Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Kemal nasıl ‘terörist’ öldü?

        -PARİS-

        Başlık “oldu?” diye de bitebilirdi ama Kemal öldü!

        Başlık daha sonra aktaracağım meşhur “yaşanmış ve ölünmüş bir hikaye”deki gibi; “Annemi, ablamı katleden ben, Kemal Salhi” diye de olabilirdi ama Kemal öldü ve ilk cümlesini böyle yazarak bize hikayesini anlatamayacak.

        ELİNDE BIÇAK

        Perşembe günü Fransa’da bir kez daha tedirginlik fırtınası patladı. Hele “Paris” denince, her yıl milyonlarca yabancının gittiği “dünya başkenti”nden ötürü, yakın bir kasabadaki olay dünya olayı haline geliyor:

        36 yaşındaki Kemal Salhi, perşembe sabahı, Paris yakınlarında Yvlines’e bağlı Trappes’da caminin oradaki müstakil evlerinden dışarı fırladı. Elinde bıçak, dilinde “tekbir.”

        O sıra camiden dönen ve rastlantıyla sokaktan geçen Zora adındaki kadını bıçakladı. Evin içinden çığlıklar zaten sokağa akmıştı. Kan da. “İçeri gireni yakarım” diye bağırıyordu.

        7 kişilik polis ekibi koştu. Teslim olmasını söylediler. Kemal tekrar içeri girdi. Tekrar çıktı elinde bıçakla. Söylenene göre hareketsiz kalmadı. Elektrik şoku veren silahlar işe yaramadı…

        Ve “elinde bıçakla polislerin üzerine yürüdüğü” gerekçesiyle bir mermi omzuna, bir mermi kafasına… Kemal oracıkta öldü.

        REKLAM
        Kemal Salhi
        Kemal Salhi

        DEAŞ ÜSTLENDİ

        Ajanslar hemen haberi geçti: “Allahü Ekber diye bağıran saldırgan bıçakla iki kişiyi öldürmüş, bir kişiyi yaralamıştı!”

        Neredeyse saniyesinde Deaş “saldırı”yı üstlendi!

        Ne tuhaf, önyargılar, şablonlar ve sterotiplerle hareket eden Batı medyası ve kamuoyu ile aynı şekilde düşünüyordu Deaş da:

        Tekbir getirerek saldıran bir Müslüman ancak Deaş adına eylemde bulunan bir kişi olabilirdi!

        Kemal o an öldü; o an “terörist” oldu!

        DAHA ZİYADE “DELİ”

        Fakat şöyle bir sorun çıktı; hem şabloncular için hem Deaş için:

        Kemal taşmış öfkesiyle sokaktan geçen komşusunu da ağır yaralamıştı ama öldürdüğü iki kişi, 71 yaşındaki annesi ile 49 yaşındaki ablasıydı!

        Rastgele yabancıları hedef alan “yalnız kurtlar” için fazla yakın, fazla akraba bir hedef!

        İçişleri Bakanı Collomb, “Komiser Kolombo” titizliğiyle, acele acele Fransızları “yine mi terör” korkusundan kurtardı:

        Kemal teröristten ziyade, deliydi!

        Depresif, alkol sorunlu, ciddi psikiyatrik sorunları olan, hatta yakınlarda bu yüzden hastanede tedavi görmüş biriydi!

        Dahası vardı: Kemal iki sene önce babasını kaybettiğinden beri… Ayrıca birkaç ay önce karısından ayrıldığından beri… Çocuklarını göremediği için de…

        Zaten annesi ve iki ablasını bir miras meselesinden dava da etmişti.

        Ama onlarla yaşıyordu. Hatta bir özel taksi şirketi kurup adres olarak da o evi göstermişti.

        Çünkü Paris metro ve otobüs şirketi RATP’da şoför olarak çalışırken kovulmuştu!

