Alevi oyları olmasa CHP baraja takılırdı
Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan: "Alevilerin yüzde 80'i CHP'ye oy verdi"
DSP lideri Zeki Sezer'in 'Biz olmasaydık CHP baraj altında kalırdı' şeklindeki açıklamasına Cem Vakfı Genel Başkanı İzzettin Doğan'dan farklı bir yaklaşım geldi. Doğan, "Biz destek vermeseydik CHP baraj civarında dolaşıyordu. Üzülerek söylüyorum ki Sünni kardeşlerimizden CHP'ye giden oylar fazla değil." dedi. Doğan, Alevilerin yüzde 80'inin CHP'ye oy verdiğini savundu. Cem Vakfı Başkanı Doğan, 22 Temmuz seçimlerine birkaç gün kala basın toplantısı düzenleyerek Alevilerin oylarını CHP, MHP, Genç Parti ve Halkın Yükselişi Partisi'ne vermesine istedi. Ancak seçim sonrasında ilginç bir tablo ortaya çıktı. Sol, Cumhuriyet tarihinin en düşük oy oranını aldı. GP yüzde 3'te, HYP bindelik dilimlerde kaldı. Doğan, CHP'nin düşük oy almasına üzüldüğünü söylüyor. İnsanların CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a oy vermek istemediğini ileri sürüyor. Alevilerden AK Parti'ye oy verenlerin çok fazla olmadığı görüşünde. AK Parti'yi desteklemenin 'mantıklı' olmadığını iddia ediyor.
DSP'ye oy vermeyeceklerini biliyordum
Cem Vakfı, 2002 seçimlerinde, Bülent Ecevit önderliğindeki DSP'ye oy verilmesini istemişti. DSP, o seçimlerde yüzde 1 oy oranı aldı. Doğan, bunu 'ayrı bir olay' diye tanımlıyor. Sebebini Bülent Ecevit'in hasta olmasına bağlıyor. Doğan, şöyle devam ediyor: "2002 yılında DSP, Alevilerle ilgili çalışmalarını Ankara'yı afişlerle süsleyecek kadar tavır almıştı. Ecevit'in kişiliğinde gördüğüm güvenceye binaen DSP'ye oy vereceğimi söyledim. O dönemde vatandaşların oy vermeyeceğini biliyordum. Çünkü Ecevit'in sağlığı bozulmuştu ve fiziksel olarak devlet yönetimini götüremeyecek durumdaydı. Ancak haysiyetli davranmak, birtakım değer yargılarına sahip çıkmak, aydın bir kimse için seçim sonuçlarından daha değerlidir. Ben DSP'ye oy verdim; ama hiçbir yurttaşa DSP'ye oy verin demedim. Ecevit'e de alacakları oyun 1-1,5'i geçemeyeceğini söyledim. Ecevit'e 'En kısa zamanda partinin başından çekileceğinizi halka duyurmanız gerek. Yoksa seçimlerde en yakın dostunuz da size oy vermeyecektir' dedim. Bu görüşmeden sonra Ecevit, Bursa mitinginde siyasetten çekileceğine dair ilk işaretleri verdi."
99'da oy vermedik; CHP baraja takıldı
Zaman zaman oyunun rengini açıkladığını dile getiren Doğan, CHP'nin baraj altında kaldığı 1999 yılındaki seçimlerde 'Baykal'ın başında bulunduğu CHP'ye oyumu vermeyeceğim' dediğini hatırlatıyor. Bunu duygusal olarak söylemediğini anlatıyor. CHP'nin Meclis dışında kalmasının nedeninin Alevilerin oylarını Baykal'dan esirgemesine bağlıyor.
CHP lideri Baykal'ın milletvekili listelerinde kendi çevresini gözettiğini ve sözünü dinleyebilecek insanları seçtiğini kaydeden Doğan, bu tavrın insanlara güven vermediğini söylüyor. Baykal'ın CHP'nin, ilkelerini yıllarca savunan ve mücadele eden insanları tasfiye ettiğini vurgularken, "Onların tümü de Baykal'ın aleyhine çalıştı." diyor. Doğan, CHP lideriyle ilgili şu ifadeleri kullanıyor: "Nasıl becerdi halka antipatik görünmeyi onu bilemiyorum doğrusu. Baykal'ın yüzü eskidi. İnsanlar artık değişiklik istiyor."
Doğan, Cumhuriyet mitinglerindeki kalabalığın sadece CHP'ye oy veren kitlelerden oluşmadığını belirtirken, bu kitlenin oylarının sandığa dökülememesinden yakınıyor. Doğan, CHP'nin yanılgıya düştüğünü ve mitinglere katılan insanların oy vereceğini zannettiğini ifade ediyor. 27 Nisan'daki gece yarısı bildirisinin halkta ters etki yaptığı yönündeki görüşlere de katılmıyor. AK Parti'nin başarısını ise şu gerekçelere bağlıyor: "Uluslararası siyasetteki gelişmeler, ABD'nin doğrudan ve dolaylı desteği, vatandaşın macera aramak istemeyen yapısı."
Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Gazi Mahallesi, Yenibosna ve Sarıgazi'de halk tercihini AK Parti ve CHP'den yana kullandı. Seçim sonuçlarına göre İstanbul'da Yenibosna ve Sarıgazi'de AK Parti, Gazi Mahallesi'nde CHP birinci parti oldu. Yenibosna Zafer Mahallesi'ndeki 2 okulun sandığından 11 bin 567 ile AK Parti birinci çıktı. Ümraniye Sarıgazi'deki 4 okulun sandığına göre AK Parti, CHP'ye 82 oy fark atarak birinci oldu. Gazi Mahallesi'ndeki 3 okulun sandığında ise 7 bin 76 oyla birinciliği CHP aldı.
Bazı Alevi dernekleri sonuçtan memnun
Cem Vakfı'nın CHP'den yana tavır koymasına rağmen AK Parti'nin başarısından memnun olan Alevi dernekleri de var. Eskişehir Hacıbektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı İrfan Çetinkaya, sonuçları 'Gayet güzel' diye yorumluyor. Çetinkaya, Abdullah Gül'e haksızlık yapıldığını belirtirken "İktidara, anayasal haklara müdahale etmek halkı rahatsız etti. Halk da bunun cevabını verdi. Halkın iradesine saygı gösterilmeli." diyor. Erikli Baba Kültür Derneği Başkanı Metin Tarhan, herkesin halkın iradesine saygı duymasını istiyor. Alevi toplumunun artık yönlendirmeye açık olmadığını kaydeden Tarhan, "Tüm partilere oy verildiğini düşünüyorum. Oyların AK Parti'ye ağırlıklı verildiğine inanıyorum. Alevi toplumu önyargılardan kurtuldu." şeklinde konuşuyor.
AKP'li Alevi vekiller: Marjinal çevrelerin ezberini bozduk
AK Parti'den Alevi kökenli üç milletvekili Parlamento'ya girdi. Reha Çamuroğlu ve İbrahim Yiğit İstanbul'dan, Hüseyin Tuğcu Kütahya'dan seçimi kazandı. Alevi vekiller, Meclis'te toplumun tüm kesimlerini barıştıracak bir çaba içinde olacaklarını söylüyor. 'Alevilerin sadece marjinal çevrelerin arka bahçesinde olduğu yönündeki ezberi bozduk' görüşündeler. Diyaloğun 'birinin diğerine dönüşmesi' olmadığına dikkat çekiyorlar. Alevilerin bütün siyasi partilerde faaliyet göstermelerinin mümkün olduğunu göstermek istediklerinin altını çiziyorlar. Vekillerin görüşleri şöyle:
Reha Çamuroğlu (İstanbul): Baştan beri Alevilerin meselelerini çözebilecek yegâne partinin AK Parti olduğunu söylüyorum. Yeni dönemde sorunların çözüleceği kanaatindeyim. Siyasi irade ya da hukuki değişiklikler toplumsal sorunların çözülmesini sağlar ya da tıkanmaları giderir; ama esas olarak kültürel planda toplumsal planda bizim birbirlerine güven duymayan toplumsal grupları diyaloğa sokarak güveni tazelememiz, kalıcı çözümü oluşturur. Diyalog iki farklı pozisyonun birbiriyle ilişkilenmesidir; birinin diğerine dönüşmesi değil. Alevilerin Sünnileşmesi ya da Sünnilerin Alevileşmesi diye sonuç doğurmaz. Birbirlerini anlamaları güvenmelerini sağlayabilir, var olan güveni geliştirebilir. Biz buna aracılık edeceğiz. Biz Alevilerin Türkiye'nin bütün siyasi partilerinde kendi var oluşlarıyla durmalarının, etkin olmalarının mümkün olduğunu göstermek istiyoruz. AK Parti'yi sonuna kadar kendilerine açmak kararlılığındayız.
İbrahim Yiğit (İstanbul): Başbakan'ımızı cemevine götürdük. Bu önemli bir mesajdı. Bir ezber bozuldu. Tepki aldım, hakarete uğradım. Ama daha çok destek ve tebrik aldım. Çatalca, Zeytinburnu, Bağcılar ve birçok yerdeki Aleviler beni destekleyeceklerini bildirmişti. AK Parti'den milletvekili seçilmemizle birlikte ezber bozuldu. Bütün Alevilerin sadece marjinal çevrelerin arka bahçesinde olduğu ezberini bozduk. Ufak tefek yasal sorunlar var. Bilim adamlarını toplayıp bu soruna çözüm bulmak çok kolay. Biz AK Parti'ye gelince Alevi insanlarımız korkularını yendi. Alevi kesimi bundan sonra AK Parti'nin yanında yer alacak.
Hüseyin Tuğcu (Kütahya): Alevilerle ilgili devam eden projeleri sonuçlandıracağız. 24 büyük Türk boyunun her boyunda Alevi ve Sünni inançlı kesimler var. Yıllarca aralarında hiçbir sorun çıkmamış. Gerçek bir Alevi aynı zamanda Sünni'dir, gerçek bir Sünni aynı zamanda Alevi'dir. İki kaynak da tek kaynağa ulaşıyor. Bazı ideolojiler işin içine çomak soktuğu için iyi niyetli insanların kafaları karıştırılmış. Alevilik bir kaynaktan farklı şekillerde beslenmektir. İran Şia'sından çok Ehli Sünnet'e Hanefi İslam kültürüne daha yakındır. Bir Alevi namaz kılıp oruç tuttuğunda, Hanefi fıkhını esas alır. 'Zorunlu din dersleri kaldırılsın' diyenlere karşı 'Alevi Bektaşi İslam kültürü, din kültürü ve ahlak bilgisi kitaplarında yer alsın' diyen tek kişi benim.
ZAMAN