Erdoğan, operasyona neden 'Zeytin Dalı' adı verildiğini açıkladı
Afrin'e Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili son dakika açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Münbiç'ten başlayarak sınır boyunca operasyonun devam edeceğini söyledi. Erdoğan, harekata Zeytin Dalı isminin neden verildiğini de açıkladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne 44. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin'e Zeytin Dalı Harekatı'yla ilgili olarak "268 kişi etkisiz hale getirildi. Teröristler ya çekip gidecekler, ya çekip gidecekler" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, harekata Zeytin Dalı isminin verilmesiyle ilgili olarak, "Bu aynı zamanda özgürlüklerin müjdecisidir. Biz de bu zeytin dalı olarak bunu kullanırken dedik ki, toparlayalım, kucaklayalım ve böyle bir özgürlük adımını attık" dedi.
Cumhurbaşbakanı Erdoğan, "Münbiç'ten başlayarak sınırlarımız boyunca bu oyunu boza boza devam edecek, bölgemizi tamamen temizleyeceğiz" diye konuştu.
Erdoğan'ın açıklamaları:
Bu ay sonu itibarıyla muhtarlarımızla buluşmamızın 3. yılını geride bırakıyoruz. Ülkemiz ve dünya tarihinde örneği olmayan geniş tabanlı kucaklaşmaya eşlik ettiğiniz için her birinize ayrı ayrı şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Ülkemizdeki 50 bin muhtarın tamamıyla bir araya gelene kadar bu buluşmalarımızı sürdüreceğiz.
AFRİN ADIM ADIM KONTROL ALTINA ALINIYOR
Yine tarihi bir hadiseyi tüm sıcaklığı yaşadığımız şu günlerde sizlerle dertleşmek üzere bir aradayız. Afrin'i teröristlerden temizlemek için başlattığımız ve Zeytin Dalı adını verdiğimiz operasyon başarıyla sürüyor. TSK'ya ait birliklerle bölgenin asli sahipleri olan Suriyeli kardeşlerimizden oluşan ÖSO unsurları adım adım Afrin'i kontrol altına alıyor. Son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar bu operasyon devam edecek. Sınır güvenliğimiz elbette önemlidir. Vatandaşlarımızıncan ve mal güvenliğine kasteden sınır ötesi tehditler elbette önemlidir. Biz Suriye'deki Arap, Kürt ve Türkmen kardeşlerimizin geleceğini en az kendimizinki kadar önemli görüyoruz.
Gözümüzün içine bakıla bakıla bize yalan söylenmesine tahammül etmek zorunda değiliz demiştik. Bizim sınır güvenliğimizi sağlama gayretimizi çarpıtmaya çalışanlar dört bir koldan saldırıyor. Afrin'i Kürt kardeşlerimize karşı gibi göstermeye, kimi bizi Suriye'yi işgalle suçlamaya çalışıyor. Şimdi altyapısı ile eğitimi ile ayağa kaldırdığımız Rai, Cerablus, El Bab arasındaki alana 100 bine yakın kardeşimiz geri dönüp normal hayatını sürdürmeye başladı. Afrin'de de aynı şey olacak. Önce teröristlerin kökünü kurutacağız, sonra da orayı yaşanabilir hale getireceğiz. Kimin için 3.5 milyon benim ülkemde yaşayan Suriyeli kardeşlerim için. Tekrar onları topraklarına geri göndereceğiz. Biz aslında kimin nerede durduğunu gayet iyi biliyoruz. DEAŞ bahanesi ile Afrin'i terör koridoruna teslim etmek isteyenler DEAŞ'la birlikte açık şekilde savaşıyorlar. Bunların birbirinden farkı yok. Al PYD'yi, YPG'yi vur DEAŞ'a. Hiç birbirinden farkı yok. O da terörist, o da terörist. Bir madalyonun iki yüzü gibi. Her iki örgütün de ipini elinde tutanlar işlerine geldiğinde birini, işlerine geldiğinde ötekini uzatıyor.
Biz bu DEAŞ belasını öyle veya böyle kendimizden uzak tutarız ama aynı şeyi yıllardır bizim mücadelemizi engellemek için ellerinden gelen her şeyi yapan diğer ülkeler yapabilir mi? Bizim kimlik bilgilerini verdiğimiz teröristleri bile kontrol altında tutmayı beceremeyip kanlı eylemlerle maruz kalmışlardır. Çok daha kanlı teröristlerle muhatap olduklarında neler yapabileceğini göreceğiz. Yolcularımız Almanya'dan Türkiye'ye dönüş yapıyorlar, PKK terör örgütü havalimanında tekme tokat, ellerindeki sopalarla dövmeye yöneliyorlar ve Alman polisi izliyor. Böyle güvenlik olabilir mi? Senin en güvenliği olduğun yer havalimanı. Nereye kadar? Nasıl olacak bu? Söylediğimiz zaman da, "olmuyor ha, doğru değil ha" Biz bu gördüklerimize sessiz mi kalalım? Bu nasıl hukuk? Yol güvenliği yoksa sen nasıl devletsin, sormazlar mı? Kusura bakmayın, biz bu gerçekleri de söyleyeceğiz.
"POSTMODERN HAÇLI SEFERİNİN YENİ İŞBİRLİKÇİLERİ"
Kobani'de Ayn el Arab'da, hükümetimize sığınan yüz binlerce kardeşimiz bölge DEAŞ'tan temizlenmesine rağmen evlerine geri dönmüyor. Çünkü, belki görünüşte DEAŞ gitti ama oraya bir başka terör örgütü çöreklendi. Bunlar barbar, katil, hırsız, ırz düşmanı. Bunlar postmodern haçlı seferinin yeni işbirlikçileri.
Biz Afrin'de aslında tüm insanlığın düşmanı bir zihniyetle de mücadele ediyoruz. Ateş altındaki sivillerin tahliyesini engelleyen, canlı kalkan olarak kullanan bu zihniyet, çukur eylemlerinde de karşımıza çıkmıştı. Biz 13-15 yaşındaki çocukları, yaşlı kadınları ellerine silah tutuşturarak fotoğraflar yayınlayan bir örgütü tepelemeye çalışıyoruz.
ZEYTİN DALI HAREKATI ADI NEDEN VERİLDİ?
Zeytin Dalı operasyonu. Zeytin bizim inancımızda çok kutludur. Bu aynı zamanda özgürlüklerin müjdecisidir. Biz de bu zeytin dalı olarak bunu kullanırken dedik ki, toparlayalım, kucaklayalım ve böyle bir özgürlük adımını attık.
"MÜNBİÇ'TEN BAŞLAYARAK SINIRLARIMIZ BOYUNCA DEVAM EDECEK"
Biz Zeytin Dalı operasyonu ile bölgemiz üzerinde farklı emelleri olan güçlerin derenin taşı ile kuşunu vurma oyununu bir kez daha bozmuş olduk. Münbiç'ten başlayarak sınırlarımız boyunca bu oyunu boza boza devam edecek, bölgemizi tamamen temizleyeceğiz.
"ÖSO VE BİZİM ŞEHİTLERİMİZLE BERABER 7-8 ŞEHİDİMİZ VARSA, KARŞI TARAFTAN 268 KİŞİ ETKİSİZ HALE GETİRDİK"
Obama döneminde bizim bir de zeytinlik harekatı var. Obama orada bizi aldattı. O harekat Münbiç'i teröristlerden temizleme harekatıydı. Sözünde durmadı. Biz üzerimize düşeni yaptık ama onlar yapmadılar. Biz buradaki teröristleri Fırat'ın doğusuna süreceğiz dediler. Münbiç yüzde 95 ile Araplarındır. Orada Kürt yoktur. Sözlerinde durmadılar, hesap başkaydı. Orada yeniden bir terör devleti oluşturmanın hesabıydı. Adını Kürt Devlet koyuyorlardı. Burada Kürt yokki. Yüzde 95 Arap var. Oraya terör örgütünün mensuplarını yığıyorsun. Aynısını Kobani'de yaptılar, oradal Ayn el Arap'dı. Aynı şekilde teröristleri yığdınız. Bunları söyleyince rahatsız oluyor beyler. Biz doğruyu her yerde söyleyeceğiz. Biz, bu adımları atarken kararlılıkla bu yolda yürümeye devam ederken her mücadelede de biliyoruz ki, bir bedeli vardır. Bunu göreceğiz. 2015 yılı temmuz ayından beri terörle mücadelede sınırlarımız içinde 1000'in üzerinde şehit verdik. Zeytin Dalı operasyonunda şehitlerimiz, gazilerimiz var ama özellikle ÖSO ve bizim şehitlerimizle beraber 7-8 şehidmiiz varsa karşı taraftanda da 268 kişi etkisiz hale getirildi. Teröristler ya çekip gidecekler, ya çekip gidecekler.
Bizim askerimiz, polisimiz, korucularımız, ÖSO'daki kardeşlerimiz şehadeti şereflerin en büyüğü olarak gördükleri için adeta ölümün üzerine üzerine gidiyorlar. Bu sabah askerlerimizle yapılan röportajlara baktığımızda 'biz Afrin'e düğüne gidiyoruz' diyorlar. Buna inanmak sıradan, herkesin karı değil. Bizim Mehmetimizin yetişmeri böyle. Buradan Zeytin Dalı operasyonunda, daha önceki operasyonlarımızda, terörle mücadelede, 15 Temmuz'da verdiğimiz tüm şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Tüm güvenlik güçlerimizi Rabbim korusun diyorum.
Ülkemiz bir asır önce uçurumun kenarına getirilmişti. Bu cendereden çıkmıştık. Cumhuriyet tarihimiz boyunca bizi rahat bırakmadılar. Sosyal, siyasal fay hatlarını kullanarak bizi kendi içinde didişen bir ülke içinde tutmaya çalıştılar.
PKK'ya karşı nasıl birlik ve beraberlik içindeysek FETÖ'ye karşı da beraber olarak bu süreci yıkımla karşı karşıya kalmadan atlatabildik. Arkamızda yüreği ile cesareti ile koskoca bir millet var.
Soylu bir akına çıktığımız şu günlerde hep birlikte vatanımıza daha sıkı sahip çıkacağız. Askerimiz sınır boylarında ve sınır ötesinde, polisimiz ve jandarmamız yurdumuzun her köşesinde teröristle, hırsızla görevini en iyi şekilde yerine getiriyor. Biz Cumhurbaşkanı olarak kendi işimize dört elle sarılacağız. Muhtarlar olarak siz kendi işinize dört elle sarılacaksınız.
Bir F-16 mağaranın deliğine kadar bombayı bıraktı mı? Bıraktı. Türk askeri bu. Eğildi, neredeyse toprağı pas geçecek şekilde deliği bıraktı. Bunların inlerine inlerine gireceğiz. Ama içeride, ama dışarıda.