Derya Şensoy: Annemle babamı utandırmadım

Mehmet ÇALIŞKAN / HABERTURK MAGAZİN

FERHAN Şensoy ile Derya Baykal’ın küçük kızı Derya Şensoy, kendi hep uzaklaştırmaya çalışsa da genlerinin baskısına dayanamayarak teslim olduğu oyunculukta ‘Hesapta Aşk’ ile dördüncü kez kamera karşısına geçti. Şensoy, bugüne kadar olduğu gibi bizim röportajımızda da annesi ve babasıyla ilgili sorularla karşılaştı. Şensoy, bu konuda ilginç açıklamalarda bulundu.

Sosyal medaya aşıkları'nın macerasını Zafer Külünk’ün senaryosunu yazdığı, Gönenç Uyanık’ın yönettiği ‘Hesapta Aşk’, sosyal medyada tanıştığı sevgilisini görmek için annesinden habersiz Ankara’dan İstanbul’a gitmeyi planlayan Ezgi ile onun en yakın arkadaşı Didem’in başından geçen macerayı hikâye ediniyor. Filmde Didem’i canlandıran Derya Şensoy, başrolleri Meriç Aral, Fırat Altunmeşe, Burak Tozkoparan, Katay Kalabalık, Bennu Gerede ve Burhan Öçal ile paylaştı.

Filmin hangi özellikleri sana bu projede varım dedirtti?

Senaryoyu okudum ve hikâyeyi çok beğendim. Sonra ‘Hesapta Aşk’ta rol alacak diğer meslektaşlarım ve kamera arkası ekiple tanıştım. İşinin ehli bir ekiple çalışacak olmaktan dolayı ‘Ben varım’ dedim. Aslında filmde rol alma sürecim çok hızlı gelişti. Fırat (Altunmeşe) benim çocukluk arkadaşım. Onun kadroda yer alması çok iyi oldu. Teklifi hemen kabul etmemdeki bir diğer önemli etkendir.

‘Hesapta Aşk’ın konusunda yola çıkacak olursak sosyal medyanın sizin hayatındaki yeri nedir?

Herkesin hayatında ne kadar yeri varsa benim hayatımda da o kadar yeri var. Herkesin akıllı telefonu var ve hepimizin Twitter’ı ve Instagram’ı var. Bazen ‘Sosyal medyayı bu kadar kullanmak doğru mu’ diye sorgulamıyor da değilim. Bu beni biraz endişelendiriyor. Elimden geldiği kadar çok sık paylaşım yapmamaya çalışıyorum.

Oyunculuk sizin için ne ifade ediyor?

Oyunculuğu annemin ve babamın mesleği olarak tanıdım. Oyunculuk ve meşhurluk küçükken benim için çok ayrı kavramlardı. Herkesin annesi ve babası tanınıyor zannediyordum. Ancak okula gitmeye başladığımda ‘Aaa Ferhan Şensoy’un kızı’, “Aaa Derya Baykal’ın kızı’ gibi bir durumla karşılaşınca herkesin anne ve babasının ünlü olmadığını ayırt edebildim. Ses Tiyatrosu’nun içinde büyüdüğümüz için ışıklar, kostümler, renkler bana hep çok ihtişamlı ve büyüleyici gelirdi. Daha sonra oyunculuğun zor bir meslek olduğunu gördüm ve kendimi uzak tutmaya uğraştım. Ne var ki armut ille de dibine düştü. Kendime fazla itiraf edemesem de oyunculuk benim de ablamın da içinde hep vardı. Bu nedenle oyunculuk çok severek yaptığım bir iş.

‘OYUNCULUK ÇOĞU MESLEKTEN ZOR’

Neleri zor geldi de oyunculuktan uzak durmaya uğraştınız?

Birçok anlamda zor. Annem bize hep ‘Başka bir meslek dalı için okuyun, kolunuzda bir altın bilezik olsun’ derdi. Çünkü oyunculuk bugün var, peki yarın? Bir televizyon dizisine başlıyoruz sonra bir anda sona erebiliyor. Her dakika film de olmayabiliyor. Sürekliliği olan bir iş değil. Bunların dışında annem ve babam tiyatro yapıyordu. Tiyatro çok disiplin isteyen bir iş. Bu sebeplerden dolayı çoğu mesleğe göre daha zor olduğunu düşünüyorum.

