Neşet Ertaş'ın ailesinden sonra bir tepki daha!
Halk ozanı Neşet Ertaş'ın hayatını beyazperdeye aktarmaya hazırlanan yapımcı Mustafa Uslu'ya, usta sanatçının ailesinin ardından bir tepki daha geldi. Ertaş'ın biyografisini kaleme alan yazar Bayram Bilge Tokel, Neşet Ertaş'ın, oğlu Hüseyin Ertaş'a hayatının film yapılmaması yönünde vasiyeti olduğunu söyleyerek, "Gözünü para hırsı, şöhret hırsı ve yükselme hırsı bürüyen birileri için gün doğdu. Türküleri, yaşamı ve felsefesiyle hayatını halka, hakikate adayan bir büyük halk ozanı, bu değerleri hiçe sayan bir anlayışın elinde pazarlama figürüne dönüştürülmek isteniyor" ifadelerini kullandı
'Bozkırın Tezenesi', Abdallık geleneğinin son büyük temsilcisi, saz ve söz ustası Neşet Ertaş'ın hayatı, "Garip Bülbül, Neşet Ertaş" adıyla yapımcı Mustafa Uslu tarafından beyazperdeye yansıtılmak isteniyor. Ancak usta sanatçının ailesi bu isteğe karşı çıktı. Neşet Ertaş'ın ailesinin ardından, 'Neşet Ertaş Kitabı'nın yazarı ve sanatçının yakın dostu Bayram Bilge Tokel de tepkisini dile getirdi.
"GÖZÜNÜ PARA HIRSI BÜRÜMÜŞ"
Tokel, Neşet Ertaş’ın, oğlu Hüseyin Ertaş’a hayatının film yapılmaması yönünde vasiyeti olduğunu belirtti. Tokel, "Gözünü para hırsı, şöhret hırsı ve yükselme hırsı bürüyen birileri için gün doğdu. Türküleri, yaşamı ve felsefesiyle hayatını halka, hakikate adayan bir büyük halk ozanı, bu değerleri hiçe sayan bir anlayışın elinde pazarlama figürüne dönüştürülmek isteniyor" dedi.
Tokel, "Bu proje iki yıl önce Mustafa Uslu tarafından bana teklif edildi. 'Neşet Ertaş Kitabı'na cazip bir telif ödeyerek güya kitabın filmini çekmek gibi bir hile-i şeriyye yapmak istedi. Kabul etmedim. Çünkü Neşet Ertaş’ın, kendi hayatının sinema filmi yapılmasına hiç sıcak bakmadığını biliyordum. Teklifler yapıldığını ve asla kabul etmediğini sık sık anlatırdı" dedi.
"ONAYIMIZ YOKTUR!"
Neşet Ertaş'ın çocukları Nigar Leyla Ertaş, Döne Ertaş, Hüseyin Ertaş ve Canan İlhan yaptıkları açıklamada şunları söylemişti:
Merhum Neşet Ertaş'ın hayatının sinema eseri olarak çekilmesi yönünde bazı film yapımcısı kişi ve kuruluşlar tarafından bir takım çalışmalar yürütüldüğünü öğrenmiş bulunmaktayız. Öncelikle belirtelim ki Neşet Ertaş'a hayattayken defalarca bu tür teklifler gelmesine rağmen, kendisiyle ilgili sadece belgesel yapılmasına rıza göstermiş, sinema filmi konusuna asla müsaade etmemiştir. Bu durumun birçok tanığı vardır. Ayrıca bu konuyu vasiyet olarak bize emanet ettiği ve bizler de hiçbir şekilde babamızın çizgisinden ayrılmadığımız için müsaade etmemiz zaten mümkün değildir.
Neşet Ertaş'ın ailesi ve mirasçıları olarak açıkça ve önemle belirtmek isteriz ki bu hususta bizlerden herhangi bir izin veya muvafakatname alınmamıştır. Ayrıca çekilmesi olası bir filmde isimlerimizin veya hayatımızdan kesitlerin herhangi bir şekil ve şartta yer verilmesine izin ve onayımız yoktur.
Yapılmakta olduğunu öğrendiğimiz film çalışmasının telif haklarıyla ilgili yasa ve yönetmelikler başta olmak üzere ilgili mevzuata tamamen aykırı olduğu açıkça ortadadır. İlgili film yapımcısı kişi, kişiler ve firmalara noter vasıtasıyla gerekli ihtarnameler gönderilmiştir. Gelişmelere göre gerekli tüm yasal ve hukuki adımlar atılacaktır.
