Çocuk yetiştirirken kadın erkek eşitsizliğiyle mücadele edebilecek 5 fikir
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Dünya Ekonomik Forumu'nun ülkelere göre yaptığı değerlendirmelerde, ekonomik katılım ve fırsatlar, akademik başarı, siyasi güçlenme, sağlık ve uzun ömürlülük konularındaki farklılıklarda erkeklerin kadınlardan daha yüksek puan aldığı dikkat çekiyor. Cinsiyet temelli eşitsizlikler, yaşanan bazı olağanüstü durumlarla ise daha da derin bir hal alıyor. Bunun en güçlü iki örneği ise; Covid-19 pandemisi ve Kahramanmaraş merkezli depremlerden kadınların daha çok etkilenmesi. Cinsiyet eşitsizliği ortadan kaldırılabilecek bir problem. Burada da ailelere, öğretmenlere çocuğu doğru yetiştirmek konusunda büyük görevler düşüyor. Uzman Psikolog Emine Esra Tanrıverdi, "Çocukları 'sen kızsın, sen erkeksin' şeklinde değil; doğru, dürüst, ahlaklı, sağlam karakterli insan olarak yetiştirmek gerekiyor" dedi
ABONE OLToplumsal cinsiyet temelli eşitsizlikler, yaşanan bazı olağanüstü durumlarla birlikte daha da derinleşiyor. Kadınların maruz kaldığı olumsuz muameleler dünya çapında görülen bir sorun. Dünya Ekonomik Forumu düzenli olarak ülkeleri ekonomik katılım ve fırsatlar, akademik başarı, siyasi güçlenme, sağlık ve uzun ömürlülük konularındaki göreceli farklılıklara göre değerlendiriyor. İncelenen tüm kültürlerde erkeklerin sürekli olarak kadınlardan daha yüksek puan aldığı dikkat çekiyor.
Örneğin Covid-19 pandemi̇sinin kadınları daha olumsuz yönde etkilediği belirtilirken, pandeminin başlarında yapılan bir anketin sonuçları; Birleşik Krallık'ta yaşayan kadınların yarısının evde, iş yerinde ve toplumda kadın-erkek eşitliğinin 1970'lere geri dönmesinden endişe duyduğunu gözler önüne serdi. Peki kadınlar neden böyle düşündü? The Guardian'da yer alan bir habere göre, pandemide kadınlar daha fazla işten çıkarıldı, evde eğitim ve evden çalışmayla beraber ev işlerinin yükünü de sırtlandı. Bugün ise Kahramanmaraş merkezli depremlerden olumsuz etkilenen vatandaşlar arasında yine kadınların birçok konuda daha dezavantajlı konumda olduğuna dikkat çekiliyor.
Uzmanlara göre eşitsizliğin üstesinden gelebilmek için öncelikle çocukların ve gençlerin cinsiyetçi dil ve klişelere maruz kalmaması gerekiyor. Burada da aileye ve öğretmenlere çok büyük görev düşüyor.
Cinsiyetin yapabileceklerimiz üzerinde bir etkisi yok; bunun aksini savunan fikirle doğmayız ancak bunu öğreniriz. Uzmanlara göre, kim olduğumuza, bizden ne beklendiğine dair duygular, erken dönem deneyimleri ve toplumun genelinden gelen ipuçları bu fikri şekillendirir. Ancak çocuklar küçük yaşlardan itibaren toplumsal cinsiyet ile beklenti ve başarının bağımsızlığını öğrenebilir. Peki ama nasıl? İşte beş fikir...
- Konuşurken kullanılan dile dikkat etmek:
Örneğin, anaokulundaki çocuklara "önce kızlar, sonra erkekler söylesin" demek yerine "çocuklar söyleyin" demek...
- Toplumsal cinsiyet kalıplarını kullanmamak:
Giysi ve oyuncakları renk ve görüntülere göre ayırmamak; kızların matematikte ve sert oyunlarda daha kötü olduğu ama duygularda ve diğer insanlarla iyi geçinmede daha iyi olacağı varsayımlarını kullanmamak...
- Cinsiyet stereotiplerini teşvik eden oyunlar tercih etmemek:
Oyuncak bebekler ve doldurulmuş hayvanlar, hangi cinsiyetten olursa olsun çocukların bakım verme pratiği yapmalarına yardımcı olur. Top oyunları ve yapı oyuncakları, her iki cinsiyette de el-göz koordinasyonunu ve uzamsal becerileri geliştirmeye yardımcı olur.