‘Ferhan ile Derya’nın kızına bak. Oyunculuğu beceremedi’ şeklinde düşünceler oluşabileceği için üzerinizde hissettiğiniz baskı yıllar içinde azaldı mı?

Azalacaktır ama kısa bir süre içinde olacağını sanmıyorum. Çok büyük iki sanatçının çocuğu olmak kendini ispatlama sürecinde belli bir baskıya neden olsa da hiçbir zaman ‘Vah vah’, ‘Tüh tüh’ demedim. Onların çocuğu olmaktan gurur duyuyorum. Benim için sonuna kadar ‘Ferhan Şensoy ile Derya Baykal’ın kızı’ deseler, adımı dahi bilmeseler bile emin olun hiç önemli değil. Onları utandırmamanın huzurunu yaşıyorum. Dilerim doğru adımlar atmış, annem ve babamın isimlerine bir zarar vermemişimdir. Didem’in kendimle birçok var.

‘Ben de anne baskısıyla büyümedim’

Didem karakterine nasıl hazırlandınız?

Oynadığım her karakterin içinde kendimden bir şey bulmaya çalışıyorum. Didem, benden çok uzak veya ters bir karakter değil. Didem çok enerjik, eğlenceli biri. Ben de öyleyim. Daha ayakları yere basan, annesinin baskısı altında kalmadan büyütülmüş. Ben de bu şekilde büyütüldüm. Annem hiçbir zaman bize ‘Yapmayın, etmeyin, gitmeyin’ diyen bir kadın olmadı. Bu nedenle Didem’in kendimle özdeşleştirdiğim birçok yanı var.

‘BÜYÜK AŞKLAR YAŞANIYOR’

Böyle büyük aşklar sadece filmlerde mi yaşanır?

Büyük aşkların sadece filmlerde yaşandığına inanmıyorum. Zaten böyle büyük aşklar gerçekte yaşanmıyor olsaydı filmlere konu olmazdı. Büyük aşklar yaşandı, yaşanıyor ve yaşanacaktır.

Kız milleti cidden bir acayip mi?

Bence kız milleti acayip değil. Burada kadınları korumak durumundayım.

Gönül işlerinde hesap kitap olur mu?

Gönül işlerinde hesap kitap olmaz. Filmimizde benim bir repliğim olan ‘Gönül işlerinde hesap olmaz’ın tamamen arkasında duruyorum. Hesap kitap yapmak beynin işidir, kalpte pek sözü geçmez.

Sosyal medyada başlayan ilişkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çevremde şahit olduğum durumlar değil. Eminim vardır. Sosyal medyada başlayıp vücut bulan çok iyi ilişkiler de vardır ama eminim hüsranla sonuçlanan da vardır. Ben Derya olarak sosyal medya aracılığıyla başlayan ilişkileri riskli ve ürkütücü buluyorum. Böyle bir şey denemedim, başıma da gelmedi, denemem de.

"DÜRÜSTLÜK İNSANLIĞI AYAKTA TUTAR"

Bu yaşınıza kadar edindiğiniz en önemli öğreti nedir?

Dürüst olmanın insanlığı ayakta tutan erdem olduğu.

Mesleğiniz hakkında öğrendiğiniz en önemli öğreti nedir?

Disiplinlinin başarının anahtarı olduğu ve birlikte çalışan insanların hayatlarını kolaylaştıran bir kavram olduğu.

Hayatınızın en büyük başarısı?

Ablam Ferhan ile Ses Tiyatrosu’nda ‘Pera’daki Hayalet’i sahnelememiz. Hem babamıza verdiğimiz sözü tutabileceğimizi gösterdik hem de ödüller ve övgüler aldık.

En büyük başarısızlığınız?

Hayatımda yaptığım hiçbir şeyi başarısızlık olarak nitelendirmiyorum. Tecrübe edindiğimi düşünüyorum.