Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'dan Habertürk'e açıklamalar

YENİ TURİZM HEDEFİ

Turizmde hedefin 42 milyon turist ve 35 milyar dolar olduğunu açıklayan Bakan Ersoy, "Biz şimdi 2019 rakamlarının üzerine çıkacağız. Ortadoğu pazarlarında sıkıntı yok. Suudi Arabistan'la ilişkilerimiz yeni düzeldi. Suudi Arabistansız verileri karşılaştığımızda ilk üç aya baktığımızda 147 bin turist gelmiş körfez ülkelerinden bu sene 167 bin gelmiş. İran'da bir sıkıntı yok zaten. Körfez ülkeleri sayıca düşüktür, konaklama, alışveriş harcaması yüksektir. Nisan ayı Ramazan'a denk geldi. Ama Ocak-Şubat-Mart verilerine baktığımızda sıkıntı yok, yüzde 13 artış var. Suudi Arabistan'la uçak tarifeli seferler başladı. Oradan hızlı bir şekilde yükselme olacaktır. Karadeniz'deki savaş sebebiyle rakam beklentimizi köşeye koyduk. 42 milyon turist 35 milyar hedefimizi sağlayacağız" diye konuştu.

Bakan Ersoy'un açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

"FAZIL SAY SES KİRLİLİĞİNDEN KONSERLERİNİ İPTAL ETTİ"

Müzikle ilgili konuya çok geniş kapsamlı bakmak lazım. Kültür ve Turizm Bakanı olması vasfıyla tabii ki normalleşme taraftarıyım. Bu hükümetin de görüşü. Ancak ihtiyaçlara devlet aklıyla yaklaştığınızda sadece bir kesimin değil bütün kesimlerin haklarını gözetmeniz lazım. İçişleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yönetmeliğine vurgu yapıyor. Ses kirliliğiyle mücadele anlamında bazı şeyleri belirtmek istiyorum. Ana sıkıntı da burada başlıyor. Fazıl Say'ın röportajını okudum bugün. Bu arada sayın Say babasını kaybetti geçen gün. Mekânı cennet olsun, sayın Say'ın başı sağolsun. Sabırlar diliyorum. Piyanist Fazıl Say, tatil bölgelerindeki mekânlardaki yüksek ses sadece çevredeki insanların değil konserleri etkilediğini söyledi. Ses kirliliğinden turistler otelleri terk ettiği için otellerin kapatılma kararı alındı. Ses gece 2'ye kadar 3'e kadar sınırsız şekilde devam ediyor. İnsanlar otelleri terk etmeye başlıyor.

Müziği ile öne çıkan Yunanistan'ın Mikonos adasında bile saat 00.00'dan sonra müzik yayını kesiliyor. Bunun yaşam tarzına müdahale gibi algılatılması bencil ve bir o kadar sinsice. Bu üzerinde siyaset yapılacak bir konu değil. Ortak mutabakat ile çözüm bulunulması gereken bir konu. Pandemide hızlı bir şekilde güvenli sertifikasyon programını başlattık. Herkes uyum sağladı ve başarıyla pandemi sürecini yürüttük. En az hasarla çıktık. Bugün gastronomi zirvesi vardı. Orada arkadaşlara da söyledim. Güvenli turizm sertifikasyon programında olduğu gibi yine aynı şekilde sesi ve ses kirliliğini yönetebileceğimiz bir mutabakatta, sertifikasyonda uzlaşabilirsek aldığımız kararlarla yönetebiliriz. Önemli olan bütün herkesin mutabakatını sağlayarak, başkalarının da haklarını koruyarak. Fazıl Say çok açık bir şekilde 'Ben konserlerimi yapmayacağım' diyor. Pandemiden önce otelimi satacağım diyen çok kişi olmuştu. Sektörün önemli kişiler, bu işin ekonomisini yöneten kişilerle mutabakat yapılır. Bu işin teknolojisi var. Belli bir saatten sonra içeri girilmek kaydıyla bu desibel yönetilebilir.

"BİRİLERİ MUTLU OLURKEN BİRİLERİ MUTSUZ OLMASIN"

Saat 01.00'den sonra yapılan konserden bahsetmek binde 1'i konuşmak gibi. Arkadaşlara 'hızlı bir şekilde hemen toplanalım' dedim, bunu hızlı bir şekilde çözelim. Birimiz mutlu olurken birilerini mutsuz etmeyelim. Ortak mutabakat sağlayarak çözelim. Bunu da elbirliği ile çözeceğiz. Güvenlik Turizm Sertifikası mutabakatla hayata geçti. Bunu da kısa bir sürede çözeriz. Sadece niyet oluşması önemli. Bence artık niyet de oluştu. Bunu birkaç hafta içinde çözeriz.

"GEÇEN SENE SERTİFİKASYON PROGRAMI İYİ ÇALIŞTI"

2019'u Türkiye tarihinin rekorlarını kırarak kapatmıştık. Her yıl rekorları egale ederek devam edeceğiz derken maalesef pandemi oldu. Gelirde 12 milyar dolara geriledik. Geçen sene sertifikasyon programı iyi çalıştı, turizmde yükseleceğiz demişti. Bizi hayalcilikle suçlayanlar oldu. 30 milyon turist 24,5 milyar dolar gelirle kapattık. Bu sene 40 milyon turist 35 milyar dolar gelir hedefi koyduk. Bu hedeften sonra Karadeniz'de savaş başladı biliyorsunuz.

"İYİ TANITIM SİLAHINI OLUŞTURMAMIZ LAZIM"

2019'da 2023 turizm stratejilerini açıklamıştık. En çok vurguladığımız konu pazar çeşitliliği sağlanmasıydı. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nı yasalaştırıp, turizm hayatına soktuk. 100 yıldır hayatımızda olan bir ajanstan bahsediyorum. 1919'da ilk kez İtalyanlar tarafından ortaya çıkarılmış bir kuruluş. Türkiye gibi jeopolitik konumda yaşıyorsanız, geçmişte krizler vardı, bugün de var, inanın bana gelecekte de olacak. Bu krizlere bağışıklı olmalısınız. Bunun da tek bir aşısı var; pazar çeşitlemesi. Turizm Geliştirme Ajansı gibi çok iyi tanıtım yapacak bir silah oluşturmanız lazım.

"ÇOK YOĞUN VE ETKİLİ TANITIM YAPAN BİR ÜLKEYİZ"

Pazar çeşitliliğine devam edeyim. Biz Turizm Geliştirme Ajansı'nı hayata geçirdik. Üyeleri sektörden seçiliyor. Hep devletten değil devletle beraber devam edeceğiz. Devlet de bunun içine tanıtım katkısıyla giriyor, sektörden de kaynak toplanıyor. Onlar da seçimle geliyor. Ağırlıklı olarak özel sektör temsilcileri var. Biz kamu olarak orada azınlığız. Tanıtım yaptıkça cirolar artıyor, cirolar artınca tanıtım artıyor. 2019'da çok yoğun tanıtım yaptık. Pandemide bunun etkilerini gördük. Son 2 yıla baktığımızda dünyada açık ara en yoğun ve etkili tanıtım yapan ülkeyiz.

"PANDEMİDE DÜNYADAN DAHA HIZLI ÇIKTIK"

Eleştirilmek güzel bir şey, kötü bir şey değil. Haklı eleştiriler varsa ayıklarız. Can kulağı ile dinleriz. Bu bize değer ve fikir katıyor. Yoğun tanıtımlar sonrasında, pandemi süreci başladığında dünya ortalamasında çok daha az küçüldük. 65-68 bandında küçüldük. Çıkış başladığında dünyadan çok daha hızlı çıktık. Yüzde yüz artışa sıçrayabildik. Biz başarıyla bu süreci yönetebildik. Pandeminin etkilerinin azalmasıyla birlikte Ekim ayı itibarıyla pazar çeşitliliğine geri döndük. 140 ülkede etkili televizyon ve dijital reklamlar PR yapıyor. En çok yolcu veren 30 kadar ülkede çok yoğun tanıtım yapıyoruz. Oralarda ulusal haber kanallarını kullanıyoruz. Dünyanın birçok noktasında ülkemizde editörler, youtuber, blogerleri düzenli bir şekilde ülkemize getiriyoruz. Gazeteleri, dergileri yoğun şekilde kullanıyoruz.

"SON 3 AYA BAKTIĞIMIZDA YÜZDE 13 ARTIŞ VAR"

Biz zaten çeşitleme atağını başatmıştık. Savaşla birlikte bunun avantajlarını görmeye başladık. Biz 42 milyon turist hedefine sadığız. Eskiden Ortadoğu kategorisinde görünüyorduk. Artık İspanya ve Yunanistan gibi ülkeleri denk marka alıyoruz onları hedef alıyoruz. Batı pazarlarında, İngiltere'den en iyi turist aldığımız 2019. Biz şimdi 2019 rakamlarının üzerine çıkacağız. Ortadoğu pazarlarında sıkıntı yok. Suudi Arabistan'la ilişkilerimiz yeni düzeldi. Suudi Arabistansız verileri karşılaştığımızda ilk üç aya baktığımızda 147 bin turist gelmiş körfez ülkelerinden bu sene 167 bin gelmiş. İran'da bir sıkıntı yok zaten. Körfez ülkeleri sayıca düşüktür, konaklama, alışveriş harcaması yüksektir. Nisan ayı Ramazan'a denk geldi. Ama Ocak-Şubat-Mart verilerine baktığımızda sıkıntı yok, yüzde 13 artış var. Suudi Arabistan'la uçak tarifeli seferler başladı. Oradan hızlı bir şekilde yükselme olacaktır. Karadeniz'deki savaş sebebiyle rakam beklentimizi köşeye koyduk. 42 milyon turist 35 milyar hedefimizi sağlayacağız.

"TURİZMİ 81 İLE YAYMAMIZ LAZIM"

2023 turizm stratejilerine baktığımızda hedeflerden biri turizmi 81 ilimize yaymaktır. Kültür, gastronomi, etkinlik, doğal turizm gibi sebeplerle gelmesi gerekiyor. Pandemi bazı şeyleri erteledi. İnsanlar belli noktalara gitmek istedi. Dolaşmak istemedi, kara trafiğini az kullanmak istedi. Rakip ülkelere baktığımızda onlarda kültür turizmi yüzde 40, bizde yaklaşık yüzde 20'ler civarında. Bizdeki pasta payı değişir. 81 ile yaymanız gerekiyor, kültür silahını kullanmanız gerekiyor bir de nitelikli turisti daha fazla hedeflemeniz gerekiyor. 12 aylık arkeoloji programını başlattık. Kazı programında bir devrimdir. 153 kazı başkanlığı vardı. 37 tanesi yabancılar tarafından yapılıyordu. 12 ay boyunca kaynak aktarıyorsunuz. Belli dönemlerde raporlamasının da hazırlanması gerekiyor. Düzenli ve sürdürebilir 3 yıllık anlaşmalar yapıyoruz kazı başkanlıklarımızla. Daha fazla ören yeri gezilebilecek noktaya geliyor böylelikle.

"11 TANE GÖBEKLİTEPE DAHA VAR ASLINDA"

Turist çekenlerin kazı oranlarını artıyorsunuz, yeni yerleri açıyorsunuz. Yabancı kazı başkanlıklarını süreleri artırın diyoruz. Biz de artık oralarda kazı yapmaya başlayacağız. Göbeklitepe, Göbeklitepe ile sınırlı değil. 11 tane daha Göbeklitepe var aslında. Daha fazlası var. Orada dünyanın en büyük arkeoloji operasyonu. İnanılmaz ilgi uyandırdı. 8 ülkede 12 üniversite ve akademi dahil oldu, ülkemizde de 12 akademi ile ortak çalışma yapılıyor. Dünyanın sıfır noktasını vurgulamak istiyoruz. Bizim doğu ve güneydoğuyu kalkındarmamız açısınan çok önemli bir nokta turizm. Şu an orada Türk kazı başkanımız var, Almanlar da destek veriyor. Karşılama noktaları yapıyoruz, ara istasyonlar yapıyoruz. 100 kilometrelik bir hat üzerinde yayılmış durumda. Rotalar yapıyoruz. Urfa'yı Mardin'e, Diyarbakır'a bağlıyoruz. Süreyi uzatmamız gerekiyor.

"EN ÖNEMLİ SIKINTI TERÖRLE MÜCADELEYDİ"

O kadar çok yerimiz var ki. Gerekli yatırımları yaptıktan sonra aşama aşama çıkması önemli. Göbeklitepe veya bizim deyimimizle taş tepeler grubu Mısır piramitleri neyse bizim için de o anlama gelecek. Biz daha önceden de turizmde de parlayabilirdik. En önemli sıkıntılardan biri terörle mücadeleydi. Ne yaparsanız yapın güvenlik algısını çözemediğiniz zaman karşılıksız kalır. Türkiye terörle mücadelede sonuçlar aldı, sınırların dışına çıkarmayı başardı. Çok daha önemlisi buralarla ilgili belli ulaşım altyapısını yapmanız gerekiyor. Havalimanı, bağlantı yollarını yapmanız lazım. Çok modern yollar, her noktaya ulaşabileceğiniz havalimanları. Bu da çözülmüş durumda şu anda. Tanıtımla birlikte tekrar hızla bir artış olacak şimdi.

"YÜKSEK REYTİNGLİ KANALLARDA TANITIM YAPILIYOR"

Tanıtım desteği veren produksiyonları destekliyoruz. Bizim ülkemizde çekim yapması önemli. Kimsenin gelmesini beklemiyoruz artık. Ne Türkiye eski Türkiye ne sektör eski sektör, ne de Bakanlığımız eski bakanlık. Biz kendi tanıtım filmlerimizi çekiyoruz. Dünyanın her noktasında, reytingi en yüksek kanallarda bunları gösteriyoruz. Bizde potansiyel var. Ürünün sürekliliğini sağlamanız lazım, o da çözüldü şu anda.

