Dehşet dolu ayrıntılar! Öldürdüğü kişilerin kemiklerini sobada yaktı
Küçük çocuk "Üvey babamın parmağı yaralıydı" dedi. Bu bilgiler akıllara durgunluk veren bir cinayet serisinin çözülmesini sağlayacaktı. Teknolojinin yetersiz olduğu dönemde sokak çalışmasıyla yapılan çalışmalarda, vahşetin ötesinde işlenen iki cinayetin sırrı çözülmüştü. Katil zanlısı önce 'yasak ilişki' yaşadığı eşinin sevgilisini öldürüp, cinsel organını kesti ve parçalara ayırdı. Ardından cesedin kemiklerini sobada yaktı. Parçaladığı cesedi ise boş araziye attı. Aylar sonra aynı işlemi eşine de yaptı. Tüyler ürperten inanılmaz cinayetlere kurban giden iki kişinin kayıp başvurusuyla başlanan vahşeti çözen cinayet uzmanı emekli polis memuru Halit Doğan anlattı. Habertürk muhabiri Mustafa Şekeroğlu'nun özel haberi...
ABONE OLEli kanlı katillerin akıllara durgunluk veren sahnelerinin yer aldığı vahşet filmlerini izlediğimizde, tüylerimiz diken diken olur. Bazı sahnelerin gerçek hayatta esinleneceğini asla düşünmeyiz. Çünkü öyle sahnelerin korkunç görüntüsü bizlere o gerçeklerin olabileceğini inandırmaz. Oysa 1995 yılında İstanbul’da işlenen bir seri cinayetler zinciri o film sahnelerini geride bırakacaktı.
Tarih yaprakları 1994’ü gösteriyordu. İlkbaharın serin havasının yaşandığı günlerden birinde, Gayrettepe’deki Asayiş Şube Müdürlüğü binasına giren genç bir kadın, basamaklardan en üst katta çıktı. Karşısında gördüğü gri renkli demir kapının ziline bastı. Kapının yine demirden sürgülü küçük penceresi açıldı. Küçük pencereden bakan polis memuru “Buyur yenge‘ dedi. Genç kadın “Kocam kayıp” dedi. Sürgülü pencere kapanıp geniş demir kapılı ses çıkartarak açıldı. Genç kadın içeri alındı. Girdiği yer suçluların korkulu rüyası ‘Cinayet Masası’ydı.