'Oyunu doğru dürüst oynayın da kimsenin camı kırılmasın'
Tiyatroya ara vermesi nedeniyle Yılmaz Erdoğan'a uzunca bir süredir sitem ediliyordu. Erdoğan, verdiği arayı sinema ve TV çalışmalarının bütün zamanını almasıyla açıklarken sitem edenlerin çıkış noktası şuydu: Affedersin ama sen Yılmaz Erdoğan'sın. Onu da yaparsın, bunu da. Sanatçı, sitemlere başrolünde Demet Akbağ'ın olduğu 'Aydınlıkevler' ile cevap verdi. Oyunun galasına Metin Akpınar, Cem Yılmaz, Ata Demirer, Fatih Terim, Ali Sunal, Doğu Demirkol, Oktay Kaynarca, Doğa Rutkay ve Gonca Vuslateri gibi birçok ünlü katıldı
Yılmaz Erdoğan’ın yazdığı iki perdelik tiyatro oyunu ‘Aydınlıkevler’de geçen olaylar yaşandığında ‘Sessiz Kuşak’; 50 - 30, ‘Bebek Patlaması Kuşağı’; 29 - 11, ‘X Kuşağı’ ise 10 - 3 yaş aralığındaydı.
1974’te ABD, Türkiye’ye ambargo uygulamaya başladı. Bunun sonucunda da temel gıda ürünleri ve temel ihtiyaç maddelerinin yokluğu yaşandı. Bunun yanı sıra sık sık yaşanan su ve elektrik kesintileri ülkenin başlıca sorunları arasında yer alıp toplumsal yaşantının bir parçası haline dönüştü. Bütün bunlara bir de anarşi eklenince 1970’li yılların ikinci yarısından itibaren içinde bulunulan sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi yapı, o günleri yaşayan 3 farklı kuşağın asla unutamayacağı anılara sahip olmasına neden oldu.
1990’lı yılların ortasından 2000’li yılların ortasına kadar sahnelenen Yılmaz Erdoğan imzalı, toplam 1 milyon 560 bin kişinin sahnede seyrettiği ‘Otogargara’, ‘Sen Hiç Ateşböceği Gördün mü’, ‘Bana Bir Şeyhler Oluyor’ ve ‘Haybeden Gerçeküstü Aşk’, tiyatroya yeni bir soluk getirmişti.
Yılmaz Erdoğan'ın anılarını merkez alarak gözlemlerini kaleme aldığı oyunlar aynı zamanda seyircilere belli tarihler aralığında Türkiye'nin panoramasını da sunmuştu. Erdoğan’ın tiyatronun iki ana öğesi olan güldürmeye ve hüzünlendirmeye hizmet ederek sunduğu Türkiye panoramasının en iyi şekilde sahnelenmesinde temel yapı taşı ise kendisiyle birlikte Demet Akbağ olmuştu.
Yılmaz Erdoğan - Demet Akbağ’ın tiyatrodaki işbirliği ‘Haybeden Gerçeküstü Aşk’ ile 15 yıl ara verdi. Sinema ve TV çalışmaları nedeniyle yeni bir tiyatro oyunu için Erdoğan’ın eli bir türlü kaleme gidemedi. Bunun sonucunda yıllar içinde “Neden tiyatro oyunu yazmıyorsun?” şeklinde sitemler edildi, “Yazmalısın, bekliyoruz” şeklinde arzular dile getirildi.
Yılmaz Erdoğan, her ne kadar sinema ve TV alanında üretime devam etse de sitem edenlerin ve arzularını dile getirenlerin çıkış noktası şuydu: Affedersin ama sen Yılmaz Erdoğan’sın. Onu da yaparsın, bunu da yaparsın.
Yeni bir oyun yazması gerektiğini dile getirenlerin başında Demet Akbağ’ın 2019’da kaybettiği Zafer Çika vardı. Yılmaz Erdoğan, hayranlarının ve çok sevdiği arkadaşı Zafer Çika'nın yıllar boyu sürekli olarak “Yeni bir tiyatro oyunu yazmalısın” tavsiyesine kulak asıp ‘Aydınlıkevler’i yazarak sahnelenmeye hazır hale getirdi.
Aslına bakarsanız Yılmaz Erdoğan, 'Aydınlıkevler'i diğerlerinden çok daha önce yazmıştı. Zaten hikâyeleri açısından kronolojik olarak diğerlerinden önce geliyor.
Yılmaz Erdoğan, kulaklarını sitem ve arzuların çığlıklarına daha fazla kapatamayacağını anladığı anda ‘Aydınlıkevler’i sahnelemeye karar verdi. Ne var ki oyunu sahnelemeye karar verdiği günlerde pandemi patladı.
‘Aydınlıkevler’, Yılmaz Erdoğan’ın Ankara'nın Aydınlıkevler semtinde yaşadığı dönemdeki anılarını ve gözlemlerini bedenselleştirdiği ‘Ayhan’ ile onun babaannesi ‘Zühre’nin yaşantısının etrafında gelişen olayları hikâye ediniyor. Oyunda 1970’li yılların toplumsal olayları kadar dönemin mahalle kültürüyle bezeli sosyal hayatı da etkileyici sahne ve repliklerle seyircilere sunuluyor.
Oyunda yer verilen iki şarkı hikâyenin geçtiği döneme ışık tutan unsurlar arasında yer alıyor. Biri; Türkiye’nin Eurovison Şarkı Yarışması’na ilk kez katıldığı 1975’te Semiha Yankı’nın seslendirdiği ‘Seninle Bir Dakika’. Diğeri; Cici Kızlar'ın seslendirdiği ‘Delisin’.
İki yıllık gecikmenin ardından sahnelenen ‘Aydınlıkevler’in galası Maximum Uniq Hall'de gerçekleştirildi. Uzun süreden sonra birçok ünlünün de katılımıyla ilk kez görülen görkemli galada ‘Aydınlıkevler’ ayakta alkışlandı.
‘Sessiz Kuşak’, ‘Bebek Patlaması Kuşağı’ ve ‘X Kuşağı’, anılara doğru bir yolculuğa çıkarken ‘Y Kuşağı’ ile Z Kuşağı’, ‘Aydınlıkevler’ ile açılan pencereden annelerinin - babalarının, ninelerinin - dedelerinin gerilerde bıraktıkları yaşamlarına bakma şansı elde ediyor.
Ve oyunun sloganı…
“Hayatta yaptıklarınız, ettikleriniz kimsenin canını yakmasın” öğretisi, hikâyesiyle bağlantılı olarak ‘Aydınlıkevler’in “Oyunu doğru - dürüst oynayın da kimsenin camı kırılmasın” sloganına dönüşüyor.
