Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 3. Sayfa Cem Garipoğlu'nun babası savcılığa dilekçe vererek DNA eşleştirmesi talebinde bulundu - Güncel Gündem haberleri | Son dakika haberleri

        İstanbul’da 14 yıl önce Münevver Karabulut’u katleden ve 9 yıl önce cezaevinde intihar eden Cem Garipoğlu hakkındaki iddialar gündemden düşmüyor.

        Habertürk muhabiri Mustafa Şekeroğlu’nun haberine göre, Cem Garipoğlu’nun mezarının açılıp açılmayacağına ilişkin tartışmaları yeniden gündeme taşıyan yeni bir gelişme yaşandı.

        BABA GARİPOĞLU’NUN BAŞVURUSU

        Cem Garipoğlu’nun babası Mehmet Nida Garipoğlu’nun avukatı Orhan Şahin aracılığı ile, 6 Ekim'de Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na oğlunun mezarının açılması için dilekçe verdiği ortaya çıktı. Dilekçede, oğlunun işlediği cinayetin üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen, dönem dönem aralıklı fakat süreklilik arz eder şekilde konunun gündeme getirildiğine dikkat çekildi.

        REKLAM

        "ŞEHİR EFSANESİ HALİNE GELDİ"

        Bir buçuk sayfalık dilekçede, konuyla ilgili halen magazin programlarında dahi özel konukların davet edilip, konuya ilişkin yayınlar yapıldığı belirtilerek "Toplumun belirli bir kesiminde karşılık bulması ve günümüz tabiriyle 'tık' alması sebebiyle olaya ilişkin geçmişte yaşananlar, sosyal medya ortamlarında komplo teorisi niteliğinde asparagas haberler aracılığıyla çarpıtılarak yayılmakta ve bu komplo teorileri bir noktadan sonra şehir efsanesi haline gelerek toplumun geniş bir kesiminde karşılık bulmakta ve bu yalanlara itibar edilmekte, sonuç olarak müvekkilin oğlunun ölmediğine, cezaevinden kaçırıldığına toplum inandırılmaktadır" denildi.

        "LİNCE UĞRADIK"

        Dilekçede oğlunu kaybetmiş bir baba olduğunu belirten Mehmet Nida Garipoğlu, gerçek dışı ithamlarla ailenin de cezalandırıldığını söyledi. Son olarak Cem Garipoğlu'nun olay tarihinde 13 yaşında olan kız kardeşi Sakine Garipoğlu'yla (27) alakalı yapılan haberler sonrası toplumsal lince uğratıldıklarını, tehditler yüzünden büyük elem ve ızdırap duyduklarını belirtti. Dilekçede, olayın üzerinden geçen zamana rağmen acısının küllenmesine izin verilmediği, gerçek dışı ithamlarla ailenin de toplumu yanlış yönlendirilmesi nedeniyle cezalandırıldığını belirtti.

        "KURULUŞLAR TÖHMET ALTINDA KALDI"

        Münevver Karabulut'un babasının yapmış olduğu mezar açılsın talebinin reddedilmesi üzerine ailenin toplum nezdinde lince uğradığı dile getirilen dilekçede, "Geçmişte yapılan otopsi raporu ile de sabit olan, fakat toplumun belirli bir kesiminde karşılık bulan ve tüm bu tarafları töhmet altında bırakan, ilgili kuruluşlara, (Savcılık, Adli Teşkilat, Cezaevi Yönetimi ve Adli Tıp Kurumu) olan güveni zedeleyen gerçek dışı iddianın araştırılması için, oğlunun mezarının açılmasına muvafakat (razı olmak) ve hatta talep edecektir. Böylece gerçeğin bir kez daha ortaya çıkarılmasını isteyecek kadar elem ve ızdırap duymuştur" ifadeleri yer aldı.

        "FETH-İ KABİR VE DNA EŞLEŞTİRMESİ YAPILSIN"

        Dilekçede, söz konusu iddianın gerçek ise ortada bir suç olacağı ve suçun işlendiği yerin de Silivri Cezaevi olması dolayısıyla söz konusu 'Feth-i Kabir' kararı alınması ve DNA eşleştirmesi yapılarak gerçeğin ortaya çıkarılması talep edildi.

        EPÖZDEMİR: SKANDALLARIN ETKİSİ VAR

        Bu gelişmenin ardından Karabulut ailesinin avukatı Dr. Rezan Epözdemir de bir açıklama yaptı. Epözdemir yaptığı açıklamada, toplumun önemli kesiminin, Cem Garipoğlu’nun intihar etmeyip cezaevinden kaçırıldığını düşündüğünü belirterek, ”Biz bu kadar fazla infaz süresinin olduğu bir süreçte bir tutuklu veya hükümlünün cezaevinden kaçmasının çok zor olduğunu ifade etsek de, Cem Garipoğlu'nun kaçıldığına dair toplumun her kesiminde yaygın bir kanaat var. Kamu vicdanı son derece rahatsız. Tabi bunda Münevver Karabulut cinayetinden hemen sonra bizim tek başına mücadele ettiğimiz Adli Tıp kurumunda otopsi raporunda yaşanan skandallar, kollukta yaşanan olay yerinde bulunan paraların tutanağa geçmemesi ve kaybedilmesi, kamera kayıtlarının kırık olmamasına rağmen kırıktır şeklinde tutanak tutularak cinayetin en önemli delilinin karartılması, Cem Garipoğlu'nu yakalamaya giden polisin Cem'in kaçışına yol vermesi, yargıda yaşanan reddi hakim ve mahkeme başkanının daha önce Garipoğlu ailesi için vermiş olduğu beraat kararları gibi skandalların da etkisi var.” dedi.

        "KAMU VİCDANI RAHATLAMALI"

        Gelinen noktada müvekkil Süreyya Karabulut'ta Cem Garipoğlu'nun cezaevinden kaçırıldığına dair kanaat oluştuğunu belirten Dr. Epözdemir, “5'i münferiden öldürücü 29 bıçak kesisi, henüz yaşarken maktulenin kafası bedeninden ayrılmak suretiyle canice işlenen bir cinayette, aileye bir taziye dileği dahi iletmeden, kanlı kanepedeki mutlu aile fotoğrafı, testereli paylaşımlar, maktulenin katledildiği 3 Mart günü yapılan eğlenceler ve kamuoyuna verilen diğer mesajlarla bu cinayete ilişkin hiç bir nedamet gösterilmemesi de toplumda bu kanaatin oluşmadığına etkili oldu. Bu yönüyle Süreyya beyin kuşkuları da son derece yerinde. Bu kapsamda biz Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan ortaya çıkan delillerle CMK m. 172/2 ve 87/4 uyarınca fethi kabir suretiyle mezarın açılmasını talep ettik. Cem Garipoğlu’nun babası da 06.10.2023 tarihinde dosyaya dilekçe vererek mezarın açılmasını istiyor. Artık Başsavcılığın bir an önce kafalardaki soru işaretlerini gidermesi ve 'fethi kabir'in yapılmasına karar verilmesi gerekir. Kamu vicdanı son derece rahatsız, bu rahatsızlığı giderecek olan da yargılama makamlarıdır. Hukuk devleti tam da bunun için var. Her iki tarafın da bu yönde talebi ve babasının muvaffakatı varken mezarın açılmaması hukuken ve fiilen kabul edilemez. Bu talepten sonra en kısa sürede fethi kabir işleminin yapılması gerekir. Kamu vicdanının rahatlatılması, maddi gerçeğin ortaya çıkması ve adaletin tecellisi gerekir. Bunun için 9 yıldır mücadele veriyoruz, hukuki mücadelemiz sonuna kadar devam edecek.” dedi.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa