İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu, Habertürk'te soruları yanıtladı

Memişoğlu'nun açıklamalarından satır başlıklaarı şöyle:

"KORKU VE PANİK YERİNE TEDBİR VE ÇALIŞMA"

Kovidin başlangıcından, Mart'tan itibaren sürece baktığımızda esasında toplumun büyük kesmi kurallara uyuyor. Uymayanları da eğitmek, uyarmak bizim mükellefiyetimiz. Ben toplumun genelinin hassasiyetle uyduğunu görüyoruz. İstanbul için söylüyorum. Uymayan insanlarımız da var. Bizim görevimiz onları uyarmak ve uymayanları malumunuz izolasyona alıyoruz. Ama insanların eğitildiği, anlatıldığı zaman bu konuya uyum gösterdiğini söyleyebilirim. Bu sürecin korku veya panikle değil tedbir ve çalışmayla yönetileceğini, toplumsal mücadele ile yok edileceğine inananıyorum. Bu konuda valilik, kaymakamlık, vefa gruplarıyla, İçişleri Bakanlığı vasıtasıyla gerekli işlemler yapılıyor.

"İSTANBUL'DA YATAK DOLULUK ORANI YÜZDE 50"

Sayılar tek elden bakanlık tarafından veriliyor. Biz bazen ayrıntıyla tartışıyoruz ama gerçeği şu; Mart, Nisan ayı da dahil, en büyük pik yaptığımız zaman Nisan ayının 10'uydu. Biz sonuca bakmamız lazım. Vakaydı, hastaydı tartışmaktan çok şu anki salgının durumu İstanbul için kontrol edebilir halde. İstanbul'da 6 bin 200 yatak ilave edildi. Sayın Cumhurbaşkanımız büyük bir destek verdi. Şu anda yatak doluluk oranımız yüzde 50, yoğun bakım yüzde 54. Türkiye'nin sağlık sistemi bunu rahatlıkla yönetebilir halde. Ama sorun şu; eğer maskeye, mesafeye hijyene uymazsanız bu süreç uzuyor. Bu hastalık çok bilinen bir hastalık değil. Gelecekle ilgili tahmin yapılamıyor. İnsanlar tedbire uyması lazım ki bu hastalıktan bir an önce kurtulalım.

"DÜNYA FİLYASYON ÇALIŞMASINI BİZDEN ÖĞRENDİ"

Sağlık sistemlerimiz dünyanın örnek sistemlerinden bir tanesi. Pekçok ülkenin sağlık sistemi çöktü. Türkiye bunu çok iyi verdi. Filyasyon ekiplerini dünyada pekçok ülke bizden öğrendi. Hastalar evlerinde izolasyonda tedavi olarak elektronik sistemle onları takip ediyoruz. Sağlıkçının motivasyonu düşmez, biz insanlar için yaşıyoruz. Biz her türlü hizmeti verebilir haldeyiz. Tabii ki bazen yorulduğumuz zamanlar da oldu ama hiçbir şekilde hizmeti bırakmıyoruz.

"ANNE VE BABALARIMIZA SARILMAYI ÖZLEDİK"

Biz semptomlu olan hastayı evde de tedavi ediyoruz. Sistemimiz sadece hastanede yatanları tedavi etmek değil. Şu anda toplam hastamız, sadece Kovidlerden bahsetmiyorum. Kovidlilerle beraber hastanelerimizin yatak kapasitesinin yüzde 50'sini kullanıyoruz. İstanbul'da 47 bin yatağımız var. Şu anda bütün hastalar dahil hepsini yatırdığımız zaman bunun ancak yüzde 50'sini oluşturuyor. Kovidle ilgili yatak sorunumuz yok bizim. Bizim sorunumuz bu salgının bir an önce bitmesi. Birbirimize dokunmayı özledik, annemize babamıza sarılmayı özledik. Tedbirlere uyarsak bu iş daha kolay bitecek.

"İNSANLARIN GEVŞEMESİYLE SAYI BİRAZ ARTTI"

11 Mart'tan bu yana her hastanede test yapabilir haldeyiz. Bazı hastanelerimizde Kovid ağırlıklı bakıyoruz. Genel anlamda kısıtlanma taraftarı değilim ama kısıtlanması gereken alanlar olduğuna inanıyorum. Özellikle yemek yenen yerlerde maskeyi çıkartıyorsunuz, buralarda mesafenin korunması gerektiğini düşünüyorum, toplu taşıma araçlarında mesafenin olması gerekiyor. Nisan-Mayıs ayında pike yükselmiştik. Temmuz'un ikinci haftasına kadar düşme eğilimine girdi. Daha sonra bir miktar artmaya başladı. Ağustos'un 10'undan itibaren pozitif hastamız, biraz da insanlarımızın gevşemesiyle biraz arttı, ama yatan hastamız artmadı.

"MASKE, MESAFE İLE BİR SÜRE YAŞAMAMIZ ŞART"

Filyasyon ekiplerimiz çok ciddi çalıtılar. İnsanlara daha semptom oluşma aşamasında erken ilaç vermeye başladık. Sağlık personelimiz bu süreçte işi iyi öğrendi. Hız değerine baktığımızda şu anda düşme eğiliminde olan bir hızımız var. Kesinlikle gevşememiz lazım, bu salgın, virüs zor bir hastalık. En küçük gevşemede yükselme eğilimine giren hastalık. Maskemizi, mesafemizi, özellikle temizliğimize dikkat ederek bunlarla bir süre yaşamamız gerekiyor.

"GENÇLER LÜTFEN YAŞLILARIN HAYATINI DÜŞÜNSÜN"

Bunun Ocak ayına kadar bir süre devam edeceğini öngörüyorum, bu kişisel görüşüm. Ne kadar mesafe ve kurallar uyarsak. Bu virüs insanların kendi bedensel kuvvetine bağlı. Eğer insanlar sigara içmez, egzersiz yapar, düzgün beslenirse bu virüs etki etmiyor. Biz diğer insanları riske atmasından endişeliyiz. 20-40 yaşındaki grup, kendilerine bir şey olmuyorsa, arı gibi poleni alıp diğer kişilere bulaştırmamaları gerektiğini düşünsünler, anne ve babalarını düşünsünler, kanserli vakaları düşünsünler.

"BEDENİNİZ GÜÇLÜ İSE VİRÜS SİZE BİR ŞEY YAPAMIYOR"

Aynı evde yüksek sayıda yaşayan insanların olduğu bölgede riskler var. Pozitif vaka varsa lütfen kendini evinde, odada izole etsin, yakınlarına bulaştırmasın. Kendi evinde tedbir almış, odasını ayırmışsa, havalandırması iyiyse aile fertlerine bulaştırmayabilirsiniz. Bir evde Kovid varsa bütün mahalle tedirgin olmasın. Ama şu var onun temaslı olduğu kişi lütfen izole olsun. Tek isteğimiz pozitif olan vakaların izole olması. Lütfen maskeyi taksınlar, ellerini, ağzını, yüzünü temiz tuttuysanız, hele bedeniniz güçlü ise bu virüs size bir şey yapmıyor. Özellikle gençler yaşlılara çok yaklaşmamılıdır.

"ASLINDA KOVİD SALGINIYLA EĞİTİCİ BİR SÜREÇ YAŞIYORUZ"

Bakanlık akıllı bileklikle ilgili çalışıyor, inşallah yakın zamanda geçeriz. Yakında açıklanacaktır. Sağlık kültürünün arttırılması gerekiyor. Bedenler bize emanet olan bir şey. Spor yapmamız, kilomuzu kontrol etmemiz lazım. Aslında Kovid'le eğitici bir süreç yaşıyoruz. İnsanların kendilerine bakmaları, başkalarını düşünmeleri lazım.

"BİZİM İNSANIMIZ KENDİSİNİ TEDAVİ EDENE KARŞI ÇOK İÇTEN"

Ben hem sağlık çalışanı hem yönetici olarak sağlıkta şiddet olaylarına çok üzülüyorum. 30 yıldır bu mesleğin içindeyim, okulu da sayarsanız 36 sene. İnsanlar bize şiddet gösterdiği zaman gerçekten çok üzülüyoruz. Toplumun çoğunluğu gerçekten bizi alkışlıyor ve takdir ediyor. Toplumun bize desteğinden çok mutlu ve memnunuz. Bu tür insanlar maalesef dünyanın her yerinde var. Bunları sinir hastalıklarında tedavi ediyoruz. Bize saldırılsa da, terler içinde uyusak bile biz bu millete hizmet edeceğiz, çünkü öyle yetiştirildik. Ama bir ricam var bu saldıranların toplum içinde dışlanmasını istiyoruz. Ama biz bu tür kişileri tedavi etmek için hazırız ayrıca. Bizim toplumumuzun kendisini tedavi eden sağlıkçıya karşı çok daha amatör ve çok daha içten.

"İSTANBULLULAR KENDİ SAĞLIKLARININ DEĞERİNİ BİLSİNLER"

Grip aşısı birkaç hafta içerisinde geleceği ifade ediliyor. Talep fazla. Bizim risk grubuna verdiğimiz zatürre aşısı var. Geçen sene 56 bin aşı yaptık. Şimdi yaptığımız 250 bin. Bakanlık inşallah grip aşısını sahaya dağıtmış olacak. İstanbullular kendi sağlıkların değerini bilsinler, başkalarının hayatına saygı duysunlar.