'Dijital Miras' tartışması
Denizli'de trafik kazasında kaybettiği eşinin bulut bilgi işlem sağlayıcısı hesabına ulaşmak için dava açan kişinin talebi üzerine, dijital mal varlığının tespitinin yapılarak terekeye dahil edilmesi gerektiğini belirten istinaf, dosyayı ilk derece mahkemesine gönderdi. Bu kararın ardından başlayan tartışmalarda vefat eden kişiye ait özel veriler ve dijital miras konusu hukuk dünyasını ikiye ayırdı. Hukukçular Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Ejder Demir, Av. Fatih Uzun HABERTÜRK'ten Emrah Doğru'ya özel açıklamalarda bulundu.
ABONE OLPROF. DR. ERSAN ŞEN: “KİŞİ ÖLSE BİLE HATIRASININ OLDUĞU VE BUNA SAYGI GÖSTERİLMESİ GEREKTİĞİ AŞİKARDIR”
“Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk dairesinin Denizli 4. Sulh Hukuk mahkemesinin kararını kaldırma ve yeni bir karar verilmesi amacıyla bu mahkemeye gönderilmesine dair karar, dijital mal varlığı, buna bağlı dijital miras anlamında ve tereke tespitiyle ilgilidir. Bir defa bölge adliye mahkemesi öncelikle, tereke tespitinin iyi bir araştırma yapılarak belirlenmesinin yapılmasını istemiştir. Tereke tespitine hakkı olanın bu talebinin ilgili sulh hukuk mahkemesince en ince şekilde değerlendirilip, neticelendirilmesi istenmiştir. İkincisi ise bölge adliye mahkemesi gelişmelere bakarak, Türk Medeni Kanunu'nun ilgili hükümlerinde ele almak suretiyle mal varlığı kavramından ve murisin miras bıraktığı mal varlığından ne anlaşılması gerektiğini ortaya koymaya gayret etmiştir ki bilimsel kaynaktan yararlanılarak, dijital mirasın gelinen bu zamanda olabileceğini ve burada dijital mal varlığının kapsamına videoların, fotoğrafların, e-postaların, elektronik ortamda depolanan ve yalnızca dijital formda bulunan diğer varlıkların girebileceğini ifade etmiştir. Bu yönüyle bir kişinin cep telefonu değil, o telefonların içlerinde bulunan bilgilerin, fotoğrafların ve içinde saklananlarının da yine dijital mal varlığına konu olacağı ve tereke tespitinde dikkate alınacağı ifade edilmiştir. Buna karşılık akla gelebilecek husus ise şudur, kişi ölse bile hatırası vardır. Saygı gösterilmesi gerekir ancak kişinin hatırasına hakarette ölüm vakasını arayan kanun koyucu, hakaret suçu bakımından ayrı bir düzenleme yapmıştır. TCK’nın 125. Maddesinde hakaret suçunu düzenleyen kanun koyucu, 130. Maddede bir kimsenin öldükten sonra hatırasına hakaret edilmesinden bahsetmiştir. Bunun gerekçesinde ise şunu dile getirmiştir. Onur, şeref ancak yaşayan kişiler için mümkündür. Ölen bir kişinin sadece hatırasından söz edilirdi. Buradan hareket bakıldığında ceza kanununu getirip buraya yorumladığımızda da kişinin ölmekle hatırası olduğu ve buna saygı gösterilmesi gerektiği aşikardır fakat onur, şeref, saygınlık ve özel hayat gibi kavramların ölmek ile bittiği sonucu çıkarılabilir."