Özlem YILMAZ / AHT
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2013 yılı doğum istatistiklerine göre, 2012’de 2.09 doğurganlık hızı, geçen yıl 2.07’ye düştü. TÜİK’e göre toplam doğurganlık hızı, bir kadının doğurgan olduğu dönemboyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısını ifade ediyor. Toplam doğurganlık hızının 2.1’in altına düşmesi nüfusun kendini “yenileyememesi” anlamına geliyor.
EKONOMİK BOYUTU VAR
Sosyolog ve İletişim Bilimci Hülya Uğur Tanrıöven, doğurganlığın tıbbi, psikolojik, sosyolojik ve ekonomik boyutlarına dikkat çekerek şunları söyledi: “Çok uzun zamandan beri Türkiye’de doğurganlık hızı artmıyor. İnsanlar, yetkililer söyledi diye, ‘Ben hemen 3 çocuk yapayım’ demiyor. Bu oranın düşmesinde, çok çocuk doğurmanın, ona bakmanın etkisi var. Hayat koşulları, enflasyon, işsizlik büyük ölçüde etkili oluyor. Bence doğurganlık bizde hep azalıyor, kısırlık artıyor. Bu durumdevamederse başka önlemler almak gerekir.”
İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. CemBehar da, doğurganlığın düşmesinin 30 yıldır süren bir olgu olduğunu söylüyor. “Doğurganlık hızı kadın başına 5.5-6 seviyesinden başlamıştı, 2.07’ye geriledi. Bu düşme durmayacak” diyen Behar, “Şehirleşme, eğitim seviyesinin yükselmesi, kadınların okuması, iş hayatına girmesi, çocuk yapmanınmaliyetli bir hale gelmesi önemli etkenler. Başbakanımızın ‘3 çocuk yapın’ demesi fayda sağlamayacak. 5-10 yıl içinde doğurganlık 2’nin de altına düşecek. Türkiye nüfusu yaşlanacak, ortalama nüfus yükselecek” diyor.