Vasiyetinin bilinmesine rağmen böyle bir projenin içinde bulunmayı kendilerine yakıştıranların Neşet Ertaş'a ve onun felsefesine ne kadar uzak kişiler olduğunu da halkımızın takdirine bırakıyoruz. Türk müzik kültürünün ve Anadolu halk müziği geleneğinin en önemli damarı olan 'türkü' kültürünü nacizane temsil eden Neşet Ertaş'ın en büyük mirası halkımızın yüce gönlüne emanet ettiği eserleri ve türküleridir.
Hayatı boyunca halktan ve Hakk'tan yana olan babamızın isminin böyle yasa dışı bir durumun içinde geçmesi son derece üzücüdür. Yıllarca gözünün içine bakılarak sömürüldüğü yetmiyormuş gibi
* Halka mâl olmuş olan Neşet Ertaş'ı çok sevdiğimiz için
* Kaliteli ve iyi niyetli bir iş olacak
* Abdallar, Anadolu kültürü ve ülkemizin hayrı için
* Başka şeyde gözümüz yoktur
gibi süslü ve masum kelimelerin arkasına saklanılarak vefatının ardından da hâlâ sömürülmek isteniyor.
"Rızasız bahçenin gülü derilmez" diyen bir insanın hayatının vasiyeti bilindiği halde ve bizlerin de baştan beri kesin tavır koymamıza rağmen rızasızca film yapılmaya kalkışılması 'iyi niyetli bir iş midir?'
Yoksa 'tamamen duygusallık mıdır'
"Kitap okumayan, belgesel izlemeyen insanlar da Neşet Ertaş'ı tanısınlar!" diye babamızın vasiyetini çiğneyerek maneviyatımızı satmıyoruz.
Bu bağlamda teklif götürülen rejisör, senarist, oyuncu ve müzisyenlerin nasıl bir işin içinde olacaklarını vicdanlarında tartmalarını rica ediyoruz.
'Halkın sanatçısının çocukları olarak önce Allah'a sonra adalete ve babamıza her zaman sahip çıkan, doğruyu gören halkımıza sığınıyoruz.
Saygılarımızla.
Neşet Ertaş'ın ailesi:
Nigar Leyla Ertaş
Döne Ertaş
Hüseyin Ertaş
Canan İlhan
NEŞET ERTAŞ HAKKINDA
Abdallık geleneğinin son büyük temsilcisi ve "Bozkırın Tezenesi" olarak tanınan Neşet Ertaş, 1938 yılında Kırşehir'de dünyaya geldi.
1950'li yıllardan itibaren yaptığı plaklarla özellikle Orta Anadolu türkülerini ve bozlakları kayıt altına aldı. 1960'lı yıllardan itibaren bizzat kendisinin yazdığı türküleri seslendirdi. "Garip" mahlasını kullandı. 1970'li yıllarda türküleri Türkiye'de dönemin birçok sanatçısı tarafından yorumlandı ve çok popüler oldu.
1969’da Almanya’da verdiği bir konser sonrası Türkiye’ye dönerken ehliyetsiz otomobil kullanmaktan dolayı Yugoslavya’da 3 ay hapse mahkum olan Ertaş, "Hapishanelere Güneş Doğmuyor" türküsünü bu sırada besteledi. Hapishanede olduğunu öğrenen Yaşar Kemal'in kendisine "İnce Memed romanını gönderip kapağına "Bozkırın Tezenesi. Geçmiş olsun" diye yazmasından sonra Ertaş’a hayranları "Bozkırın Tezenesi" olarak seslendi.
1979-2003 yıllarında Almanya'da kaldı. Önce Berlin'e, sonra Köln'e yerleşti. Avrupa ülkelerinde Türk işçilerin yoğun yaşadığı hemen hemen tüm şehirlerde konserler verdi. Almanya yıllarında 20 civarında kaset çıkardı. Çoğunlukla söz ve müziği kendisine ait türküler seslendirdi. Seslendirdiği diğer eserler babası Muharrem Ertaş’tan kalanlar türkülerle söz ve müziği anonim olan çoğu Orta Anadolu yöresine ait çeşitli türküler, bozlaklar, oyun havaları ve halay ezgilerdi.
Neşet Ertaş'a fahri doktora unvanı verilirken.2009 yılında UNESCO'nun Yaşayan İnsan Hazineleri envanterine girmeye değer görüldü. Ertaş, 25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet Konservatuvarı tarafından fahri doktora unvanına layık görüldü. Bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuvarlarda ders olarak okutuldu.
25 Eylül 2012 tarihinde İzmir'de tedavi gördüğü hastanede ileri evrede prostat kanseri nedeniyle yaşamını yitirdi. Cenazesi Kırşehir Bağbaşı Mezarlığı'nda babası Muharrem Ertaş'ın mezarı yanına defnedildi. Mezar taşında "Sakin ol ha, insanoğlu. İncitme canı, her can bir kalp, Hakk'a bağlı. İncitme canı, incitme." yazılıdır.