Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Kadın olunca özgürleştim

        HELİN AVŞAR / GAZETE HABERTURK / HT PAZAR

        Seyhan Arman, altı yıl önce ameliyatla kadın olmuş. Ama kendi içindeki kadını tam 10 yıl önce dışarıya çıkardığını söylüyor. Ameliyat küçük bir detay onun açısından, çünkü bu durumun dış görünüşten çok ruhla ilgili olduğuna inanıyor. Seyhan, sokakta her gün karşılaştığımız birçok kadından biri, insan onun yanında “Bu ne biçim kadın” diye düşünmüyor hiç. O da hayatını “Ben

        çok şanslı bir transseksüel kadınım, bugüne kadar hiç fuhuş yapmak zorunda kalmadım. Aşık olduğum işi yapabiliyorum, ailemle de aram çok iyi” diye özetliyor. Benim sorularıma yanıtları da aşağıda...

        Türkiye’de, “Transseksüel” deyince, hemen gece hayatı ve fuhuş geliyor aklımıza. Bir işyerinde herhangi bir transseksüele rastlamıyoruz. Neden

        böyle?

        “HIV AIDS” denildiğinde de ölüm aklımıza geliyor. Ama HIV artık ölümcül değil, kronik bir hastalık! Bir taraftan imaj meselesi sanırım, ama madalyonun öteki yüzünde mecburiyet yatıyor. Çünkü problem transseksüel kadınların trans

        geçişini tamamlamadan önce başlıyor. Yani aileden dışlanan, toplumdan dışlanan ve eğitim hakkı elinden alınan bir transseksüel birlikte yaşayamadığı ve dışlandığı toplumdan kaçıp göç ettiğinde önüne sunulan seçenek ortada;

        seks işçiliği. Çünkü toplumsal cinsiyet diye bir şey var bu ülkede. Kadına sen böyle davranacaksın, erkeğe sen de şunu yapacaksın diyen bu baskı

        mekanizması, transseksüel kadını da yönlendiriyor. Güçlü olan ve direnen transseksüel kadınlar, sosyal hayatta yaşadıkları zorluklarla baş edebilirse seks işçiliği dışında başka işler de yapabiliyor ama o da tabii sınırlı meslek kollarında.

        İSTEDİĞİM İŞİ YAPIYORUM

        Siz hangi işi yapmak isterdiniz?

        Ben şanslı bir transseksüel kadınım, çünkü tam da istediğim işi yapıyorum. Evet bu sezon parasızlıktan tiyatroda sahne alamıyorum ama yine kendi

        istediğim şekilde sahneden para kazanıyorum, şov yapıyorum. Altını çizerek söylüyorum; ben şanslıyım ama maalesef herkes bu kadar şanslı olamıyor.

         Peki günlük hayatınız nasıl geçiyor? Mesela bir transseksüel istediği her yerde, bir kafede, alışveriş merkezinde, huzursuz edilmeden zaman geçirebiliyor mu?

        Aslında o kadar bastırılmışız ve bize öğretilen o kadar net ki, önce kendimiz rahatsız oluyoruz. Ben sahne dışında haftada iki gün bir derneğin ofisinde çalışıyorum. Önyargılarla karşılaşmak beni en azından şu anda zorlamıyor, aksine o önyargıları kırmak “Aslında düşündüğümüz gibi değilmiş/lermiş’’

        denilmesi bana zafer hissini yaşatıyor. Kendi açımdan baktığımda beş yıl önce herhangi bir kafeye gidip oturamazdım, çünkü belki almazlar belki diye düşünürdüm. Ama şimdi “Ne münasebet elbette alacaklar” alt metni ile istediğim her yere gidiyorum, diyelim ki almadılar ya da ima ettiler, kaçmam savaşırım, gerekirse dava bile açarım. Çünkü aynaya baktığımda herhangi bir yere alınmayacak biriymişim gibi hissetmiyorum, haklarımı biliyorum.

        Bir transseksüelin cinsel hayatı çok renkli oluyor mu?

        Mesela aynı soruyu ben size sorsam nasıl cevap verirsiniz? “Kişiye göre değişir’’ dersiniz değil mi? O zaman burada da cevap aynı; kişiye göre değişir. Sonuçta insanoğlu, hepsi bir değil!

         Cinsiyet değiştirme ameliyatını olmakla olmamak arasında ne fark var?

        Cinsiyet değiştirmek derken ne kastettiğinize bağlı. Fiziksel olarak erkekten kadına geçmekten bahsediyorsanız; yıllarca sürdürmeye çalıştığınız erkek rolünün bitmesi, özgürlüğe kavuşmakla eşanlamlı. Huzur hissediyorsunuz, “Kadınlığımı yaşayacağım artık” diye mutlu oluyorsunuz. Ama operasyondan

        bahsediyorsanız, kepçe olan kulağınızı düzelttirmekten farkı yokbence, sonuçta yanlış bir uzuv var ve onu operasyon ile düzelttiriyorsunuz. Fakat şunu belirtmeliyim ki bu bir ameliyat olma meselesi değil, erkek gibi de görünseniz, saçınız kısa olsa da, göğüsleriniz, vajinanız olmasa da sonuçta transseksüelseniz, transseksüelsiniz demektir. Yani “Transseksüel olmak”

        diye bir şey yok, bu bir varoluş!

         Peki bir transseksüelle sevgili olan erkek, hangisini tercih eder?

        Cinsiyet değiştirme ameliyatı olmuş birini mi yoksa ameliyatsız bir gay’imi?

        Erkek heteroseksüelse elbette ameliyatlı olan birini, ama değilse tercihi değişebilir.

        Bir transseksüelle lezbiyen arasında ilişki olabilir mi?

        Kadın olarak doğan biriyle bir transseksüel arasında hiçbir fark yok. Sonuç olarak ruhtan bahsediyoruz fizikten değil. Doğuştan kadın olanlar lezbiyen

        olduğuna göre, transseksüel kadınlar da eşcinsel olabilir. Benim özelimde

        soruyorsanız ben heteroseksüelim.

        SORUN ÖNYARGILAR

         Tavır olarak tümüyle erkek, hatta maço eşcinselleri kendinize yakın mı hissediyorsunuz yoksa uzak mı?

        Eşcinsellik ve transseksüellik birbirinden farklı kavramlar. Bir insanın feminen, maskülen ya da heteroseksüel olması beni ilgilendirmiyor, karşımdaki kişiyi cinsiyetine ya da yönelimine göre değil kişiliğine göre değerlendiriyorum. Çünkü ben bir ötekiyim ve diğer öteki ile empati kurabiliyorum. Ayrıca LGBTT (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Travesti, Transseksüel) aktivistiyim, doğal olarak benim için fark yok. Merak ettiğiniz transseksüel olup transfobik olanlar, homoseksüel olup homofobik olanlar ya da tam tersi ise orada da tuhaf bir durum yaşanıyor bence. Mesela Tekyön isimli gay club transseksüel kadınları almıyor çünkü önyargılı. Sen transseksüel kadını almıyorsan, heteroseksüeller de senin için negatif düşünüyor onların da seni almama hakkı var o zaman öyle değil mi? Yani buradaki sorun heteroseksüeller ya da eşcinsel transseksüeller arasında değil, cinsiyet gözetmeksizin önyargılarda. Ben şu anda XLarge İstanbul Club’ta çalışıyorum. Mekâna transseksüel kadınlar girebiliyor. Geçtiğimiz

        günlerde güvenlik şefimiz giyinişinden şikayetçi olduğu bir transseksüelden bahsetti, ben de “Almasaydın” dedim, çünkü her işletmenin kriterleri olabilir. Sırf transseksüel kadın diye pozitif ayrımcılık yapmaya da gerek yok. Sadece genelleme yapmamak, “normal” davranmak lazım.

        Beni tanıyan herkesten destek gördüm

        Zekeriya Beyaz, Hülya Avşar’ın programında “12 Eylül eşcinsellikle savaştı” dedi. Homofobik açıklamalar yaptı. Ne düşünüyorsunuz bu konuda? Zekeriya Beyaz bana, bir canlı yayında “Seyhan Bey” dedi. Desin ne olacak? Mustafa

        Topaloğlu da Bülent Ersoy’a “Bülent Bey” dedi, ne oldu yani erkek mi olduk? Az önce söylemiştim altını çizeyim, transseksüel olmanın kıyafetle saçla başla alakası yok. 12 Eylül sonrası trenlerle Eskişehir’e sürgün edildik. 10 yıl önce Adana’da saçımız kesildi, iki yıl önce Eryaman’da belediyenin 50 TL’ye tuttuğu adamlar sallamalarla üzerimize yürüyüp arkadaşlarımızı öldürdü. Bugün

        kadın kılığında gezen erkeklere 69 TL para cezası kesiliyor. Son iki yılda onlarca transseksüel kadın katledildi ve sonuç değişmedi. Yani yıldırma politikasının sadece tarzı değişti. Ama hâlâ transseksüel kadınlar var.

        Eşcinsel ve transseksüeller Meclis’e yürüdü... Tam olarak ne istiyorsunuz?

        Ne isteyebiliriz ki, insan olduğumuzu ve vatandaşlık haklarımızı hatırlamalarını

        istiyoruz. Mesela Anayasa’ya cinsel yönelim ibaresini ekleseler, katledilen transseksüel kadınların katilleri ceza indiriminden yararlanamayacak. Bu bile yüzlerce kez Meclis’e yürümemize sebep değil mi?

        Herkes karşı çıkmıyordur destek olanlar da vardır herhalde. En güçlü desteği hangi kurumlardan ve kişilerden alıyorsunuz?

        Beni tanıyan herkesten destek gördüm. Zaten beni gerçek anlamda tanıyıp da destek olmayan kimse yok. Genellemeler var ama bu benim genellemem değil. Mesela sol grupların destekçi olduğunu sanırız ama çok yakın zamanda

        Hasta Tutsaklara Özgürlük Platformu’nda LGBTT’den bireylerin söz hakkı olamayacağı söylendi, platformdan ayrılmak durumunda kaldık. Bizi

        destekleyen birçok grup da platformdan ayrıldı. Hatta Yürüyüş Dergisi platformdanayrıldıktan sonra, hasta ve sapkın olduğumuzla ilgili bir yazı

        yayınladı.

        Peki, “Hiç ummazdım ama, çok destek oldular” dediğiniz, desteğiyle sizi şaşırtan kişiler ya da kurumlar var mı?

        Evet, Beşiktaş Çarşı grubu var mesela. “Çarşı homofobiye karşı” diye pankart açtılar. İnanılmaz duygulanmıştım o gün, futbol önyargım bir nebze kırıldı. Başörtülü hanımlar çok destek oluyor. Yaşayan kütüphane çalışmasında beni

        çoğunlukla başörtülü kadınlar okuyor.

        Transseksüelim sapsarı saçım, mini eteğim olmalı

        Sürekli bakımlı, çok makyajlı ve parlak kıyafetlerle görüyoruz transseksüelleri. Çok alışveriş yapıyor musunuz?

        Toplumsal cinsiyet baskısı yüzünden transseksüel kadınlar “Ben transseksüelim, sapsarı saçım, mini eteğim olmalı” diye düşünüyor. Bu kadınlar kendilerine karşı oluşan önyargıyı yenebilme duygusunu edinse, bu sorun ortadan kalkabilir. Kadınlığımla ilgili bir sorunum yok, istediğim gibi giyiniyorum.

        Sevdiğiniz kıyafet ve aksesuvarları kolay bulabiliyor musunuz?

        Sonuçta işim sahne ve neyi nerden alabileceğimi biliyorum. Çöp poşetinden kostüm yapan bir kadına yanlış soru oldu sanırım. Ama ayağın büyük nasıl ayakkabı buluyorsun diye soruyorsan; ayağı 42 numara olan mankenlerin

        yaptığını yapıp ya özel koleksiyonlardan alıyorum ya da yaptırıyorum.

        Batı ülkesinde yaşasaydınız daha mutlu olur muydunuz?

        Ülkemi, etrafımdaki farklı renkleri seviyorum. Bu renklerden hazzetmeyenler varsa, onların sorunu. Haklarımı biliyorum, kazanana kadar çabalamaya devam edeceğim...

        Aile kurmak, evinizin kadını olmak istiyor musunuz?

        Zaten ailem var. Bir yandan çalışıp bir yandan da hayatımı sevdiğim biri ile aynı şartlarda paylaşsam olmaz mı? Varsın beyaz gelinlik ve bekaret simgesi kırmızı kurdelem olmasın. Sahnede birkaç kez beyaz gelinlik giydim, benim için yeterli

        NEFRET DİYE BİR OLGU VAR

        Transseksüeller ve eşcinseller daha mı fazla şiddet görüyor, hatta cinayete kurban gidiyor?

        Sonuçta nefret diye bir olgu var. Toplumumuz hâlâ eşcinselliğin ya da transseksüelliğin varoluş biçimi olduğunu anlayamadı. Hep dine dayandırıyorlar ama biz de en az onlar kadar dindarız. Diyelim ki bilim yanılıyor ve biz hastayız, e o zaman bu bizim suçumuz değil, neden bu nefret? Aslında onlar gibi insan olduğumuzu düşünseler, sanırım sorun çözülür.

        Başınızdan böyle bir olay geçti mi, tehdit edildiniz mi ya da şiddete uğradınız mı hiç?

        Hayır yaşamadım. Dediğim gibi ben şanslı bir transseksüel kadınım. Herkes şanslı doğmuyor maalesef.

        FANTEZİME SEN DE KATIL DİYEN OLMADI

        Transseksüellerin evli çiftlerden, sevgililerden de farklı fantezi teklifleri aldığını duydum. Doğru mu bu?

        Ben de duydum. Olabilir.

        Karşılaştığınız en şaşırtıcı fantezi teklifi neydi mesela?

        Neden bana bir fantezi teklifi gelsin ki? Ben tiyatro oyuncusuyum, bugüne kadar sahneye atlayıp “Karımla şunu yapacağız sen de katılsana” diyen olmadı.

        Transseksüeller için Türkiye’de en seksi erkek kim? Ünlüler arasından en çok kimler beğeniliyor, kimler rüyalarınızı süslüyor?

        Herkes kimi beğeniyorsa transseksüeller de onları beğeniyor. Volkan Konak,

        Mustafa Topaloğlu, Fikret Kuşkan, Oktay Kaynarca...

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa