Mezunu olduğu okulda kendisi gibi görme engellilere 29 yıldır rehberlik yapıyor

'ENGELLİ ÇOCUKLAR VE AİLELERİN DAVRANIŞ PROBLEMLERİ HEP İLGİ ALANIM OLDU'

Babasını çok erken yaşlarda kaybettiğini söyleyen Bilgen, "Babam öldüğünde yıllarca kabul etmedim. Bu nedenle öğretmenlerimden biri bana yalancı demişti. Oysa çocuklar yalan söylemezler, sadece kabul etmek istemezler. Bundan dolayı da bu okulda çalışmayı özel olarak tercih ettim. Davranış bilimine çok ilgi duyuyorum. Özellikle engelli çocukların ve ailelerin davranış problemleri hep ilgi alanım oldu. Görme engelli olmam ve görme engelli bir çocuğa sahip olmam bunda etkili oldu. Hem yaşamsal hem de akademik olarak bu alanda çalışıyorum" dedi.

'ÖĞRETMENLERİN GÖRME ENGELLİ OLMASININ VELİLER ÜZERİNDE OLUMLU ETKİSİ VAR'

Görme engelliler okullarındaki öğretmenlerin görme engelli olmasının veliler üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu dile getiren Bilgen, "Aynı şeyleri yaşayan insanların onları daha iyi anladığını görüyorlar. Bu anlamda daha etkili ve aktif olduğunu görüyoruz. Önerilerimiz daha çok dikkate alınıyor. Mesela tepkilerimi daha rahat koyabiliyorum. Çünkü ben de yaşadığım için tepkimi dikkate alıyorlar. Eleştirmemi, davranışlar üzerine yorum yapmamı önemsiyorlar. Sadece kitaptan okumamış, yaşayarak gelmiş diye düşünüyorlar" diye konuştu.

'GÖRME ENGELLİ OLMAK ENGEL DEĞİL'

"Görme engelli olmak engel değil" diyen Bilgen, "Görme engelliler rehabilite edilirse, baston, teknolojik araç gereçleri kullanabilirse gerçekten yaşamda herkesle eşitlenebiliyor. Fiziksel durumlar aşıldığında diğer yaşıtları gibi hayatlarını sürdürebiliyorlar. Görme engelli çocuğa sahip olan aileler kesinlikle çocuklarını kısıtlamamalılar. Acımak yerine, eğitmeyi, rehabilite etmeyi öncelikli tutmalılar. Kendi ayaklarının üzerinde durabilmeyi öğretmeliler. Bu çok önemli. Çünkü hayatı boyunca onların bakıcısı olamazlar. 'Duvara dayanma çürür, insana dayanma ölür' sözünde de olduğu gibi yaşam kendileri için bittiğinde çocukları hayatlarını sürdürebilmeli" ifadelerini kullandı.