Hayır işte, bunu bu kadar soğukkanlılıkla söyleyemezsin! “Sorunun odağında kim var? Kadın var. Kardeşim sen dekolte giyinirsen bu tür çirkinliklerle karşılaşman sürpriz olmayacaktır. Tahrik ettikten sonra sonucundan şikâyet etmen makûl değildir. Bu konuda suçu işleyenleri savunduğum anlaşılmasın. Elbette işlenen suç son derece iğrençtir. Lakin bu suçun işlenmesinde dekolte ve tahrik edici kıyafetler giyinen kadının da etkisi küçümsenmeyecek kadar büyüktür. Bu konuda tabii ki erkek suçludur, ama kadının da suçu göz ardı edilirse meseleyi çözümde yanlış adım atmış oluruz. Bu olayda her iki taraf da suçludur” diyemezsin. Hele adının önünde “Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr.” ibaresi varsa hiç diyemezsin. Yeni nesilleri yetiştiren, gelecekte insanlara din ile ilgili konularda aydınlık getirecek gençlerin hayata bakışını şekillendiren bir adam olarak söylemiş oluyorsun çünkü. Toplumumuzda söz konusu kadına tecavüz olunca böyle düşünen çok insan var. Ama profesör olmuş bir insan nasıl bu kadar aymazca, acımasızca, zalimce, vicdansızca konuşabilir hakikaten anlamıyorum. Anlamak da istemiyorum.
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