"ERKEN REZERVASYONLARDA YÜZDE 13 ARTIŞ VAR"

İlk üç aylık veriler açıklandı. 2019'a kıyasla yerli turistte yüzde 13 artış var. Erken rezervasyona baktığımızda yüzde 13 bir artış var. Yabancıya gerçek kur uygulanıyorsa, yerli turiste düşük kur uygulanabiliyor. Nete bakacak olursak 3 aylık gerçekleşme yüzde 13, 2019'un üstünde. İleriye dönük erken rezervasyon rakamlarına baktığımızda aynı seviye ile karşılaştık.

"GIDA TEDARİĞİ NOKTASINDA SIKINTIMIZ YOK"

Tarım Bakanlığı her sezon başında turist konaklama dağılımı alır. 42 milyon turist böyle blok olarak gelmesin tabii. Onu yaydığınızda ortalama nüfusa etkisi 1,5-2 milyon. 85 milyonda 1,5-2 milyon. Ortalama yüzde 3-4 tüketime etkisi gelir. Benim kendi otel grubum var, biliyorsunuz. Bir tedarik sıkıntımız yok. Gıdada tedarik sıkıntısı yaşanacağını sanmıyorum.

"5 YILDIZLI ÜCRETSİZ HALK PLAJLARI YAPIYORUZ"

2019'daki yasal değişikliklerde yetki aldık. Kamu plajı yapabiliyoruz. Ücretsiz halk plajlarına baktık. İlk Bodrum ve Çeşme'de yaptık. Marmaris, Antalya'da, Manavgat'ta yaptık. Tamamen girişler ücretsiz, yeme içme de otellere göre çok çok düşük ama 5 yıldız standartında. Her yerden çok talep gelmeye başladı. Bu sene 2 tane Beldibi'nde açıyoruz. Boş kalmış kamu arazilerini talep ettik. Sırayla ücretsiz halk plajı yapıyoruz. Çok da iyi hizmet ve tepki alıyoruz. Sembolik de olsa ücret alacaksınız ki orası işgal edilmesin. Dört dörtlük hizmet veriyoruz. Önemli olan hizmetin aksamadan, konforlu gitmesi.

"KAMUOYUNUN AYASOFYA'DAKİ TEPKİSİ SEVİNDİRİCİ"

Ayasofya aslında Diyanet tarafından işletiliyor ama mülkiyet vakıflar hem bizim bakanlığımız ve valilik restorasyon çalışmalarını yürütüyoruz. Koruma için gerekli önlemleri alıyoruz zaten. Muhtemelen bazı bilinçsiz hareketler olmuş olabilir. Toplasanız iki tane olmuş. Biz orada müdahale yapmadan önce mutlaka labaratuvar sürecinden geçiriyoruz. Hocalar onayladıktan sonra kontrollü şekilde müdahale ediyoruz. Kapı iki üç gün içinde onarıldı. En çok sevindirici nokta kamuoyunun tepki göstermesi. Böyle bir hassasiyetin olması bizim için otomatik kontrol mekanizması. Bizim her yerde denetimle yükümlü olduğumuz yerler var. Son zamanlarda kaçakçılıkla, define avcılığı ile ilgili hassasiyetler oluşmaya başladı. Bu da bizim teşvik ettiğimiz nokta. Sosyal medyada başta bizi hastaglayıp yayınlıyorlar o da bize ulaşıyor. Vatandaşlarımızın hassas olması noktasında seviniyorum. Ayasofya'da kamera düzeni, güvenlik personelin arttırılmasına kadar birçok önlem alındı. Hafıza kartları var. Biz yeterince güvenlik görevlisini oluşturuyoruz.

"5 MİLYONUN ÜZERİNDE ZİYARETÇİ ALIR DİYE DÜŞÜNÜYORUM"

Müzeyken 3.7 milyon rakamlarını görmüştük. Bu sene 3.7 milyonu geçeriz muhtemelen. 5 milyonun üzerinde ziyaretçi alır diye düşünüyorum. Bizim Ayasofya dışında da Sultanahmet, Eyüp Sultan, Selimiye, Trabzon Ayasofya, İznik Ayasofya, Sümela Manastırımız var. Ayasofya'ya karşı oradan anı almak isteyen bilinçsiz zihniyet olmuş olabilir. Olay olmak için bilinçli de olmuş olabilir. Bizim temel görevini kayıt altına alıp güvenlik ortamı oluşturmak ve bu işi yönetmek.

UNESCO'NUN AYASOFYA'NIN KULLANIMINA İLİŞKİN YAKLAŞIMI

UNESCO ile de çok görüşüyoruz. Birçok tescil yapımız var. UNESCO diyor ki, "siz bu tarz yapıları işlevine uygun kullanmanız gerekiyor, eskiden ibadethane olarak kullanılıyorsa şimdi de ibadethane olarak kullanılması tercih sebebimizdir'. Orijinal, ilk yapılış şeklinde uygun kullanılması bizim öneri sebebimiz diyor. Genel yaklaşım bu. Daha önce cami olarak kullanılan yapıdan bahsediyoruz. Bizim için çok değerli yapı. Bununla ilgili çok büyük çalışmalar yapıyoruz. 2020'den itibaren hem valiliğimiz hem Kültür ve Turizm Bakanlığı ortak bütçe oluşturduk, bizzat sayın Cumhurbaşkanımız tarafından takip ediliyor. Sultan türbeleri, sıbyan mektepleri ve duvarlarda onarım devam ediyor. İlk defa lazerle üç boyutlu tarama yapıyor, bütüncül planını hazırlıyoruz. Röleve, restarasyon, statikle ilgili projeleri bilim kurulu çerçevesinde hazırlıyoruz. Anıtlar Kurulu'ndan geçtikten sonra ana bina ve minarelerinde esaslı bir onarıma geçeceğiz.

"SİNAN VE FOSATTI'DEN SONRA EN YOĞUN ÇALIŞMA BİZİM DÖNEMİMİZDE"

Yıl sonuna kadar bütüncül proje yapacağız. Hazırlanan projeler statik, dinamik, restorasyonla ilgili bütüncül incelemelerden ve kurulun onayından geçtikten sonra ana bina ve minarelerde onarıma geçeceğiz. Müzeyi Ayasofya'nın karşısında Sultanahmet Tapu binası var. O bizim bakanlığımıza tahsis edildi. Ayasofya ile ilgili müze yapacağız orada. Birçok ikonu vesaireyi oraya götüreceğiz. Biz o meydanın yoğun şekilde turizm meydanı olarak kullanılmasını istiyoruz. Bahçede olan parçalar da var. Yukarıdaki katlardaki parçalar var. Oradakiler ve depolarda çok yoğun malzeme var. O malzemelerin sergileneceği müze haline getireceğiz. Cumhurbaşkanı bire bir takip ediyor. Herhangi finansman sıkıntısı da yok. Bütçeleri hazır. Hızlı bir şekilde bu çalışmayı yapacağız. Mimar Sinan ve Fosatti zamanında yoğun bir onarım yapılmıştı. Onlardan sonraki en yoğun çalışma da bizim dönemimizde yapılacak.

AYASOFYA'DA SU HAZNESİNİN KIRILMASI

Her yere kamera montajı yapıldı, hafıza süreleri uzatıldtı. Şimdi 1 aylık 3 aylık hafıza bantları koyuluyor. Yoğunluk arttıkça personel sayısı artıyor. 2 olay oldu. Bir tanesi takibimizde. Su haznesinin kapağının kırılması. O da hasar değil, tümleme denilen bir şey var. Aslında yeni arkeoloji yaklaşımında eğer orijinal bir şey değilse, işlevini etkilemiyorsa, statiğinde bir sıkıntı yaramıyorsa o şekilde koruyoruz. Yeni yaklaşım bu şekilde korumak. İhtiyaç yoksa tümleme yapmamanız gerekiyor.

"DÜNYADA EN ÇOK TURİST ALAN MEKANLARDAN BİRİ HALİNE GELECEK"

Yabancı turistler çok rahat bir şekilde giriyorlar. Hiçbir sıkıntı yok. Çok etkileniyorlar. Cami olmasını da beğeniyorlar. Müslüman turistlerde de çok artış var. Muhtemelen dünyada en çok turist alan mekanlardan biri haline gelecektir. UNESCO'da erişimde bir sıkıntı olmaması gerektiğini söylüyor. İslami şartlara uymak kaydıyla çok rahat bir şekilde ziyaret edilebiliyor.

KIZKULESİ RESTORASYONUNDA İKİ ÖNEMLİ HOCAYLA ÇALIŞIYORUZ

1998 yılında restore edilmişti. Sonra da 49 yıllık yap-işlet-devret olmuştu. Geçen sene orayı geri aldık. Kızkulesi'ni alır almaz restorasyon programına aldık. İki tane önemli hocayla çalışıyoruz.

Zeynep Altunbay, Han Tümertekin hoca ile çalışıyoruz. 80 yıldır orada restorasyon yapılıyor. Kızkulesi derken hangi Kızkulesi tartışması oluyor. Her dönem farklı farklı şekil almış. Nisan-Mayıs gibi açacaktık. Maalesef 80 yıl önceki restorasyonda beton temel malzeme olarak kullanılmış. Şu anda en çok uzak durulan malzeme. Demir ve deniz kumu kullanılmış. Duvarları açınca görüyoruz ki, kirişler ve kolonlar birbirine bağlı değil. Şiddetli depremde aşağı inmeleri çok yüksek. Bazı dehlizlerde çöküntüler olmuş. Hem İTÜ hem de Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi'nden rapor istedik. Oradaki beton yükleri alabildiğimiz kadarıyla aldıklarımızı kaldıracağız. Bir kale gibi düşünün. Orası sur gibi olması lazım. Orijinalinde bir avlu olması lazım. Esas binanın üstüne yük bindiren şeyler yapıldı. Aynı manzara Galata Kulesi'nde de vardı. Personel soyunma odaları, ofisler vardı. Biz onların hepsini söktük, olması gereken, müze gibi müze kule haline getirdik. İnanılmaz karşılığını aldık. Zaten çevresinde bir sürü restoran kafe var. Ziyaretçi sayısında inanılmaz artış oldu.

"KIZKULESİ'YLE İLGİLİ BİRKAÇ SÜRPRİZİMİZ OLACAK"

Rapor çıkmak üzere, çok hızlı hareket edeceğiz. Bizim öngörümüz hedefimiz yıl sonuna kadar tamamlamak. Bilimsel rapordan sonra ne yapacağından emin olabilirsek. Yeme içme işlevinden arındırılacak. Kule müze anlayışını öne çekeceğiz. Hikayesi ile teknolojiyi birleştirerek tekrar cazibe haline gelecek. Birkaç sürprizimiz var, o da sürpriz kalsın.

"İSTANBUL ARANAN ŞEHİRLER ARASINDA BİRİNCİ ÇIKIYOR"

Çok uzun süredir İstanbul birçok listeye giremiyordu. Şimdi son 2 senedir, pandemiye rağmen birçok seyahat dergisinde, turizm dergisinde Türkiye, İstanbul tekrar ilk 8'e, ilk 1'e giren unvanlar kazanmaya başladı. Siz sürekli bir şekilde tanıtmayı başarırsanız sonuçlarını alıyorsunuz. Şu anda en çok aranan şehirler arasında İstanbul birinci çıkıyor. Michelin'in dikkatini çekmişiz. Kendi gizli müfettişleri var. Denetimlere başladılar. 11 Ekim'e kadar devam edecekler. Michelin sadece şefi değil öncelikli olarak işletmeyi, restoranı seçiyor. Tatlı ve güzel bir rekabet ortamı sağlıyor. İstanbul'un markalaşması konusunda adımları hızlı bir şekilde atıyoruz. Michelin'le diğer şehirlerimizi konuşmaya başladık.

"ÜRÜNÜN TERCİH EDİLDİĞİ ŞEHİR OLMAK ÖNEMLİ"

Gastrocity kavramına gelelim. UNESCO tescilli Afyon, Urfa, Afyon var. Gastrocity ürünün üretildiği şehir olmanız önemli ama yeterli değil. Gastrocity olmak istiyorsanız ürünün yendiği şehir olmanız gerekiyor. Her türlü yemeğin yendiği yer olacaksınız. Sizin neyin mutfağını verdiğiniz çok önemli değil. Size özgü mutfaklarınız tabii ki avantajınız ama Michelin'e girmek için yeterli değil.

"ÖNEMLİ OLAN SÜRDÜRÜLEBİLİR TANITIM"

Bizim Türk kahvesi yerleşmeye başladı dünyada. Türk mutfağı haftası ilan ettik. Yemek kitabı ile ilgili çalışmalarımız oldu. Hem Türkçe hem İngilizce. Uzman kişiler, ödüllü aşçılarımız, şefleri tarafından hazırlanmış kitap. Çok da tuttu. İçeriden de çok talep var. Sayın Cumhurbaşkanımızın eşi sayın Emine Hanımefendi'nin himayelerinde yazılmış bir kitap. En son Oscar ödüllerinde dikkat ettiniz mi Türk menü vardı. Pide vardı. Pide çok rahatlıkla dünyaya kabul ettirebileceğimzi, İtalyan pizzasına rakip olacak ürünümüz. Dünyanın en büyük şeflerinden biri pideyi özellikle vurguladı. Bizim çok kolay uygulanabilecek tatlılarımız var. Önemli olan sürdürebilir tanıtım. İletişim profesyonellerin, uzmanların işi. İletişim metodları her yıl değişiyor. Yeni mecralar gelişiyor. Çağdaş, yenilikçi ekipleri bünyenizde barındırmanız özel sektör gibi hızlı hareket etmeniz lazım. Gençleri özendirip çalıştırmanız lazım, çalıştırıyoruz da.

"AVANTAJLARI NE KADAR ÖNE ÇIKARIYORSANIZ O KADAR BAŞARILISINIZ"

Bizde maalesef hep önyargılarla yaklaşım var. Sorunları çözmek için önyargıları bir kenara bırakmak lazım. Biz Bakanlık olarak Kültür Yolu Festivallerine çok önem veriyoruz. Çok kolay hazırlanan etkinlikler değil. Önce rotayı oluşturuyorsunuz. Yapıları restore ediyorsunuz. Ayağa kaldırdığınız yapıların içine ruh katıyorsunuz. Şehirlerinizi marka yapmak istiyorsanız, turizmde rekabet yapmak istiyorsanız, rakibiniz ülkelerden ayrışmak istiyorsanız, arkeolojik değerlerinizle, kültürel özellik, gastronomi ve yaşam tarzınızla yapabilirsiniz. Avantajlarınızı ne kadar öne çıkarıyorsanız o kadar başarırsınız.

"AKM'NİN SAHNESİ BİRKAÇ DAKİKA İÇİNDE DEĞİŞEBİLİYOR"

AKM dünyanın en son teknolojik sahne sistemlerini kullanıyor. Devasa bir sahne sisteminden bahsediyoruz. 68 metre yükseklikte hareket eden çelik bir binanın hareketi. Boğaz Köprüsü'nün denizden yüksekliği 64 metre. Bu sahne monte edilirken önce 1. sahneyi monte ediyorsunuz, sonra oturmasını bekliyorsunuz. Dünyanın sahne konusunda uzmanlaşmış Wagner firması. Adamlar 150 yıldır sahne yapıyorlar. 3 ila 8 milimetrelik sapma payı olan sistemden bahsediyoruz. Birkaç dakika içinde sahne değişebiliyor. Şu anda hazır, temizlikleri yapılıyor. Sponsor TürkTelekom. Teknolojiniz yoksa haftada 1 gün konsere giderseniz. Bu sahne varsa haftada 3'e kadar çıkarsınız. Hatta oyun içinde sahneyi bile değiştirebilirsiniz. Oradaki çalışmayı cep telefonundan yönetiyorsunuz. Böyle bir sistemden bahsediyoruz.

"BEYOĞLU KÜLTÜR YOLU FESTİVALİ'NDE 5 BİN KİŞİ SANATÇI OLACAK"

28 Mayıs'ta Beyoğlu Kültür Yolu Festivali başlıyor. Bu sene Başkent Kültür Yolu ile beraber yapıyoruz. Geçen seneyle kıyaslanmayacak kadar kapasiteleri artırdık. Şu anda 5 binden fazla sanatçının katılımı ile gerçekleştirilecek. Birçok konserimiz var. Alman Senfoni Orkestrası var mesela.

"KÜTÜPHANE METREKARELERİMİZİ BÜYÜTÜYORUZ"

Geçen sene kitap sayısında artış olan yegane ülkeyiz. Her sene kitap alım bütçemizi artırıyoruz. Kütüphane metrekarelerimizi büyütüyoruz. Daha işlevsel kütüphaneleri devreye almaya başladık. Basılı evrak sayılarımızı da büyütüyoruz. Kağıt ücretleri dünya genelinde, döviz bazında çok arttı. Kağıt fabrikalarının sayıları azaldı tekelleşti. Kağıdı değerli yapan ambalajın pandemi ile birlikte artması.

"ÖZEL TİYATROLARLA SÜREKLİ OLARAK GÖRÜŞÜYORUZ"

Pandemi öncesinde en çok desteği tiyatroya verdik. 56 milyona kadar çıktık. Düzenli olarak tiyatrocu arkadaşlarla toplanıyorum. Sektör temsilcinin önde gelenlerinden komisyon oluşturduk. Yönetmelik, yasa değişikliği taleplerini onların istediği şekilde gerçekleştiriyoruz. Onlara verilen katkıları artırdık, oyun desteği, turne desteği verdik. Anadolu'nun her tarafına turnelere gitmelerini sağladık. Enerji ile ilgili kısımda dolaylı enerji desteğini artırdık. Mevzuatımıza uyuyorsa 200 civarında destek alan tiyatro vardı, 500'e yaklaştı. Tiyatro belgesi alması lazım Bakanlıktan. Başvuruyorsunuz, kriterler var, onları da biz belirlemiyoruz. Kriterlerin tamamını özel tiyatrolarla birlikte oluşturduğumuz komisyonda alıyoruz. Bütün bu kararları birlikte alıyoruz. Onlarla mutabık kalarak alıyoruz. Basında sadece bir tiyatronun ismini görüyoruz. Israrla bizden belge almamakta ısrar ediyor. Kuralları ben koyarım diyor. 490 tiyatro uymuş, 491'de mi sıkıntı çıkıyor? Ben sisteme karşı çıkıyorum, aykırıyım diye bu işler yürümez. Bana çok gerçekçi gelmiyor. Niyeti siyasi geliyor.

"İSTANBUL'DA ŞU ANDA OTELLERDE YER BULAMAZSINIZ"

İstanbul son 1 haftadır özellikle Ramazan'dan sonra 2019 verilerin üstüne çıktı. Günlük 42-43 bin yabancı turist girişi var. 15 milyona yakın turist gelmişti İstanbul'a, 2019'da. İnşallah o rakamları yakalayacağız, yakın bir sayıyla kapatacağız. Şu anda geçen senenin üstünde gidiyor. Yıl sonunda 2019 rakamlarını muhtemelen yakalayacak. Konaklama süreleri uzadı İstanbul'da. Otellerde yer yok şu anda. Gidin sorun. Otellerde yer bulamazsınız.

"İSTANBUL'U HOMEPORT YAPACAĞIZ"

Çok güzel kurgu yaptık. Adım adım projemiz var İstanbul'da. 81 ile aşamalı bir şekilde kaydırmak istiyoruz. Geçen dünyanın en büyük gemi geldi. Kosta ekibiyle yaklaşık 6-7 aydır konuşuyorduk. Homeport varış ve çıkış noktası olması. Geminin hareket noktası, başlangıç noktası, varış noktasının bu olması. Turistler İstanbul gibi cazibesi yüksek bir şehre iki gün önceden geliyor. Bunun İstanbul'a daha çok faydası var. Hem kişi başına harcaması daha yüksek oluyor. Uğrak noktasından olmasından çok homeport özelliği daha önemli. Şu an yeni yapılan portlarda herkes Galataport'u örnek almaya çalışıyor. Limanda açılır, kapanır sistem yapıldı. Gemi olmadığı zaman denizle bütünleşiyorsunuz. Yaşam merkezi oluşturuldu, yeme, içme vs. İnanılmaz beğeniliyor. Birkaç sene içinde ana hareket, operasyon noktasını İspanya'dan bize kaydırmak istiyoruz. Şu anda 200'den fazla rezervasyon gerçekleşti. Hızlı bir şekilde Yenikapı Limanı'nı devreye almayı düşünüyoruz. Ulaştırma Bakanımızla da konuştuk.

"MODERN BİR LİMANA İHTİYACIMIZ VAR"

Şu anda mevcut portumuz var. Yenikapı'da şöyle bir özellik var. Sirkeci hattından Yenikapı'ya giden eski hat duruyor. Orayı nostaljik tren şeklinde bağlayıp, Yenikapı'yı da üst geçit olarak istasyona bağlayacağız. İstanbul için 4 gemilik bir pozisyon yeterli değil. Gerekli altyapı oluşmuş durumda. Her yer homeport olamaz. Sizin havalimanına sahip olmanız lazım. İstanbul Havalimanı'na karşı sesler çıkıyor. 4 tane aktif pisti aynı anda kullanıyorsunuz. Stok sınırlaması yok. Havalimanını çok pratik şekilde şehre, porta bağlamanız gerekiyor. Önümüzdeki ayda metrolar da bağlanacak. Ulaştırma Bakanlığı çok hızlı çalışıyor. Yıl sonuna kadar raylı sistem bağlanmış olacak. Modern bir porta, limana ihtiyacımız var.

"BİZDEN BELGE ALINMASININ İLK ŞARTI BELEDİYELERDEN ALMAK"

Nitelikli turisti konsantre olup getirmek önemli. Nitelikli turist fake malı almaz. Bu işler sınıflandırma ve belli kurallar gerektiriyor. 2634 sayılı yasada yaptığımız çok basit. Bizden belge almasının birinci şartı belediyeden de belge alması zaten. Siyasi yaklaşmamak lazım. 13 bin otel sayısı muhtemelen 26 bini geçecek. Önce kayıt altına alma işlemini doğru yapmak lazım. Niye Michelin popüler, niye işletmeler yarışıyor? Tarafsız sınıflandırma, tarafsız denetim yaptığınız zaman. İnsanlar ne ürün satın aldığını bilmek istiyor. Bu düzenli kontrol altına alınmakla doğru orantılı bir şey. Ortamı, kuralları oluşturacaksınız. 1 yılda olmaz 5 yılda olur ama yavaş yavaş süreç gerçekleşir.

"BEYOĞLU KÜLTÜR YOLU FESTİVALİ KAÇIRILMAYACAK FIRSAT"

Yarın Beyoğlu Kültür Yolu ve Başkent Kültür Yolu lansmanımız var. 28 Mayıs'ta başlayacak. İstanbul ve Ankaramız tam anlamıyla kültüre doyacak. Yarından itibaren dijital medya ve sosyal medya hesaplarından takip etsinler. 5 binden fazla Beyoğlu'nda olacak. Her gün yenileri ekleniyor. Ücretli, ücretsiz etkinlikler, yabancı etkinlikler var. Kaçırılmayacak bir kültür sanat şöleni gerçekleştirilecek. Güzel ve keyifli bir ortam olacak.