Bodrum’da ilk kez görüntülendi
Koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle sokakta insanların olmaması farklı cinslerde hayvanların görülmesine neden oldu. Son olarak çeltikçi kuş ve yavruları ilk kez görüntülendi
Muğla'nın Bodrum ilçesinde üreme kaydı hiç olmayan, Anadolu’nun hakkında en az bilgiye sahip olunan türlerinden biri olan çeltikçi kuş ilk kez görüntülendi.
Bitez Mahallesi’nde bulunan küçük bir sulak alanda görüntülenen çeltikçi kuş, uzun kavisli gagası ve göz alıcı renkleriylegöz kamaştırdı.
Önemli ve nadir görülen çeltikçinin Bodrum’da görülmesi heyecanlandırırken, yetkililer kuşa ve yavrularına zarar verilmemesi konusunda vatandaşları uyardı.
Doğa Derneği Koruma Programı Koordinatörü Levent Erkol, çeltikçi kuşunun Bodrum’da üreme kaydının ilk kez gerçekleştiğini, bunun da çok önemli bir kayıt olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Anadolu’daki sulak alanlar ve bu alanlarda yaşayan canlı türleri her geçen gün yok olurken çeltikçinin üreme kaydı oldukça sevindirici. İnsan sağlığını tehdit eden küresel koronavirüs salgını doğanın insan baskısının azalması ile kendisini nasıl yenileyebileceğini gösterdi. Önemli olan salgından sonraki normalleşme sürecinde de doğal alanlar üzerindeki baskıyı artırmamak. Örneğin önümüzdeki günlerde Merkez Av Komisyonu ülkemizde hangi hayvanın hangi alanda ne kadar vurulacağına karar vermek üzere toplanıyor. Ava açık bir alanda çeltikçilerin veya başka hayvan türünün üremesi neredeyse imkansız. Sulak alanlar doğal veya yapay olmaları veya boyutlarından bağımsız olarak Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği ile koruma altında. Bu alanların korunması ve geleceğe taşınması ancak kamu kurumları ve yerel yönetimlerin iş birliği ile mümkün. Sulak alanlar korundukça Bodrum Yarımadası çeltikçi gibi başka sürprizlere ev sahipliği yapabilir" dedi.
SAYILARI HIZLA AZALDI
Sulak alanlara bağımlı olarak yaşayan kuş türü, Anadolu coğrafyasında hem üreme hem kışlama döneminde gözlenebiliyor.
Doğa Derneği’nin ve tür konusunda çalışmalar yürüten araştırmacıların yaptığı çalışmalar çeltikçi kuşun 1950 yıllarından bu yanaTürkiye'de önemli üreme alanlarının yok olması, ekolojik bütünlüklerinin bozulması veya üreme ve kışlama alanlarında artan insan baskısı sebebiyle hızlı bir şekilde azaldığını gösteriyor.
1950 yıllarında Türkiye’de iki bin 500’ün üzerinde çift ürerken bugün bu sayının 400 çiftin altına düştüğü ve düşmeye de devam ettiği öğrenildi.