Uzmanlar uyarıyor: "Doğalsa şifadır' diye her öneriyi uygulamayın"
"Uygun olmayan şekilde hazırlanan ya da nereden toplandığı bilinmeyen, açıkta satılan bitkiler yarardan çok zarar verebiliyor"
Prof. Dr. Erdem Yeşilada, bitkilerin bitkilerle kullanılan ilaçlar ya da mevcut hastalıklarla etkileşmeleri sonucu ölümcül vakaların görülebileceğini belirterek, "Bu tam olarak bir uzmanlık işidir. 'Doğalsa şifadır' diye herkesin önerisini yalan yanlış kendinize, yakınlarınıza uygulamaya kalkmayın" dedi.
Yeşilada, yaptığı açıklamada, bitkilerin, tüm canlıların sağlığının korunması ve hastalıkların tedavisi için uzun yıllardır kullanıldığını anımsatarak, uygun içerik ve lezzete sahip olanların günlük hayatta önemli yer tutuğunu ifade etti.
Bitki çaylarının beklenen ve istenilen yararı sağlayabilmesi için bilinçli hazırlanması ve tüketilmesi gerektiğine işaret eden Yeşilada, "Uygun olmayan şekilde hazırlanan ya da nereden toplandığı bilinmeyen, açıkta satılan bitkiler yarardan çok zarar verebiliyor. Özellikle son 20 yılda yürütülen bilimsel araştırmalar şimdiye kadar bildiklerimizin ne derecede gerçek olduğunu ortaya koyuyor" diye konuştu.
Erdem Yeşilada, bitkilerin kısımlarının, farklı bileşenlere ve etkilere sahip olduğunu, kullanılabilir kısımların bilimsel araştırmalarla belirlendiğini aktararak, şunları kaydetti:
"Bitkilerin iyi ya da kötü olduğu konusunda dış görünüşü, satışa sunum şekli bir fikir verebilir ancak sağlığımız açısından sadece görünüş yeterli değil. Mesela, güzel görünüşlü bir papatya sizi yanıltabilir. Çünkü en az 40-50 farklı bitki papatya olarak bilinir ama zehirli olan ya da etkisiz olanı birbirinden ancak uzman botanikçi ayırt edebilir. Yeni tamamladığımız çalışmamızda aktarlardan alınan hiç bir papatya örneğinin doğru papatya olmadığını, etkili bileşenlerini taşımadığını tespit ettik. Geçen yıl yaptığımız çalışmada ise aktarlardan topladığımız kekik örneklerinin hiç birinin yeterli uçucu yağ taşımadığını gördük. Görünüşü gayet güzel ama değerli olduğu için önce uçucu yağı distillenerek ayrılıyor. Kalan az kekik kokulu bitkiler de kurutulup bize kekik diye pazarlanıyor. Dolayısıyla bu kekikle hazırladığınız bir çayın etkisini beklemek mümkün değil."
"Güvenilir olmadığında paranızla zehirlenebilirsiniz"
Prof. Dr. Yeşilada, ayrıca aktardan alınan ürünün tarım, veteriner ilaçları, radyasyon, ağır metal, mikrobik bulaşık, çevre toksinleri gibi sağlığı riske atan içerikleri taşıyıp taşımadığının da görünüşüne bakarak anlaşılamayacağını vurgulayarak, "Bazı insanlar aktarlardan aldıkları bitkilerin 'doğal' olduğunu düşünür. Ancak tehlikeler araştırılmadıkça bu tip bitkiler sağlığımız için büyük risk oluşturuyor. Analizleri yapılmış, uygun şekilde ambalajlanmış güvenilir marka ürünlerin kullanılması son derece önemli. Aksi takdirde paranızla zehirlenirsiniz" ifadelerini kullandı.
Güvenilir markalar tarafından üretilen ve kolaylıkla bulunabilen poşet çaylarda, en doğru bitkilerin gerekli oranlarda bir araya getirildiğini, gıda güvenliği açısından birçok analizden geçirildiğini anlatan Yeşilada, şu bilgileri verdi:
"Bitki ve meyve kuruları uygun büyüklükte kesildikleri için etkili bileşiklerin suya geçişi özellikle uçucu yağ içeren bitkiler için daha kolaydır. Bu nedenle önerilen etki kolaylıkla ve doğru bir şekilde sağlanabilmektedir. Poşet şeklinde koruma olmadan ufaltıldığında bitki bileşenleri oksitlenerek etkisini kaybedebilmektedir. Bitki kurutulduğunda hücreleri parçalandığından kuru bitkiyi yıkarsanız içerisindeki yararlı bileşenler önemli ölçüde kayba uğrar. Yani herhangi bir rahatlatıcı ya da tedavi edici etkisi kalmaz. Manavdan pazardan aldığımız meyve ve sebzeleri yıkıyoruz ama çayı yıkayamıyoruz. Dolayısıyla bitki çayının kalitesinden ve risk taşımadığından emin olmamız gerekiyor."
"Doğalsa şifadır' diye herkesin önerisini uygulamaya kalkmayın"
Prof. Dr. Erdem Yeşilada, yararlı bitkilerin fazla kullanıldığında zararlı olabileceğini hatırlatarak, "Bitkilerin bitkilerle kullanılan ilaçlar ya da mevcut hastalıklarla etkileşmeleri sonucu ölümcül vakalar görülebilmektedir. Bu tam olarak bir uzmanlık işidir. 'Doğalsa şifadır' diye herkesin önerisini yalan yanlış kendinize, yakınlarınıza uygulamaya kalkmayın. Kaliteli ürün, abartılı olmayan miktar ve bilinçli kullanım önemli" değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Erdem Yeşilada, bitki çaylarını hazırlama şeklinin de önemine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer sert dokulu odunsu bitkilerle çay hazırlanıyorsa 15 dakika kaynatılır. Ama tarçın, zencefil gibi sert bitki kısımları uçucu bileşenler taşıyorsa kaynatılması önerilmez, çünkü etkili maddeler uçarak kaybolur. Ancak nane, melisa gibi yaprak, papatya gibi çiçek otsu yapıda ise kaynatılmamalıdır. Taze kaynatılmış iyi kalitede içme suyu bitkinin üzerinde dökülerek ağzı kapaklı bir bardak ya da demlikte 5-15 dakika bekletilerek içilmelidir. Yani '5 dakika bekletirsen iyi gelir, 6 dakika bekletirsen etkisiz olur' şeklinde sık duyulan söylemler gerçek dışıdır."
AA