Doğduğu asırlık konağı oyuncak ve kumbara müzesine dönüştürdü

Agah Ferhatoğlu, AA muhabirine, oyun amaçlı her türlü objeye "oyuncak" denildiğini, çocuğun gözünden bakıldığında belki bir sopanın onun için at, taş parçasının araba olarak anlam ifade ettiğini söyledi.

Çocukluğu kendisi gibi 1970'li, 1980'li yıllarda gençlerin oyuncaklara ulaşmasının zor olduğunu hatırlatan Ferhatoğlu, "Bundan dolayı içimde oyuncaklar bir ukde olarak kaldı. Oyuncak aynı zamanda bir büyük objenin minyatürü ve kopyası. Büyükler de çocuklar gibi onlara farklı anlamlar ifade ediyor. Biz de farklı bir anlam katmak adına müzeyi hayata geçirdik. Bundan da gurur, kıvanç duyuyoruz." diye konuştu.

Ferhatoğlu, ailesinin anısını yaşatmak için müzeye dönüştürdüğü konağın, 1920-1925 yıllarında büyük dedesi tarafından yaptırıldığını dile getirdi.

Kendisinin de bu binada doğduğunu anlatan Ferhatoğlu, şöyle devam etti:

"Burası eski bir yığma bina. Orijinalliğini koruyarak, özen göstererek 5 yıl içinde bu hale getirdik. Ülkemizde oyuncak müzesi sayısı 10'un üzerinde. Burada oyuncağı kumbara ile birleştirdik. Günümüzde artık kumbara da maalesef tedavülden kalktı gibi. Bu objeleri de burada sergiliyoruz. Butik bir müze oluşturduk. Sergilediğimiz eserlerin ana kısmını oluşturan oyuncaklar arasında arabalar, bebekler, bilyeler, okul aletleri, eski bakkal malzemeleri ile kumbaralar var. Türkiye'de bulunmayan ender kumbaralar burada sergileniyor. Bunlardan biri Osmanlı zamanından,1900'lü yılların başında yapılmış ender kumbaralardan. Bankaların verdiği kalem, anahtarlık, tabak, bardak gibi promosyonları da halkımızla buluşturuyoruz. Yaşayan bir müze olmasını istiyoruz. Sosyal faaliyetlerin devamı adı altında burada Hacivat Karagöz, kukla, sihirbaz, illüzyonist gösterileri yapmaktayız. Bu gösterilerin hepsini ücretsiz olarak halkımızla buluşturmaktayız."

Ferhatoğlu, müzenin pazartesi günleri hariç 14.00-00.00 saatlerinde ziyarete açık olduğunu sözlerine ekledi.

- Mahalle bakkalını gezerken çocukluk yıllarına gidiyorlar

Müzenin müdürü Murat Topçu, "Çocukluğum Ege'de" temasıyla açılan yapıda öncelikle çocuklara eski dönemlerin oyuncak ve kumbara kültürünü tanıtmayı hedeflediklerini belirtti.

Gerek yetişkin gerekse çocuk ziyaretçilerden güzel geri dönüşler aldıklarını vurgulayan Topçu, "Çocuklarımız zamane olduğu için hızlıca geçiyorlar. Yetişkinlerin daha fazla ilgi gösterdiğini görüyoruz. Büyükler anılarını zaten muhteşem bir şekilde canlandırıyor. En can alıcı noktamız, bakkal bölümümüz. Ziyaretçilerimiz, o dönemin ürünlerini görünce mahalle bakkalından yaptığı alışverişleri hatırlıyor." dedi.

Ziyaretçilerden Aylin Yüksek, müzeyi gezerken çocukluk yıllarındaki oyuncakları gördüğünü, nostaljik yolculuğa çıktığını anlattı.

Farklı duygular yaşadığını aktaran Yüksek, şunları kaydetti:

"Çocukluğumuzun oyuncaklarının burada toplanmış olması çok güzel. Çünkü artık o eski oyuncaklar yok. Günümüz teknoloji zamanı. O eski top oyuncaklar, bebek oyuncakları, emzikler, çaydanlık, tencere, daktilolarımız, okulda kullandığımız melodikalarımız... Annemin gençliğine bile inmiş oldum. Annem bana küçükken anlatırdı, 'Bu oyuncaklar vardı, şunlar vardı.' diye. Biz kuşak kuşak geçerek bunları kendimiz yaşadığımız için çok çok güzel. Çok duygulandım, çok hoşuma gitti."