Ukrayna’da Kahovka Barajı'nın yıkılması doğayı ve gıda arzını neden tehdit ediyor?
BBC'ye konuşan ekolojistler ve yardım örgütleri, Ukrayna'daki Nova Kahovka Barajı'nın yıkılmasının, yıllar süren çevresel etkilere yol açabileceği uyarısında bulundu. Birleşmiş Milletler ise bunun küresel gıda güvenliğini tehlikeye atabileceği ve gıda fiyatlarında artışa yol açabileceğini söyledi.
BBC’ye konuşan ekolojistler ve yardım örgütleri, Ukrayna’daki Nova Kahovka Barajı’nın yıkılmasının, yıllar süren çevresel etkilere yol açabileceği uyarısında bulundu. Birleşmiş Milletler (BM) ise bunun küresel gıda güvenliğini tehlikeye atabileceği ve gıda fiyatlarında artışa yol açabileceğini söyledi.
Yardım görevlileri nehirde yüzen yağ tabakaları, ölü balıklar, insan ve hayvan cesetleri gördüklerini söyledi.
Ağır metaller, yakıt, gübre ve diğer kimyasalların da sulara karışmış olmasından endişe ediliyor.
Bölgede yüz binlerce kişiye içme suyu sağlanamıyor. Ekinler sele kapıldı ve selin tarım, insan sağlığı ve vahşi yaşama uzun vadeli zarar vermesinden endişe ediliyor.
2 bin kilometrekareden daha geniş bir yüzeyi olan Kahovka Baraj Gölüi Ukrayna’nın en büyük rezervuarıydı. Bazı kısımları o kadar genişti ki, karşı taraftaki kıyıyı görmek mümkün değildi.
Ukraynalı endüstriyel ekolojist Anna Ambrosova, “Nehrin etrafında demir ve diğer metal endüstrileri yer alıyordu” diyor ve ekliyor:
“Fabrikaların yıllar boyunca nehre boşalttıkları atıklarda yer alan ağır metaller baraj gölünün altındaki tortuda birikmişti.
“Fakat şimdi barajın yıkılmasıyla bunlar çevreye yayıldı. Selden etkilenen yerlere ulaştı ve zamanla oralarda toprağa yerleşecek. Bu toprakların özel bir şekilde tamamlanması lazım ama bu da çok uzun zaman alabilir.”
Dinyeper Nehri’nin barajdan sonraki kısmında da endüstriyel tesisler bulunuyor. Greenpeace özellikle petrol rafinerileri ve benzin istasyonlarına dikkat çekiyor.
Kriz ve felaketler sırasında veri sağlayıcılığı yapan REACH adlı insani yardım örgütü, insan sağlığı ve çevreye zararlı materyallerin depolandığı bilinen ve selden etkilenen 24 yer tespit etti. Örgüt bunların ciddi birer risk olduğunu vurguluyor.
Getty Images
Bunların bir kısmı, selden en çok etkilenen yerlerden Herson’un yakınlarında.
BBC’ye bir e-posta gönderen REACH, ellerindeki görüntülere göre Herson’da iki benzin istasyonunda ve Kahovka Hidroelektrik Santrali’nde petrol sızıntısı yaşandığını söyledi.
Tehlike saçan diğer maddeler arasında antibiyotikler, klor, çözücüler ve izopropil alkol yer alıyor.
Ambrosova, bölgedeki tarlalar için tarım ilaçlarının tutulduğu depoların da sular altında kaldığını ve bu zehirli maddelerin suyla birlikte geniş bir bölgeye yayıldığını, sonunda da Karadeniz’e ulaşma riski olduğunu söylüyor.
BM yetkilileri ise tarlaların zarar görmesinin dünyanın dört bir yanındaki insanları etkileyeceğini vurguluyor.
Milyonlarca ton buğday, ayçiçek yağı ve sebze üretip bunları dünyaya satan bu bölge, BM’nin ifadesiyle “dünyanın ekmek sepeti”.
Patlatılan baraj gölü de bu tarlaları sulamak için kullanılıyordu. Artık bu hayati sulama imkanından yoksunlar.
Ambrosova’nın yanı sıra Ukraynalı yetkililer de baraj gölünün yokluğunda bölgenin kuraklık ve toprak niteliğinin bozulması riskleriyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekiyor.
Ukrayna Tarım Politikaları ve Gıda Bakanı Solskyi Mykola “Bu bölge en az 5-10 yıl boyunca çölleşme riski yaşayacak” diyor.
Baraj ve etrafındaki sulama kanallarını tekrar inşa etmenin bu kadar süreceğini düşünüyor.
BM bu yüzden gıda fiyatlarının artacağını ve bundan en çok Afrika’daki yoksul ülkelerin etkileneceği uyarısında bulunuyor.
Bölgedeki yardım çalışanları, halk sağlığına yönelik başka tehditlere de dikkat çekiyor.
BBC
Yardım kuruluşu Mercy Corps’tan Samir Chalhoub, mezarlıkların ve hayvanların gömüldüğü bölgelerin de su altında kaldığını, sonraki günlerde su yüzeyinde cesetler görüldüğünü aktarıyor.
Norwegian Refugee Council’dan (Norveç Mülteci Konseyi) Dimitri Zviadadze de “Hayvan cesetleri etrafa yayıldı ve bunun kolera salgınına neden olmasından endişe ediyoruz” diyor.
Ukranian Nature Conservation Group (Ukrayna Doğa Koruma Grubu, UNCG) adlı sivil toplum kuruluşu, selden etkilenen beş ulusal park ve 30’dan fazla koruma altında alan tespit etti.
Kahovka Baraj Gölü ve Dinyeper Nehri'nin taşan yatağı, balıkçıl kuşlar için önemli birer yuva alanıydı. Bu hayvanların üremelerinin de selden olumsuz etkileneceği düşünülüyor.
UNCG, su baskınının yaşandığı bölgenin dünyadaki fare nüfusunun üçte birine de ev sahipliği yaptığını, bazı türlerin bu olaydan sonra soyunun tükenebileceğini söylüyor.
Örgüt yılanlar ve diğer sürüngenlerin de tehlike altında olduğunu ekliyor.
Bu konu hakkında Rusya Çevre Bakanlığı’na da sorular yönelttik fakat bir yanıt alamadık.