Can Bartu hem 'Baron' hem de 'Sinyor'
Can Bartu, hem futbolcu hem de basketbolcu olarak milli takım forması giydi. Bartu, aynı günde Fenerbahçe'nin Beşiktaş maçında yeşil sahaya, Galatasaray maçında ise parke zemine çıktı. Bu özellikleriyle dünya spor tarihine geçen Can Bartu, Galatasaraylı Metin Oktay ile jübile maçında 10 dakikalığına takımlarını değiştirerek meslektaşıyla birlikte futbolun en güzel halini sergiledi. Belki Fenerbahçe ile Galatasaray, koronavirüs salgını sonrasında sağlık çalışanları için özel bir maç yaparak hem onları onore hem de iki efsanevi futbolcuyu yad eder. Mehmet Çalışkan, Habertürk 'Haftanın Portresi'nde vefatının birinci yıl dönümü vesilesiyle Can Bartu'nun Türk sporu için oldukça özel anlamlar içeren kariyerini derledi
ABONE OLBir sporcu düşünün;
* Aynı zaman diliminde aynı takımda hem futbol hem basketbol oynadı.
* Hem futbolda hem de basketbolda milli takım forması giydi.
* Milli takımda hem gol attı hem de gol yedi.
Hikâyesi, filmlere konu olacak kadar çekici ve sıra dışı olmasına rağmen yarım yüzyıldır nedense hiçbir sinemacının dikkatini çekmedi.
O gün Fenerbahçe'nin Beşiktaş ile futbol, Galatasaray ile ise basketbol maçı vardı.
Mithatpaşa Stadyumu'nda Fenerbahçe'nin Beşiktaş'ı 4 - 2 yendiği maçta 2 gol attı.
Bu maçtan bir kaç saat sonra Lütfi Kırdar Sergi ve Spor Sarayı'ndaki maça çıkıp Galatasaray karşısında 32 sayı üretti.
Fenerbahçe, maçı 82 - 50 kazandı.
Aynı gün iki farklı branşta iki derbi maçı...
Olabilir mi, mümkün mü?
İnanılmazı mümkün kılan kişi; Can Bartu...
O Can Bartu, aynı zamanda hem futbol milli takımında hem de basketbol milli takımında forma giyen tek sporcu.
Peki Can Bartu, nasıl oldu da aynı zaman diliminde hem futbol hem de basketbol oynadı?
Fenerbahçe basketbol takımında oynarken bir gün Galatasaraylı arkadaşlarıyla minyatür kale maç yaptı.
O maçta sergilediği yeteneğiyle ve 9 gol atmasıyla arkadaşlarını ziyadesiyle etkiledi.
O arkadaşları, maçtan sonra soluğu Galatasaraylı Gündüz Kılıç'ın yanında aldı.
Can Bartu'nun Galatasaray'da futbol oynaması gerektiği konusunda ısrar ederek Gündüz Kılıç'tan konuyla ilgilenmesini salık verdiler.
Ne var ki Gündüz Kılıç, Can Bartu'nun bir basketbolcu olduğunu, futbol oynayacağını düşünmediğini belirterek konuyla ilgilenmedi.
Gündüz Kılıç, öyle düşünedursun futbolun kaderi Can Bartu için ağlarını örmeye başlamıştı.
Bir gün Fenerbahçe, Edirnespor ile maç yapacaktı.
O da ne?
Sakatlıklardan dolayı takımda iki eksik futbolcu vardı.
Fenerbahçe yönetimi, futbolda da yetenekli olduklarını öğrendiği Can Bartu'yu ve başka birarkadaşını futbol takımının kadrosuna dahil etti.
Bilin bakalım ne oldu?
Can Bartu, ilk profesyonel futbol maçında tam 4 gol attı.
Hakem, 3'ünü saymadı.
Fenerbahçe, maçı 1 - 0 kazandı.
Böyle bir futbol yeteneği yeşil sahalara kazandırılmalıydı.
Fenerbahçe'nin yöneticisiFikret Arıcan, Can Bartu'nun evine giderek ailesinden oğullarının basketbolu bırakarak futbol oynaması için izin istedi.
Annesi şiddetle karşı çıktı. Çünkü ona göre futbol serseri işiydi.
Ne var ki Can Bartu, daha fazla para kazanıp ailesine destek olmak istiyordu.
Annesini de şöyle ikna etti; futbol oynayacaktı ama basketbola da devam edecekti.
Fikret Arıcan'a böyle bir şart sundu.
'Tamam' cevabını alınca dünya spor tarihinde yeni bir sayfa açıldı.
Ne var ki Can Bartu'nun futbolcu - basketbolcu kimliği gün geldi sona erdi.
Sportif Oyunlar Federasyonu, artık iki branşta sporcu olamayacağını, futbol ile basketboldan birini seçmesini istedi.
O dönemlerde de Türkiye'de futbolcular, basketbolculardan daha fazla para kazanıyordu.
Ayrıca futbol seyircisi daha fazlaydı.
Artık, 'Baron' lakabı takılacak olan futbolcu Can Bartu'ydu.
Seçimiyle ilgili duygularını şöyle dile getirmişti; "Basketbolu içten gelen bir arzuyla oynuyordum ama hayat bazen sevdiklerini mecburen bıraktırıyor. Mamafih futbolu da severek oynadığımı itiraf edebilirim."
Can Bartu'yu efsane haline getiren olaylardan biri de Galatasaraylı Metin Oktay'ın jübile maçıydı.
1969'da Galatasaraylı efsane futbolcu jübile yapacaktı.
Metin Oktay, futbola Fenerbahçe ile yapılacak bir jübile maçıyla veda etmek istedi.
Fenerbahçe yöneticisi Eşref Aydın, bu isteği kabul etmek için tatlı ve bir o kadar da zekice şart sundu;
Metin Oktay, maçta 10 dakikalığına Fenerbahçe forması giyecekti.
Metin Oktay, bu şarta 'Şeref duyarım'dedi.
Jübile maçı ebedi dost, ezeli rakip Fenerbahçe ile yapıldı.
Maçın bir bölümünde Metin Oktay ile Can Bartu 10 dakikalığına formalarını değiştirdi.
Efsane Galatasaraylı Metin Oktay; Fenerbahçeli, efsane Fenerbahçeli Can Bartu; Galatasaraylı oldu.
Maçın bitiminde Metin Oktay, sahayı her iki takımın oyuncularının omzunda terk etti.
Şimdi böyle bir durum yaşanabilir mi?
Keşke yaşansa...
Örneğin; koronavirüs salgınından sonra Fenerbahçe ile Galatasaray, sağlık çalışanları için bir maç yapsa...
Maçın bir bölümünde futbolcular formalarını 10 dakikalığına değiştirseler...
Hatta teknik direktörler de maçın o bölümünde takımlarını değiştirip diğer takımı yönetse...
Futbolcular da maçın seremonisinde aralarına sağlık çalışanlarını alsa...
Ne güzel olmaz mı?
Fenerbahçe, Galatasaray, Sağlık Bakanlığıile Gençlik ve Spor Bakanlığı böyle bir maçı çok güzel organize eder.
Hem koronavirüs salgınında cansiparane şekilde mücadele eden sağlık çalışanları onore hem de Türk futbolunun iki efsanesinin ruhu şad edilir.
Dönelim Can Bartu'nun hikâyesine...
Can Bartu, 31 Ocak 1936'da dünyaya geldi.
Spora ilk adımını 1949'da Fenerbahçe Genç Erkek Basketbol Takımı'nda atan Can Bartu, 1955'te İstanbul ve Türkiye şampiyonlukları yaşayan kadroda yer aldı.
Orta saha oyuncusu olarak formasını ıslattığı birinci Fenerbahçe döneminde 116 maça çıkıp 54 gol attı.
2 Kasım 1958...
Romanya - Türkiye maçının 83'üncü dakikasında kaleci Turgay Şeren sakatlandı.
Oyuncu değişikliği hakkı kalmadığı için maçın kalan dakikalarında kaleye Can Bartu geçti.
Maçın 85'inci dakikasında Ahmet Berman'ın kendi kalesine attığı golle Can Bartu, milli takımda hem gol atan, hem de gol yiyen tek futbolcu olarak futbol tarihine geçti.
MİLLİ TAKIM KARİYERİ
Türkiye B Milli Takımı (1957 - 1959)
Maç: 2
Gol: -
Türkiye A Milli Takımı (1957 - 1969)
Maç: 26
Gol: 6
Bir maç;
Fenerbahçe ile Macaristan şampiyonu Csepel SC, 13 Eylül 1959'daŞampiyon Kulüpler Kupası'nda İstanbul'da karşı karşıya geldi.
Fenerbahçe, maçın henüz 97'nci saniyesinde Robert Kisuczky'den gol yedi.
73'üncü dakikada Can Bartu gol atıp skoru 1 - 1'e getirdi.
23 Eylül 1959'da Budapeşte'deki rövanş maçını 3 - 2 kazanan Fenerbahçe tur atladı.
Csepel SC'nin ünlü oyuncularından Hidegkuti, Can Bartu'nun Avrupa'ya açılmasına önayak oldu.
Nasıl mı?
Hidegkuti, jübile yaptıktan sonra Fiorentina'nın teknik direktörü oldu.
Şampiyon Kulüpler Kupası'nın iki maçında kendilerine kök söktüren Can Bartu'yu 1961'de kendi takımına transfer etti.
Sahaya çıktığı ilk maç, Fiorentina - Torino arasıdındaydı.
İlk golünü ise Bologna'ya attı.
Fiorentina, maçı Can Bartu'nun attığı golle 1 - 0 kazandı.
Can Bartu, o sezon 14 maça çıkıp 2 gol attı.
Fiorentina ileAtletico Madridarasındaki UEFA Kupa Galipleri Kupası final maçında sahaya çıkan Can Bartu, Avrupa Kupaları'nda forma giyen ilk Türk futbolcu oldu.
Can Bartu ile Fiorentina birbirlerinde beklediklerini bulamayınca 1962'de İtalya'nın Venezia takımına kiralandı.
Can Bartu, Venezia'da bir sezonda 30 maça çıkıp, ağları 8 kez sarstı.
Attığı gollerden biri de asli takımı Fiorentina'ydı.
Venezia'daki başarısıyla İtalya'da dikkatleri üzerine çekenCan Bartu, kiralık döneminden sonra ertesi sezon yeniden Fiorentina'ydı.
1963 - 1964 sezonunda 10 maça çıkan Bartu, o maçlarda gol atamadı.
Can Bartu ile Fiorentina arasındaki aşı ikinci kez tutmayınca bir diğer İtalya takımı olan Lazio'ya transfer edildi.
Başlarda kadroya giremeyen Can Bartu, daha sonra forma şansı bularak Lazio'da geçirdiği 3 sezon boyunca verimli bir performans sergiledi.
Türkiye'deki lakabı'Baron' olan Can Bartu'ya İtalya'da 'Beyefendi' anlamına
gelen 'Sinyor' lakabı takıldı.
CAN BARTU'NUN İTALYA PERFORMANSI
SERİ A
Maçı Sayısı: 99
Gol Sayısı: 13
ŞAMPİYON KULÜPLER KUPASI
Maç Sayısı: 10
Gol Sayısı: 3
KUPA GALİPLERİ KUPASI
Maç: 3
Gol: 1
İTALYA KUPASI
Maç Sayısı: 7
Gol Sayısı: 2
TOPLAM MAÇ SAYISI: 119
TOPLAM GOL SAYISI: 19
1967'de Fenerbahçe'ye dönen Can Bartu, ikinci sarı - lacivert döneminde 3 sezon futbol oynadı.
Can Bartu, kaptanlığını da yaptığı Fenerbahçe kariyerinde birinci dönemle birlikte toplam326 maça çıkıp 162 gol attı.
6 Eylül 1970'te Beşiktaş ile yapılan jübile maçında aktif spor kariyerini sonlandıran Can Bartu, spor yorumcusu olarak uzun yıllar futbola ve basketbola ait bilgilerini ve deneyimlerini aktardı.
Türk sporunun efsane ismi Can Bartu, geçtiğimiz yıl, 11 Nisan'ı 12 Nisan'a bağlayan gece vefat etti.
Adı Fenerbahçe Marşı'nda yer alan, spor tesislerine verilen Can Bartu, Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu'nda düzenlenen törenin ardından Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi.
83 yaşında vefat eden Can Bartu, yetenekli, çalışkan, azimli, vizyoner ve vatansever bir sporcuydu.
Bunların yanı sıra sahada fair - play'a sonuna kadar sadık bir sporcu, saha dışında ise ahlaklı ve beyefendi biriydi.
Taraflı - tarafsız herkesin sevgisini ve saygısını kazanması, birçok çocuğa 'Can' veya 'Bartu' adının verilmesi, Türkiye'nin değerlerinden biri olması işte bundan dolayıydı.