlara d&uuml;ş&uuml;rebilmesi i&ccedil;in sıkı bir duruş sergilemesi gerekecektir. Vergi gelirlerindeki d&uuml;ş&uuml;k performans ve b&uuml;y&uuml;k reel harcama artışları sebebiyle mali sonu&ccedil;lar biraz k&ouml;t&uuml;leşmiştir. Bir &ouml;nceki yılın aynı d&ouml;neminde 4,3 milyar TL fazla veren merkezi y&ouml;netim b&uuml;t&ccedil;esi, bu yılın ilk beş ayında 2,8 milyar TL a&ccedil;ık vermiştir; faiz dışı fazla yıllık bazda y&uuml;zde 15 d&uuml;şerek 22,1 milyar TL olarak ger&ccedil;ekleşmiştir. Yıllık bazda reel harcamalar y&uuml;zde 6,3 artarken, reel gelirler y&uuml;zde 1,9 artmıştır. Vergi gelirleri reel bazda y&uuml;zde 0,6 artmıştır. Bununla birlikte, istikrarlı b&uuml;y&uuml;me ile birlikte yıl sonu hedeflere ulaşılabileceği g&ouml;r&uuml;nmektedir. Gelirlerin d&ouml;ng&uuml;sel yapısı ve zorunlu harcamaların artan ağırlığı mali riskler sunmaya devam etmektedir.

Türkiye'ye iyi haber!

Dünya Bankası Türkiye için belirlediği 2014 büyüme tahminini yükseltti