Art arda depremler sonrası çağrı merkezlerinde bekleme süreleri arttı

Doğu Anadolu fayının kırılmasının ardından art arda depremler meydana gelmeyi sürdürüyor. Sarsıntılar sonrası hayatta kalanlara ulaşma açısından teknolojinin önemi birçok kez vurgulanırken, telekomünikasyon firmalarının bölgede yeterli hizmeti verememesi bu konuda sınıfta kaldıklarını gündeme getirmişti. Bu sorun başka bir olumsuzluğu da önemli ölçüde tetikleyen bir etki yarattı. Önde gelen teknoloji, telekomünikasyon, banka gibi firmaların büyük çoğunluğunun çağrı merkezleri meydana gelen afet sonrasında şu sıralar neredeyse ulaşılamaz hale geldi.

Dijital yayın platformlarından aldığımız bilgiye göre, firmaların çağrı merkezi çalışanlarının yüzde 80’i deprem bölgesinde evden çalışıyordu. Yaşanan yıkımlar sonrası, kesintilerle birlikte çağrı merkezleri neredeyse ulaşılamaz hale geldi. Yalnızca deprem bölgesindeki değil tüm Türkiye çapındaki çağrı merkezi bekleme süreleri önemli ölçüde artış gösterdi.

Deprem sonrası birçok firma üyeliklerin iptali veya dondurulması konusunda deprem bölgesindeki kullanıcılara kolaylık sağlayacağı konusunda açıklamalarda bulundu. Bununla birlikte evleri zarar gören ve kişisel eşyalarına ulaşamayan depremzedeler de kredi kartlarını iptal etmek için bankalara baş vurmaya başladılar. Bu da hali hazırda çalışma hızı düşen çağrı merkezlerinde normalin de üzerinde bir yoğunluğa sebebiyet verdi.

Çağrı Merkezleri Derneği’nin verilerine göre, sektörün istihdamı 160 binin üzerinde. Pandemi ile birlikte sektörün büyük çoğunluğu evden çalışma sistemine geçerken, istihdamın %70’ine yakınının dış kaynaklar tarafından sağlandığı belirtiliyor. Dernek tarafından geçmiş yıllarda yayınlanan verilere göre, çağrı merkezi çalışanlarının yüzde 50’sinden fazlası Anadolu’da istihdam ediliyor. Büyük şehirlerin payı Anadolu’nun gerisinde kalıyor. Yüzde 30’un üzerindeki payı ile çağrı merkezleri istihdamının zirvesinde ise telekomünikasyon şirketleri yer alıyor.