        REKLAM

        İÇİNDEKİ “TERÖRİST”

        “Kemal’in içindeki terörist” de yakalandı: Kovulma nedeni, bir gün otobüsü durdururken “Allah” diye bağırması, bir yolcunun şikayeti, “Şirketle sözleşmesindeki laiklik maddesine uymaması”ydı!

        Sadece o değil: Kemal önce FSPRT fişlisiydi; yani radikalleşmeye meyilli kişi. Sonra daha da ilerisine, S fişine terfi etmişti. Çünkü Facebook’ta bir video paylaşmıştı!

        Fakat hiç hüküm giymemişti. Mahalledeki Müslüman ve Hıristiyan tanıdıkları, trajedinin ardından şunları söyledi: “O kadar da dindar değildi. Camiye mecburen giderdi. Terörle alakası yoktu. Sportif, güleryüzlü, neşeliydi. Futbolu ve Paris’e inip gezmeyi severdi. Tamam, karısından ayrılınca biraz değişmişti ama…

        ANELKA’NIN KASABASI

        Fenerbahçeli Anelka’nın da yetiştiği yer olan Trappes hemen “imaj yarası”nı sarmaya koştu. “Kemal’in deliliği”nden etkilenmiş mahalleliler için “psikolojik destek” ünitesi devreye girdi.

        Kemal’in telefonu sırlarını çözmek için incelemeye alındı.

        Devlet, “terörist adayı”nın “deli” çıkmasından ötürü rahatlamış ve rahatlatmaya çalışıyordu. Öyle ya, “terörist” herkesi, hepinizi öldürebilirdi; “deli” ise işte, kendi annesini, ablasını, kardeşini, sevgilisini, evladını filan!

        REKLAM

        DELİLİĞİN TARİHİ

        Misal, ünlü düşünür Michel Foucault muhteşem eseri “Deliliğin Tarihi”nde “katil” Pierre Riviere’den epey ilham almış; ayrıca editörlüğünü yaptığı, çok sayıda felsefecinin katkıda bulunduğu kitap da, Riviere’in cezaevinde bizzat kendi eliyle yazdığı hikayenin ilk cümlesini başlık yapmıştı:

        “Ben, annemi, kız kardeşimi, erkek kardeşimi katleden Pierre Riviere”

        Aynı başlıkla Rene Allio’nun yönettiği bir film de çekildi; ondan önce de Christine Lipinska “Ben Pierre Riviere’im” diye bir film yapmıştı.

        Kemal’in acil teröristliği ve nihai deliliği üzerine bir şey söylemesi mümkün değildi; başkalarının da üstünde duracağı şüpheliydi.

        Kimi yorumcu, “Neden terör savcılığı ele almadı olayı? Delilik ile teröristlik arasında bir uçurum yok ki” diyordu.

        REKLAM

        CAMILLE CLAUDEL

        Kemal Salhi, ki adını Arapça okursak “Kamel”, cinayetlerini “Camille (Kamiy) Claudel (Klodel) Sokağı”nda işledi.

        Harita

        Kendisi de çok iyi heykeltıraş olduğu halde, “daha ünlü” Rodin’in hem evlenmediği metresi, hem gölgesindeki kayıp olarak “delirmiş” Camille Claudel. Çocukluğunun, hayatının tüm yükleriyle, 1914’ten öldüğü 1943’e kadar akıl hastanesinde “Deliliğin Tarihi”ne yazılan Camille!

        Onu da ister Bruno Nuytten’in Isabel AdjaniGerard Depardieu’lü filminde ister tam da akıl hastanesi günlerini anlatan Bruno Dumont filminde Juliette Binoche’dan izleyebilirsiniz.

        “Kemal’in Deliliği”nin filmi muhtemelen olmaz; Camille Claudel Sokağı’ndaki ev ise video arşivine girdi sadece!

        Kemal nasıl delirdi, neden ailesini katletti ve nasıl terörist öldü?

        Şimdilik böyle, şimdilik bu kadar!

        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa