Dr. Şirin Seçkin: Deniz olan yerde katiyetle havuzu tercih etmeyin
Havuz-deniz mevsimi açıldı açılacak. Çocuklarda sık görülen yaz hastalıkları ve bu mevsimde kafaları kurcalayan her ne varsa Dr. Şirin Seçkin'e sorduk
Sema EREREN / GAZETE HABERTÜRK
Dr. Şirin Seçkin kimdir? Dr. Şirin Seçkin, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nda Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı oldu ve ardından 1990’da Londra’da Northmiddle Sex Hospital, 1993’te Childrens Hospital of Los Angeles, 1996’da Boston’da Harvard Community Health Plan ve New York’ta Kings Country Childrens Medical Center of Brooklyn’de çalıştı. 20 yılı aşkın süredir özel muayenehane doktoru...
Dr. Şirin Seçkin, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nda Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı oldu ve ardından 1990’da Londra’da Northmiddle Sex Hospital, 1993’te Childrens Hospital of Los Angeles, 1996’da Boston’da Harvard Community Health Plan ve New York’ta Kings Country Childrens Medical Center of Brooklyn’de çalıştı. 20 yılı aşkın süredir özel muayenehane doktoru...
Yaz geldi, annelerin kafasında binlerce soru: “Çocuğum denize girsin mi?”, “Klima zararlı mı?”, “Yaz sıcağında çocuğa ne giydirmeli?”, “Kaç faktör güneş kremi kullanmalı?”... Ve daha pek çoğu. Sözü fazla uzatmayalım, yaz boyunca imdadınıza yetişecek faydalı bilgiler için sözü Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şirin Seçkin’e bırakalım...
■ Çocuklarda en çok görülen yaz hastalıkları neler?
İshal sık görülür. Sadece kusma da olabilir. Hem mideyi hem de bağırsakları tutabilir. Karın ağrısıishal şeklinde de görülebilir. Daha çok havuzlardan, insandan insana ya da yemeklerle ve suyla bulaşabilir. Sıcakta yemekler bozulduğundan, bu tür enfeksiyonlar daha kolay yayılır. Kolibasili oranı yüksek denizde yüzen çocuk suyu yutup ishal olabilir; idrar yolu ya da deri enfeksiyonu geçirebilir. Bu arada şöyle bir iddia var ki bence kesinlikle doğru: Hafif ve orta şiddetteki ishaller, 6 aydan büyük bebeklerde taze sıkılmış meyve ve sebze suyu içirilerek serum verilmiş gibi tedavi edilebilir. Zaten kan yoksa bir ishal 1-2 hafta sürebilir. Çocuk normal besleniyor, kusmuyorsa aile bekleyebilir. En önemli gösterge, çocuğun ağızdan bir şey yiyip içmeyi reddetmesi, kusması ve ishalin kanlı olması. Böyle bir durumda acilen doktora gidilmeli.
■ Başka ne gibi enfeksiyonlar görülebilir?
Dış kulak yolu enfeksiyonu. Bu, çok sık havuza giren, yüzen çocuklarda görülüyor. Havuz ya da deniz suyunun kirli olması etken değil. Mesela kulak tıkaçları da tahrişe sebep olduğundan dış kulak enfeksiyonuna yol açabilir. Başka bir nedense kulakta üretilen, yavaş yavaş dışarıya doğru akması gereken kirin, kulak temizleme çubuğuyla içeri itilmesi. Temizlediğimizi zannederken kiri içeri tıkmış oluyoruz. Bu yüzden q-tip isimli bu çubukları, sadece dış kulak için kullanın. Kulakta biriken kir, denizehavuza girdiğimizde şişer, ağrı yapar ve biz daha çok kurcalarız. Kurcaladıkça dış kulak yolu enfeksiyonu oluşur.
■ Bazı insanlarda kulak kiri neden daha çok oluyor?
Kulak yapısı dar ya da kulağın kirin dışarı akmasına engel açısı olabilir. Bu tür insanlar, denize gitmeden önce kulak-burun-boğaz doktoruna ya da çocuk doktoruna kulak yolunu temizletmeli. Orta kulak enfeksiyonu da havuzlarda nezleyken yüzen, kulak enfeksiyonu geçirmeye eğilimli çocuklarda görülür. Deri enfeksiyonlarına da sık rastlanır. Mesela sinek sokabilir, sineğin soktuğu yeri kaşırken kendimiz enfekte edebiliriz. Bir başka örnek, çocuk burnunu karıştırıp sinek sokan yeri kaşırsa burundaki enfeksiyon deriye geçer.
■ Deri enfeksiyonu olduğunu nereden anlarız?
Bir yerden başka yere atlar, iyileşmesi gereken yara büyür, bir sürü noktacıklar çıkar. Böyle bir durumda doktora gidip antibiyotik almanız gerekebilir.
"DİREKT ÜZERİNE GELMİYORSA KLİMA AÇILABİLİR"
■ Klima bebeğe zararlı mı?
Klima çocuğun üzerine gelmediği sürece üşütmez. Bebek ya da çocuğun 30 derecelik bir odadansa 23 derecelik bir odada uyuması daha iyidir. 30 derecede çocuk terler, isilik olur, cildi berbat olur. Sırılsıklam uyanır. Çok sıcak havalarda bebeğin direkt üzerine gelmiyorsa klima açılabilir. Aynı şey araç içinde de geçerli. Çocuk binmeden araç soğutulmalı. Güneşte aracın içi neredeyse 50 derece oluyor, ortam soğuyana kadar bebek bir anda çok ısınır. En çok yapılan hatalardan biri de üşür diye araba koltuğunda bebeği ekstra giydirmek. Oysa en çok isilik olan yer araba koltuğu. Araç koltuğunu bir mont gibi kabul edip yaz aylarında bebek bir body ile oturtulup bağlanmalı.
■ Annelerin en büyük derdi ise nasıl giydirmeli?
Kesinlikle kalın giydirilmemeli. Prematüre ya da özel bir sorunu yoksa yaz aylarında bebek ve çocuklarınızı aynen kendiniz gibi giydirin. Biz çorap giyinmiyorsak onlar da giyinmesin mesela. Üşüyüp üşümediğini el ve ayaklarından değil, sırtından ve karnının üstünden kontrol edin.
"50-100 GİBİ YÜKSEK FAKTÖRLERİ SEVMİYORUM"
■ Güneş kremi kullanmalı mıyız?
Güneş kremi yerine iyi bir gölge bulup gölgede oturulmalı. Çünkü bebekler ve çocuklar gözünü ovuşturduğunda krem gözüne kaçar ve gün boyu kıpkırmızı olur, mızmızlanır. Kremi karnına sürerseniz karnına dokunup elini ağzına götürdüğünde acı tat ağzında kalır. Öyle saatlerinde kaçınılmaz şekilde güneşte kalınacak ve hiçbir gölge bulunamayacaksa güneş kremi tavsiye edilebilir.
■ Kaç faktör olmalı?
50-100 gibi yüksek faktörleri sevmiyorum. Çok kalın oluyor ve gözenekleri tıkayıp isiliklere yol açıyor. Onun yerine 30 faktör, nemlendiricili, gözenek tıkamayanlar tercih edilmeli. Bir de 10.00’dan önce ve akşam üzeri 17.00’den sonra güneş kremi sürmenin anlamı yok. Olabiliyorsa güneş gözlüğü taktırın. Çünkü istemeden güneşe çok sık bakarlar. O da erken yaşta katarakta ve başka göz hasarlarına yol açar.
■ Bebek denize ne zaman girebilir?
Halk arasında “bebek tüm aşıları tamamlanmadan denize sokulmaz” diye hatalı bir inanış var. Oysa doğru değil. Anne hamileyken bebeğe geçen antikorların büyük kısmı çeşitli hastalıklardan korur. Bebek sağlıklıysa ilk doz karma aşısından sonra temiz bir yerde denize sokulabilir.
■ Havuza peki?
Birçok çocuğun girdiği havuzsa ilk karma aşıyı yaptırmış olmak lazım. Havuz suyunu yutturmanın anlamı da yok. Havuza girsin ama başını suyun altına daldırmayın. Deniz olan yerde katiyetle havuzu tercih etmeyin.
■ Denizin ne gibi avantajları var?
İyot içeriyor ki vücut için çok önemli. Ülkemizde de eksikliği yüksek görülüyor. İyot, deniz kenarında solunumla, denizin içinde ise cilt tarafından emilir. Daha başka bilmediğimiz bir sürü mineral, minik deniz canlısı var. Kışın bu çocuklar daha az hasta olur. Güneş gören çocuğun vücudunda D vitamini de fazla olur.
■ Yüzmeyi öğretmek için ideal bir yaş var mı?
Anne ve babanın rol model olması gerekir. Anne yüzmeyi sevmiyorsa çocuk istemeyebilir. Ancak çok sevdiği kuzenleri ya da mahalle arkadaşları olduğunda isteyebilir. Yaz okuluna, çocuğun kimseyi tanımadığı ortama götürüp bırakmanın anlamı yok. Sadece öğretmenini, şans eseri arkadaşlarını severse keyif alır. Önce anne ve baba denize girmeyi denesin, sonra yaz okuluna versin.
■ Tuvalet eğitimi için yaz ayları fırsat mı?
Evet ama uygun yaştaysa. Büyüklerin “Sen 1 yaşındayken öğrenmiştin, bu 2 yaşında hâlâ bezli” gibi baskıları olur ama aldırmayın. Çocuk hazırsa kendini belli eder ve ister. Yavaş yavaş öğretebilirsiniz. Anne veya baba tuvaletteyken kapılar açık kalabilir, çocuk sifonu çekmeye yardım edebilir. 1-1.5 yaşını geçtiyse uyandıktan ya da yemek yedikten 10 dakika sonra sorulabilir “Buraya çiş yapmak ister misin?” diye. Yanıt “Hayır” ise zorlamayın. Erkek çocuklar, su içtiğimiz şeffaf şişelere tuvaletini yapabilir. Yaz aylarında yürüyen çocuklara bez takmamak iyi bir yol olabilir. Çünkü çiş yaptıkça “Ben ne yapıyorum?” diye tutabilir, kendi kas kontrolünü kazanır. Yazın iyi bir fırsat, yerleri silebiliriz. Baskıcı tutum doğru değil, çocuk hazır değilse psikolojik açıdan tramvatize eder.
"HAYATI OLDUĞU GİBİ GÖSTERİN"
■ Terör olayları çocuklara nasıl anlatılmalı?
Psikiyatr arkadaşım Alper Hasanoğlu’yla beraber, ruhsal olarak dayanıklı ve duygusal anlamda esnek olma üzerine bir kitap yazıyoruz. O erişkin, ben de çocuk kısmını yazıyorum. Savaşlar artıyor, terör artıyor, küresel ısınma var. Yokluk, açlık var. Toz pembe dünya sunmak, gerçekleri söylememek doğru değil. Çocukların dış koşullara karşı daha esnek olması sağlanmalı. Olumsuzluklar olduğunda onların anlayacağı dilde “Böyle şeyler oluyor ama hayat devam ediyor” gibi her şeyi tüm açıklığıyla konuşmalı, duyguları, insanların mağduriyetinin ne anlama geldiği anlatılmalı. Ne için üzüldüğümüzü, onların yerine kendimizi koyabildiğimizi göstermeli. Bencil ve duyarsız bir çocuk yetiştirmemek çok önemli. Hayatı olduğu gibi gösterin, gerçekçi olun, ölüm de var, doğum da...
■ Çocuk anneyi ısırmaya, vurmaya meyilliye nasıl davranmalı?
Belirli dönemleri var. Mesela 2 yaş sendromu... Bağımsızlığını kazanmaya çalışır çocuk. Bu gibi dönemlerde sınırlarını dener. Çocuğa sınır konulmalı, ısırınca canınız acıyorsa net şekilde ortaya koyun, “Hayır istemiyorum” deyin. Bir kere ısırdığında anneanne gülerse, çocuk zaman zaman ısırıp tepkinizi dener. Her seferinde aynı tepkiyi görürse bunun doğru bir davranış olmadığını öğrenir. Yuvaya başladığında başkasını ısırmaz. Evde öğrenilmezse eyvah! İleride büyüdüğünde sınır tanımayan erişkinlerden olur. Her şeyi yapma yetkisine sahip hisseder. Bankaya gittiğinde sıra beklemeye tahammül edemez. 2 yaş bunalımı dediğimiz şeyi 30 yaşındaki biri olarak geçirir.