Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Hangisi daha tehlikeli: Momo mu, aşısına düşmanlık beslenen kızamık mı?

        Hortlak hikayeleri külliyatı hayli zengin Japon folkloründen çıkıp küresel öcüye dönüşen bir fenomen Momo. Japon sanatçı Keisuke Aisawa, bir halk söylencesinden esinlenerek yapıyor Momo figürünü. Doğum esnasında ölen bir kadının yarı insan yarı kuş endamında geri dönüp korku salmasını anlatan masaldaki hayaletin heykelde somutlaşmış hali gerçekten ürkütücü. “Anne Kuş” adlı bu eser bir galeride sergilenirken internet sağolsun, görüntüsü dünyaya yayılıyor.

        Bu arada Momo’nun Midori Hayashi adlı başka bir Japon sanatçının eseri olduğuna dair ilk bilgiler de yanlış. Hayashi bizzat yalanladı Facebook’ta, “Ben yapmadım” diye.

        https://www.instagram.com/p/BlQlfA2Biju/?utm_source=ig_embed

        Çökük avurtlu koca ağızlı yüzünde fırtlak gözleriyle geçen yıl ağustos ayında ilk Güney Amerika’da ortaya çıktığında “Mavi Balina” benzeri tehlikeli bir oyun olduğu söylentisi dolaşmıştı. Çocukların WhatsApp üzerinden bilinmeyen bir numaraya mesaj yollayarak “Momo challenge”a dahil olduğu, korkunç görüntüler eşliğinde tehditlere maruz kalıp kendilerine zarar vermeye, hatta intihara sürüklendikleri iddia edilmişti. O tarihte etkisi sınırlı kalan Momo, son bir haftadır sosyal medyada “Aman dikkat” uyarılarıyla kasırga kuvvetinde esiyor. Youtube’da Peppa Pig gibi videolara montajlanan Momo çehresini gören çocukların öcü korkusuna kapıldığı anlatılıyor. Youtube bu iddianın doğru olmadığına dair mesaj yayınlıyor.

        Mavi Balina’nın Rusya’da 130 intihar vakasına yol açtığı iddiası da Momo dehşetini körüklüyor. İspanyolca web’de “El Momo”lu WhatsApp mesajlarından alınmış ekran görüntüleri kanıt olarak gösteriliyor. Telefon numaralarının ülke kodları Japonya, Kolombiya, Meksika ve ABD’den. Kolombiya, Arjantin ve Hindistan’daki intihar vakalarından Momo sorumlu tutuluyor, ancak challenge bağlantısına dair bir delil olmadığı da söyleniyor. Meksika, ABD, Arjantin, İspanya, Pakistan, Hindistan ve İngiltere’de emniyet teşkilatları anne babaları Momo’ya karşı uyaran mesajlar yayınlıyor. Hatta üç çocuk annesi Kim Kardashian da Instagram hesabından 129 milyon takipçisine “Momo’ya dikkat” uyarısı yapıyor.

        Japon sanatçı Aisawa’nın bu işte bir dahli yok. Bir takım internet sapıklarının yediği halt nedeniyle sonunda heykeli imha ediyor; “Çocuklar artık korkmasın lanet ortadan kalktı” diyor ama ne fayda dehşet sürüyor. İntihar iddiaları palavra da olsa, Momo vakası kent efsanesi ötesinde bir olgu. Birileri o görüntüyü ortalığa saçtıkça panik büyüyor.

        AŞI DÜŞMANLIĞI GLOBAL TEHDİT

        Korkunun büyüsü insanları içine çekiyor. Tehlike, bir hilkat garibesinin yüzünde somutlaşmış olduğu için panik dozu artıyor. Ama kızamığın yüzü yok. Oysa yeryüzünün bütün çocukları için Momo’dan daha büyük tehdit. Aşıyla önlenebilir hastalıklar arasında bugün ölüm oranı en yüksek hastalık kızamık. 2017 yılında, çoğu beş yaşın altında çocuklar olmak üzere global kayıp 110 bini buluyor. 2000-2017 arasında yaygın aşılama sayesinde ölümlerde yüzde 80 azalma kaydedilmiş, bu zaman diliminde 21.1 milyon çocuğun hayatı kurtulmuştu.

        Ama artık kurtarılamayanların sayısı artıyor, nedeni de özellikle Facebook’ta yayılan komplo teorileri. Google ya da Youtube’da birçok dilde “aşı” araması yaptığınız takdirde öncelikle aşının nasıl bir zehir olduğuna dair sonuçlar, korku verici videolu anlatımlar geliyor. Bir takım güçlerin kitlesel aşılama yoluyla insan soyunu ortadan kaldırmayı amaçladığı şeklindeki komplo teorilerinin dışında, virüsün ölümcül olmadığına dair inanç da çok yaygın. Örneğin biri Facebook’ta “Annem de küçükken kızamık olmuş ama ölmemiş” yazabiliyor. Eh sen dünyaya geldiğine göre ölmediği belli!

        Amerikalı aşı karşıtı aktivistler Washington'da eylemde.

        Aşıların otizme yol açtığı safsatasına inananlar, ya da azılı aşı karşıtları ve esoterikçilerin çocuklarını aşılatmaması global bir sorun. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü (WHO) aşı karşıtlığını global sağlık tehditleri listesine aldı geçen ocak ayında. Ebola, antibiyotik direnci ve hava kirliliği kadar tehlikeli yani. Çünkü ne kadar az insan aşılanırsa, salgın tehlikesi o kadar geniş bir alana yayılıyor. Kızamık virüsü, ebola, tuberkuloz veya gripten daha bulaşıcı. WHO aşıya karşı en büyük direncin endüstrileşmiş ülkelerle Arap dünyasında olduğuna dikkat çekiyor. 2020’de ortadan kalkacağı hesap edilirken, örgütlü aşı düşmanlığı yüzünden kızamıktan kurtuluş erteleniyor.

        REKLAM

        SALDIRIDA SINIR TANIMAYANLAR

        Aşı düşmanlarının ileri derecede saldırgan türleri var. İşte ABD’de yaşanan olay. Kızamık vakalarında artış üzerine, ailenin inancı nedeniyle uygulanan aşı muafiyetinin kaldırılması için yasa tasarısı hazırlanıyor. Geçen ay, Senato komitesindeki görüşmelerde, naturopatiyi savunan hekim Elias Kass aşılama lehinde görüş belirtince aşı karşıtı aktivistlerin nefret kampanyasına maruz kalıyor. Facebook sayfasına “pedofil”, “Nazi şarlatanı” şeklinde hakaretler yağıyor.

        UNICEF’in geçen hafta yaptığı açıklamaya göre 2018’de 98 ülkede kızamık vakalarında artış gözlenmiş. Son iki yılda en yüksek artışın meydana geldiği ülkeler Ukrayna, Filipinler ve Brezilya. UNICEF bu ülkelerde şimdi aşı kampanyaları yürütüyor. Çatışma bölgesi Yemen’de de 11.5 milyon çocuk aşılandı. Bir başka aşılama mahalli de Madagaskar. 35 bini aşkın kızamık vakasına rastlanan Ukrayna’da durum vahim, aşılanan çocuk oranı yüzde 50’nin altına düşmüş. Tıp öğrencilerinin bile yüzde 60’ı aşıda otizm tehlikesi olduğuna inanıyor. Oysa Danimarka’da yapılan yeni bir araştırma, otizmle hiçbir bağlantı olmadığını teyit ediyor.

        Kızamık vakalarının arttığı Brezilya'da UNICEF ile işbirliği içinde aşılama kampanyası sürdürülüyor.

        Önleyici aşılar insanoğlunun salgın hastalıklara karşı kazandığı en büyük zafer. Ancak dijitalleşmeyle çığrından çıkan dezenformasyon iklimi bu zafere gölge düşürüyor. Örneğin çiçek hastalığından son ölüm vakası 1978’de meydana gelmiş, 1980’de dünya çapında aşılamaya son verilmişti. O tarihlerde komplo teorileri hüküm sürmüş olsa bile, jet hızıyla yayılma ihtimali yoktu. Yeryüzündeki son çiçek virüsleri ABD ve Sibirya’da yüksek güvenlikli laboratuvarlarda kilit altında tutuluyor. 40 yaşın altında aşılanmış birey yok yeryüzünde. Kolunda bacağında aşı damgasıyla dolaşan 40 yaş üstündekiler mi? Onlar da koruma altında değilmiş, aşıların yenilenmiş olması gerekiyormuş.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa