Duygu Nevşe Şener ile Bremen Mızıkacıları Masalı
Hayatınızda ne olursa olsun, doğru müziğin iyileştiremediği bir zaman dilimi neredeyse yoktur. Çocuklar için de aynı şey geçerli. Müzik öğretmenliğinin yanısıra çocuklardan ve masallardan aldığı ilhamla çocuk şarkıları besteleyen ve bu şarkıları masalla harmanlayan Duygu Nevşe Şener bundan sonra her gün bizim için müzikli bir masal anlatacak. Bugünkü masalımız Bremen Mızıkacıları...
Bremen Mızıkacıları
MASAL ANLATICISI DUYGU NEVŞE ŞENER, 1983 İstanbul doğumlu. Orta öğretim, üniversite ve yüksek lisans öğrenimini İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı’nda tamamladı. Eğitim hayatı boyunca Geleneksel Türk Müzik Kültürü ve Dünya Müzikleri üzerine çeşitli araştırmalar yaptı. 2007 yılından bu yana müzik eğitmenliğinin yanına masal anlatıcılığını da ekledi. Bu alanda birçok kurumda görev aldı, hala devam eden birçok projesi var. Çocuklar ve masallardan aldığı ilhamla 2015 yılından bu yana birçok çocuk şarkısını besteledi. Daha fazla çocuğa ulaşmak için bir dizi konser programında kendi besteleriyle yer aldı ve gönül verdiği bu çalışmalara hala devam ediyor. Aynı zamanda 2019 yılı itibariyle tüm bu projeleri İstanbul Bakırköy’de Peek A Boo Music&Book çatısı altında çocukların yeteneklerini keşfedecekleri müzikle, kitapla, masallarla büyüyecekleri bir mekan topladı.
Bremen Mızıkacıları Masalı
Bir zamanlar yaşlı ve yorgun bir eşek varmış. Sahibinin onu artık daha fazla beslemek istemediğini anlamış. ”En iyisi buralardan gitmek” diye düşünmüş. “Bremen’de şarkıcılık yaparım. Bazıları anırmamı pek beğenirdi zaten.” demiş.
Böylece bir sabah erkenden yola çıkmış. Bir süre yürüdükten sonra iki büklüm bir köpekle karşılaşmış. “Artık sahibime avda yardımcı olamayacak kadar yaşlandım,” demiş köpek eşeğe. ” Sahibimde artık beni beslemiyor.” Eşek gülmüş. ” Benimle Bremen’e gelsene şarkıcı oluruz,” demiş.
Yola koyulmuşlar. Çok geçmeden bir damın üzerinde üzgün oturan bir kedi görmüşler. ” Çok yaşlandım, fareler bile dalga geçiyorlar, ” demiş kedi. “Sen de bizimle gel” demiş eşek. “Sesin hala güçlü çıkıyor, şarkı söyleriz Bremen’de.”
Bağıra bağıra şarkılar söyleyerek yola devam etmişler. Bir çiftlik evinin yakınlarından geçerken kendi seslerinden yüksek bir sesle irkilmişler. ” Kuk-ku-ri-kuuuuuuuuu!… Sonum geldi!” diyormuş iri bir horoz. Sonra eşek, köpek ve kediye yana yakıla anlatmış: ” Bu akşam sahibimin konukları gelecek. Öyle hissediyorum ki beni pişirip yiyecekler.” Eşek “Endişelenme, seninki gibi bir ses bize çok şey katar. Haydi gel şarkıcı olalım,” demiş.
Akşam olduğunda hepsi çok yorulmuş. Bir şeyler yemek ve uyumak istiyorlarmış.İlerde penceresinden ışık süzülen bir kulübe görmüşler. Horoz uçup pencereden içeri bakmış. “Dört soyguncu görüyorum, nefis bir sofranın başındalar,” demiş. “Bir planım var,” demiş eşek. Birbirlerinin sırtına tırmanmışlar. En altta eşek, sonra köpek, onun üstünde kedi ve nihayet en tepede de horoz. Pencere yaklaşıp çıkarabilecekleri en yüksek sesle bağırmaya başlamışlar. “İmdaaaaat! Bu bir hayalet!” demiş soygunculardan birisi. ” “Bence bir canavar!” demiş ötekisi. ” Bence cadılar bastı! ” demiş öteki. ” Annemi istiyorum,” demiş sonuncusu. Bir kaç dakika sonra dört şarkıcımız soygunculardan kalan sofradaymışlar.
Geceleyin onlar uyurken soyguncular geri gelmişler. Ama hayvanlar hazırlıklıymış. Soyguncular içeri girer girmez, eşek “Şimdi” demiş ve saldırıya geçmişler. Soyguncular bir daha hiç dönmemecesine kaçmışlar oradan. Şarkıcılarımız da bu sevimli küçük kulübeye yerleşmişler. Bremen’e gitmeyi de bir süre ertelemişler, ama her gün şarkı söylemeyi unutmuyorlarmış. Eğer bir gün onları dinleme şansınız olursa, Bremen sakinlerinin ne büyük bir tehlike atlattıklarını anlamanız güç olmaz.
Youtube HT ÇOCUK