Okan Çabalar ve Pelin Karahan, 'Güven Bana'yı anlattı: Derdi olan bir film

* Öncelikle yeni komedi filminiz 'Güven Bana' hayırlı olsun. Neler hissediyorsunuz?

Okan Çabalar: Her film öncesi olduğu gibi tabii ki çok heyecanlıyız. Çünkü bu kara komedi / kara mizahın en güzel örneklerinden biri. Sıkmadan ve eğlendirerek, sosyal mesajları da olan bir film... Ben de tür olarak ilk defa böyle bir filmde yer alıyorum. Daha önce de komedi filmlerinde yer aldım ama 'Güven Bana'da dram da var. O yüzden ekstra bir heyecana sahip.

Pelin Karahan: Ben de tiyatroda komediye başladım aslında ama Selçuk Hoca ile sinemada buluştuk. Aslında benim için de sinemada komedi yapmak ilk oldu. 'Güven Bana' çok keyifli bir iş oldu ve hakikaten yılın komedisi olacak diyebilirim.

* 'Güven Bana' filmi için teklif geldiği zaman filmin hangi özellikleri sizi etkiledi ve bu işte olmak istediniz?

Okan Çabalar: Beni daha çok karakter ve hikâye etkiledi. Şu an benim de yazdığım bir film var. Burada oynadığım karakter ona çok benziyor. Hayata tutunmaya çalışan, illegal yollardan bir şekilde üst kademelere çıkmaya çalışan bir adamın ve iki kardeşin hikâyesi... Tabii ben daha fırlama olanını oynadığım için benim de biraz daha kişiliğime, karakterime yakın olduğu için karakteri severek oynayacağımı bildiğim için hikâye beni çok etkiledi. Uzun yıllardır Selçuk ile de çalışmak istiyordum. Projede Selçuk'un olması da etkiledi diyebilirim.

Pelin Karahan: Ben kardeşlerden birinin nişanlısıyım. Bu filmde olmak benim için çok keyifliydi. Böyle bir kadroda Selçuk hocanın çektiği bir filmde, yazdığı bir filmde olmak benim için kafiydi. İlk konuştuğumuzda zaten sorgusuz sualsiz zaten "Tamam" dedim.

* Şimdiye kadar canlandırdığınız ve yer aldığınız projelere dönüp baktığımda diğerlerine nazaran sizi daha farklı karakter tiplemelerinde görüyorum... Rolünüze hazırlanırken rol model aldığınız bir isim / isimler var mı, karakterlere hazırlanırken özel bir çalışma yaptınız mı?

Okan Çabalar: Yani şöyle bir şey ben okuma provasında belli bir şablon önce nasıl okuyacağımı, yani karakteri nasıl seslendireceğime karar veriyorum, sonra kimi rol model alacağımı düşünüyorum. Mesela ben bu projede kuzenimi oynadım. Teyzemin oğlunun o fevriliğini bazen fırlamalığı, tatlılığı, onun komikliğinin uyuşacağını düşündüm ve onu oynadım.

Pelin Karahan: Benimkisi biraz sette şekillendi. Biraz Selçuk hocanın da yönlendirmesiyle oluştu. Ben hep aslında karakterin çok üzerine düşünmüyorum. Çünkü ben daha çok dramada oynadığım için benim biraz o anda çıkan şeyler bana daha çok doğal ve gerçekçi geliyor ama komedinin çalışma tarzı biraz daha farklı demek ki.

* Tabii her yiğidin yoğurt yeme şekli farklıdır...

Okan Çabalar: Aslında Pelin'in çalışma tekniği de çok doğru. Sen çok doğru bir şey söyledin, ben fazla hazırlanıyorum o bazen bozabiliyor. Çok fazla hazırlanmak da iyi bir şey değil. Olabilecek bir çok olasılıkları ortadan kaldırıyorsun.

Pelin Karahan: Evet, ben hiç hazırlanmıyorum. Benim daha farklı.

* Peki 'Güven Bana' filmi sizin için diğer projelerden ayıran özellik neydi?

Okan Çabalar: Bu filmin dram tarafının da olması, sosyolojik tespitlerinin olması ve de sınıf farklılıklarını komediyle ve sıkmadan anlatan bir film olması. Aynı zamanda filmin Selçuk'un kaleminden çıkması... Her şeyden önce iyi bir mizahının olması. Daha önce yer aldığım projeler komediydi fakat 'Güven Bana'nın duygusal tarafı da var. O yüzden benim için farklı. 'Güven Bana' derdi olan bir film.

Pelin Karahan: Aslında burada bir de şey daha var; siz iki ana karakter gibisiniz ama kadro çok güçlü. Film tek bir kişi üzerinden de gitmiyor. Filmde çok geniş bir kadro var ve aslında filmde herkes ön planda o yüzden çok keyifli bir iş.

* Filmde en keyif aldığınız sahneler hangileri?

Okan Çabalar: Benim en keyif aldığım iki sahne var. Biri; zenne olduğum, diğeri de ölen dayımızdan parayı araklamak için benim ağabeyime "Al o parayı oğlum, yakalanacağız" dediğim sahneler nabzı çok yüksek sahnelerdi oraları çok sevmiştim.

Pelin Karahan: Hepsi güzel, hepsi bebeğim gibi.

* Şimdiye kadar rol aldığınız projeleri ve karakterleri göz önünde bulundurmanızı istesem, kariyeriniz açısından performansınızı nasıl değerlendirirsiniz?

Okan Çabalar: Ben ne desem de ona bence izleyiciler karar veriyor ama 'İyi bir oyuncuyum' diyebilirim.

Pelin Karahan: Dönüp bakınca aslında hep üzerine ekleyerek gitmiştim. Bu benim için iyi bir şey... Aslında ben alaylıyım, tiyatro kökenli veya okullu değilim.

Okan Çabalar: Ben de öyleyim... Yani tiyatro kökenli derken aslında hikâyem; usta - çırak ile başladı.

Pelin Karahan: Ben tiyatroyu hiç bilmiyordum. Mesela son iki yıldır tiyatro yapıyorum ve esas hakikaten 'er meydanı' dedikleri yer orasıymış. Orada olmak çok başka ve orada bir şeyleri kıvırabiliyorsan kendini daha iyi hissediyorsun. "İyi bir oyuncuyum" demem için elimden geleni yaptığımı söyleyebilirim.

* Canlandırdığınız karakterler için hangi duygulardan besleniyorsunuz?

Okan Çabalar: O an karakterin hangi duyguya ihtiyacı varsa ondan besleniyorum diyebilirim.

Pelin Karahan: Ben de öyleyim... Geçmişte kendi yaşadığım şeylerden de besleniyorum. Özellikle dram oynarken... Eğer o an karakter bende bir şeyler canlandırıyorsa biraz kendi hayatımdan etkileniyorum galiba...

* Kariyerinizin bundan sonraki dönemi için mesleki anlamda en büyük hayaliniz nedir?

Okan Çabalar: Benim şu an için kendi filmimi yazıp, onu oynamak. Bir an önce çekilsin, kamera karşısına geçelim ve izleyicilerle buluşsun, başarılı olsun.

Pelin Karahan: Ben uluslararası başarısı olan bir müzikalde oynamak isterim. Ona benzer bir şey tattım, o bana çok keyifli geldi. Çünkü içinde müzik de var dans da var, oyun da var... O yüzden müzikal diyebilirim.

* Müzikle aranız nasıl?

Pelin Karahan: Bir sene önce Haldun Dormen ile bir müzikalde oynamıştık; "Broadway’den İstanbul’a Müzikaller"de diye... Tiyatrodan sonra müzikali de deneyimlemekten çok keyif aldım. Çok niş ve kısa bir projeydi iki oyun oynadık sadece ama hakikaten tadı damağımda kaldı. Daha uzun sürecek müzikallerde olmak isterim aslında.

Okan Çabalar: Benim müzikle aram iyi. Ben neyzenim zaten. Ney üflüyorum, o yüzden iyidir, müziği severim.

*Tutku ve hayal için risk alır mısınız? Hayatınızda aldığınız en büyük risk nedir?

Okan Çabalar: Oyunculuğu biliyorsun, zikzaklı bir iş. O yüzden bakacak olursan oyunculuk aslında riskli bir iş, hiçbir zaman düz gitmiyor.

Pelin Karahan: Aslında tutkulu bir insanım ama çok risk almayı sevmiyorum. O biraz karakter ve yapı ile alakalı bir şey. Biraz da anne olduktan sonra risk almak / almamak durumu biraz değişiyor. Tutkum hep var ama risk her zaman alamayabilirim.

* Peki son olarak ileriden bahsedelim biraz da... İleride nasıl hatırlanmak istersiniz?

Okan Çabalar: 'Yaa çocuk çok iyiydi, güldürdü bizi' desinler (Gülüyor)

Pelin Karahan: Yaa neden ölmüş gibi konuşuyorsun? (Gülüyor)

Okan Çabalar: İşin esprisi bir yana mesleğinde gerçekten iyi, başarılı insanları güldüren yeri geldiği zaman hüzünlendiren filmleriyle insanların derdine dokunan bir insan olarak anılmak isterim.

Pelin Karahan: Ben enerjimle çevremdeki insanlara iyi gelmeyi seven bir insanım. O enerjiyi benim için karşı tarafa geçirebilmek çok önemli. 'Onun enerjisi çok iyiydi, bana bize çok iyi gelirdi. O olsa bunu yapar halleder' denilmesi beni çok mutlu eder. Benim için birine iyi gelmek önemli ve kıymetli bu şekilde hatırlanmak isterim.