Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Yazar Selim ileri Kübra para konuştu: Cüneyt Arkın bana küsmuştü, çünkü...

        2018 yılı TÜYAP Kitap Fuarı onur konuğu, edebiyatçı Selim İleri Açık ve Net’te Kübra Par’ın sorularını yanıtladı.

        "EKİM AYINDA İKİ YENİ ROMANIM ÇIKACAK, BİRİNDE ABDÜLHAK HAMİT TARHAN BUGÜNÜN DÜNYASINDA HORTLAMIŞ OLACAK"

        Selim İleri, Ekim ayında çıkacak iki romanı hakkında, “Aslında daha erken yayınlanacaktı ama fuarda böyle bir şey olması sebebiyle, iki kitabımı da fuara bıraktım. Uzun yıllar elimde kalmış olan metinlerdi. Onları bir türlü istediğim gibi biçimlendiremiyordum ve noktalayamıyordum. Bir tanesi "Beklenen Sevgili" adlı bir roman. O roman 1949’un 1950’ye evrilişini anlatıyor. Tek Partili Dönem’den Çok Partili Dönem’e geçiş sürecinde siyasetin dışındaki bir devlet memurunun yaşam öyküsü var. Hiç istemediği halde kendisini birdenbire siyasetin ortasında buluşu etrafında kurulu bir yapı. Daha önce başka romanda yazdığım için rahmetli Menderes ve İsmet Paşa bu romanda yok. Siyasetle işi olmadığı halde konumu onu tehlikeli bir işin içerisine düşürüyor. Bundan sıyrılmanın yollarını arıyor. Öteki, daha kısa bir roman; ismi Kumkuma. Abdülhak Hamit Tarhan’ın 2018’deki yaşamını anlatıyor. Bugün hortlamış ve bir zamanların şair-i âzâmı iken artık tek bir kişi bile onun şiirlerini okumaz olmuş. O da bunun hesabını soruyor” dedi.

        REKLAM

        "ALINGAN BİR İNSANIM, ESKİDEN KİNDAR TARAFLARIM VARDI, YAŞ ALDIKÇA BUNLARIN YANLIŞ OLDUĞUNU DÜŞÜNMEYE BAŞLADIM"

        İleri, Kübra Par’ın “Selim İleri kırılgan ve naif bir adam mı?” sorusuna, “Evet, hatta alınganım. Hiç belli etmemeye çalışıyorum ama demek ki belli oluyormuş. Alınırım ama bir çift iyi sözle çok çabuk unuturum. Hiç kin gütmem, eskiden kindar taraflarım vardı. Yaş aldıkça bunların hepsinin çok yanlış olduğunu düşünmeye başladım. Karşımdaki kişinin iyi bir davranışı, bana her şeyi unutturuyor” şeklinde yanıt verdi.

        "ESKİDEN ALAYCI VE KÜÇÜLTÜCÜ YAZILAR YAZARDIM, OĞUZ ATAY VE CÜNEYT ARKIN BU YÜZDEN BANA KÜSMÜŞTÜ"

        Yazar Selim İleri, Kübra Par’ın eskiden yazdığı yazılarla ilgili olarak, “Selim İleri gençken daha kötücül bir adam mıydı?” sorusunu, “O yıllarda kibir vardı. O tarz yazmayı hiç düşünmüyordum. Teklif geldi, maalesef ülkemizde o tarz yazılar duygusal yazılardan daha fazla okunuyor. Alaycı, küçültücü yazılar yazardım. Hatta o yazılar yüzünden Oğuz Atay bana yıllarca dargın kaldı. Bir dönem, hep iyi olmasını istediğim aziz dostum Cüneyt Arkın’ı da kırmıştım. Kırıcı, çirkin, yukarıdan bakan, ironisi olmayan kaba bir alaycılığı olan yazılardı. İnsan beğenildiğini insan şuursuz bir şekilde çoğaltarak yapmaya başlıyor. Yalnız bende değil; diğer yazarların hayatında da bu mesele var. İnsanoğlu beğenildiğini görünce ona kapılıp gidiyor. Çok şükür şimdi hiçbiri ortada yok” diyerek yanıtladı.

        REKLAM

        "HİÇBİR ZAMAN POLİTİK ANGAJMANIM OLMADI, BİR YAZARIN FİKREN BAĞIMSIZ OLMASI GEREKİR"

        İleri’nin daha evvel aydınların politika ile mesafesi konusunda “Hayatımda hiçbir zaman politik angajmanım olmadı” sözlerinin hatırlatılması üzerine, “Politik angajmanınız olduğu takdirde angaje olduğunuz politikanın kurallarını yerine getirmeniz gerekir. Bir yazarın bunu yapması çok zordur. Fikren bağımsız olması gerektiğini düşündüm, onun da etkisi oldu herhalde. Yaratılış olarak politika, insanların etkin olması gereken bir alan. Onu da yapamam diye düşünüyorum” diyen İleri, “Apolitik olduğunu iddia eden insanın bile bir tavrı vardır. Apolitik olmak da bir tavırdır” şeklinde ekledi.

        “Bir aydının politikadan uzak olması sorumluluktan kaçmak olarak yorumlanabilir mi?” sorusuna, “Katiyen kabul etmiyorum. Benim işim yazarlık, edebiyatçılık. Edebiyatla uğraşıyorum. Olabilmişsem, uzman olduğum alan edebiyatımızla ilgili. İnsanlar bana güncel politikayı sordukları vakit çok şaşırıyorum. Niye bana Halit Ziya Uşaklıgil’i, Mehmet Rauf’u, Suat Derviş’i sormuyorlar? Herkesin bir uzmanlık alanı var. Güncel politika hakkında konuşursam, uzman olmadığım bir alanda yalan yanlış bir şeyler söyleyeceğim. Hiç kimse de asıl uzman olmaya çalıştığım alanla ilgili pek bir şey sormuyor” dedi.

        REKLAM

        "BÜLENT ORTAÇGİL'E YAPILAN BÜYÜK HAKSIZLIK, SANATÇILARI BİR GÜNDE HARCIYORLAR"

        Bülent Ortaçgil’in verdiği bir röportajda Cumhurbaşkanı’na ilişkin sözlerinin ardından yapılan eleştirilere yönelik, “Bülent Ortaçgil’in çok değerli bir müzisyen olduğuna inanıyorum. Bütün sanat yaşamı boyunca çok özenli bir müzisyen oldu. Asıl bu yönden kendisine teşekkür etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Benim de çok hassas olduğum bir konu. Bazı kişiler, insanların sanatçı olarak bu topluma verdikleri emeği çok çabuk silip atabiliyor. Bunun doğru bir şey olduğuna inanmıyorum. Yıllarca Türk toplumuna hizmette bulunmuş bir sinema oyuncumuzu silip geçiyorlar. Geçmişte yaptıklarını nasıl silip geçersiniz? Şu anki tavrına uzak olabilirsiniz. Ben değilim, uzak olanları kastediyorum. Aklımda bir isim var, vermeyeceğim. Kimseyi tekrar üzmeye gerek yok. Ünlü bir film starını kastediyorum. Bakıyorsunuz bu toplumda yarattığı müthiş bir iyilik var. Yıllar yılı oynadığı filmlerde canlandırdığı karakterlerle bu topluma en azından iyilik aşılamış. Bir günde harcayıp gidebiliyorsunuz. Bütün dostlarıma da söylüyorum, bu bana çok uzak. Çok ayıpladığım, haksız bulduğum bir şey” şeklinde konuştu.

        "TÜRKİYE'DE TOPLUM DEĞİŞTİ"

        Yazar Selim İleri, “Toplum değişti. Bir anlamda olumlu bir değişim oldu. Bir anlamda da kültürel etkinlikler açısından bir uzaklaşma oldu. Belki bu da bir süreçtir ve bunun sonunda bir senteze gidilecektir. İnsanlarda tezatlardan senteze doğru bir gidiş oldu. Bu önemli bir şey. Batı ve Doğu meselesinde Türkiye çok sıkıntı çekmiş bir ülkedir. Mutlak surette Doğu-Batı sentezi etrafında birleşmemiz gerekir. Bu anlamda birleşme çerçevesinde yol aldığımıza inanıyorum” diyen İleri “Kendi içimizdeki Doğu ve Batı’yı kastediyorum. Bir tarafta sadece Batılı değerlerine saygı ve istek varken; diğer tarafta sadece Doğu değerlerine var. Doğu ve Batı’yı başka türlü de açıklamak mümkün. Türkiye coğrafi konumu itibariyle Doğu ve Batı’nın iç içe geçtiği çok özel bir alanda. Coğrafyası sizi buna zorluyor zaten. Eskiden Doğulu ve Batılı dünya kendi başlarına birer ülke gibiydiler. Bugün, kutuplaşmalar olsa bile iç içe yaşanabiliyor. Bu çok büyük bir yol alış. Bir konuda geriye gidildiği düşüncesinde ve kaygısındayım. Eskiye oranla tiyatroda ve sanatta aynı kitleyle buluşma gerçekleşmiyor” dedi.

        REKLAM

        "AYDIN DEĞİLİM, KENDİMİ O ÇAPTA GÖRMÜYORUM"

        Kübra Par’ın, “Selim İleri kendini aydın olarak tanımlıyor mu? Tanımlıyorsa bunun sorumluluğuna dair ne yapıyor?” sorusuna, “Hayır, asla. Sorumluluğu açısından söylediği sözün ne olduğu üzerine çok kafa yoran bir insanım. Muammer Karaca, Nejat Uygur demem, yıllarca kafa yorduktan sonra varabildiğim şeylerdir. Ama aydın değilim, öyle bir şey düşünmüyorum” yanıtını veren İleri, “Birer birey olarak hepimizin üzerinde sorumluluk olduğuna inanıyorum. Aydın olmak ayrı özellikler ister. Kendimi o çapta görmüyorum, herhangi bir vatandaşım” diye ekledi.

        "İNTERNETİM YOK ÇOK ŞÜKÜR, KİM BİLİR BEN DE NE ABUK SABUK ŞEYLER YAPARDIM"

        Yazar Selim İleri, kendi hayatıyla yüzleşmesi konusunda, “Okura duyduğum şükran borcu beni mutlu kuruyor. Elli yıl boyunca çok sayıda okurum oldu ama kemikleşmiş bir okur beni bugüne getirdi. Onlara sonsuz bir şükran borcum var. O şükran borcundan özel bir sevinç duyuyorum. Duyabildiğim en büyük mutluluklardan biri bu. Kendi hatalarıma dönüp baktığım vakit, ‘Keşke olmasaydı’ diyorum. Ama olmuş bitmiş ne yapabilirsiniz? Olmadığınız bir insan olarak gösterildiğiniz bir dönem yaşanıyor. Birtakım kitle iletişim araçları var. İnternet bende yok çok şükür. Kim bilir ben de ne abuk sabuk işler yapabilirdim. Sosyal medyayla aram hiç yok. Orada yalan yanlış o kadar çok bilgi var ki, insanlar onu bilgi diye okuyorlar. Birkaç defa araştırdım. Aleyhimdeki yazılara baktım ama kendimle ilgili yazılara bakmadım. TRT’de program yaptığımız dönemde Safiye Ayla ile ilgili bir program yapacaktık. İnternet’e girdik orada; Atatürk’ün huzurunda bir şarkı okudu, Atatürk de ‘Safiye bundan opera çıkar, bunu keşke bir operanın ortasında okusan’ şeklinde bir bilgi gördük. Hâlbuki bu beste çok sesli hale gelebilir ve yeniden düzenlenebilir. Ama operanın ortasında okusan dediğiniz vakit diyelim ki sahnede Traviata, birdenbire Safiye Ayla çıkıp Menekşelendi Sular’ı okuyor. İnternetin verdiği bilgiler dikkatle yeniden araştırılmalı” ifadelerini kullandı.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa