Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Hukukçu Dr. Ramazan Arıtürk, Seçil Erzan olayının hukuki boyutunu Habertürk'e değerlendirdi - Gündem Haberleri

        Habertürk'te Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtlayan hukukçu Dr. Ramazan Arıtürk, Seçil Erzan olayını değerlendirdi. Ersoy'un "Bu davaya baştan sona baktığınızda, hukuken nasıl bir perspektifle değerlendirirsiniz? Nereye gider bu iş?" sorusuna yanıt veren Arıtürk şöyle konuştu:

        "ŞUBE MÜDÜRÜNÜN TEMSİLDE SINIRI SÖZKONUSU"

        Karşımızda bir banka var. Her şeyden önce banka şube müdürü Türk Ticaret Kanunu bağlamında yönetim kurulu tarafından kendisinin o bankayı belli sınırlarda temsil etmek üzere yetki verilir. Bu da Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan verilir. Her bankanın müdürünün o bankayı temsil etme sınırı söz konusu. Bir şube müdürü her şeyde bir bankayı temsil edemez. Şirketler de böyledir. Müdürler belli sınırlar çerçevesinde imkan sağlanır. Burada banka müdürü nerede duruyor, ona bakmak lazım. Bir şube müdürünün yapacağı işlem sınırlı. Bankanın ürettiği birtakım finans enstrümanları vardır. Para kabul eder ve bu paraları sürecin içinde takip eder. Aşağı yukarı eğitim almış kişi bunun bir süreç olduğunu bilir. Banka müdürü ancak kendisine verilen yetki ve görev sınırı içerisinde bankayı temsil edebilir. Banka müdürünün iki şapkası vardır. Biri bankacılıktan kaynaklanan yetkisi vardır. Bir de kendisini temsil eder. Kiracı ise kira sözleşmesini bankada yapmış olsa, kirasını ödememiş olsa banka bundan sorumlu olabilir mi? Sonuçta şahsıyla alakalı. Bankacılık yetkisi çerçevesinde temsil edilirken dolandırıcılık vakası olursa o zaman bunu ayırmak gerekiyor.

        REKLAM

        "PEYNİR O KADAR BÜYÜK Kİ HERKES HÜCUM EDİYOR"

        Seçil Erzan'ın yapmış olduğu bütün işlemler kişisel. Bankanın vermiş olduğu temsil konusunu aşan işler. Ortalama zekaya sahip olan bir kişi bunun, bir banka işleminin ne olduğunu, ne olması gerektiğini bilmesi gerekiyor. Müşteki olan futbolcular saatlerce süren transfer görüşmelerinde sözleşme yapılıyor. Bir bankada işlem yapıyorsunuz. İşlem de az buz işlem değil. Hangi finans enstrümanı kullanırsanız kullanın, gidip kasaya paranızı yatıracaksınız. Bunun usulü kuralı var. Burada görünen o ki, aslında ilk başlarda özel bir fon iddiası var. Oradakinin sorması lazım, özel fonun banka ile ne alakası var diye. Peynir o kadar büyük ki, herkes o peynire hücum ediyor. Ama kapanı göremiyorlar.

        "BUNUN FONLA ALAKASI YOK! BU TEFECİLİKTİR"

        Bu aslında çok belli ki, Seçil Erzan'ın yapmış olduğu işlemin hukuk dünyamızda yeri yok. Futbolcu 1 milyon dolar veriyor ve yüzde 236 gibi dünyanın hiçbir yerinde olmayan faiz talebinde bulunuyor. Bu tefecilik suçu. Fonla bunun alakası yok. Bu parayı verenler çok tatlı kâr beklentisi içindeler. Bu Türkiye'de ilk değil. Bir süre önce bir başka bankada benzer olay oluyor. Şube müdürü hesap cüzdanını basıp veriyor, dekont veriyor. Sahte dekont veriyor. Bankanın hesap cüzdanı var. Hesap ekstresi var. Sonra anlaşılıyor ki, bu işi yapan memur ya da müdür bankanın gerçek kayıtlarını yansıtmıyor. Bankacılık sıfatını kullanarak bunu yapıyor. Bankanın bir görevi de kendisini temsil ettiğini düşündüğü kişiyi teftiş etmek. Burada teftiş etmiyor. Burada futbolculara hayali ve sıradan kağıtlara verip yazıyor Seçil Erzan. Bunu sıradan insanın biliyor olması lazım.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa