Hrant Dink cinayeti soruşturmasında iddianame tamamlandı
Hrant Dink'in öldürülmesi ile ilgili kamu görevlilerine yönelik olarak yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan 160 sayfalık iddianamede 26 şüpheliye yöneltilen suçlamalar tek tek sıralandı
Serdar KULAKSIZ-İSTANBUL
İddianamede, Ramazan Akyürek'in Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü görevini yürüttüğü sırada Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'na imzasıyla gönderdiği 17 Şubat 2006 tarihli yazı ve ekindeki F-4 raporunda Hrant Dink'in ne pahasına olursa olsun Yasin Hayal tarafından öldürüleceği bilgisine sahip olmasına rağmen açık ve yakın tahlike altında bulunan Dink'in yaşam hakkına korumak için kanundan kaynaklanan yükümlülüğüne yerine getirmediği, Dink cinayetini işleyecek gruba operasyonel faaliyet yaptırmadığı öne sürüldü.
TUNCEL'İN YARDIMCI İSTİHBARAT ELEMANLIĞINDA ÇIKARILMASINA ONAY VERDİ
İddianamede, İstinbarat Daire Başkanlığı'na atandıktan sonra Dink cinayeti tasarısı konusunda Erhan Tuncel'in Trabzon'da tek yardımcı istihbarat elemanı olmasına rağmen Dink cinayetinden 3 ay kadar önce yardımcı istihbarat elemanlığından çıkarılmasına istihbarat daire Başkanı olması sıfatıyla onay verdiği belirtildi.
YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRMEDİ
İddianamede, Ramazan Akyürek'in, İstihbarat Daire Başkanlığı'nın Hakem görevini yürüterek Trabzon'a eylemi tasarlayan grubun yakalanması için operasyon yaptırması, İstanbul'a da Hrant Dink'in korunması için bilgi vermesi gerekirken her iki yükümlülüğünü de yerine getirmediği, kaydedildi.
BİR ŞEY BİLMİYORUM
İddianamede, Akyürek'in Hrant Dink cinayetine ilişkin bilgileri teyit etmesine rağmen aynı gün geldiği İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki görevlilerine ve Celalettin Cerrah'a "Bir şey bilmiyorum" dediği ifade edildi.
DİNK SORGU SAYFASINI KAPATTIRDI
İddianamede, Dink cinayeti tasarısı ile ilgili F/4 raporuna yansıyan bilgileri İstanbul Emniyeti ile paylaşmadığı, İstihbarat Daire Başkanlığı'na ait İDP Proğramında Yasin Hayal tarafından Dink'e karşı eylem yapılacağı bilgisini içeren Dink sorgu sayfasını kapattırdığı öne sürüldü.
BELGE YOK EDİLDİ
Akyürek'in, Hrant Dink cinayetinin faillerinin bulunması, cinayetin çözümü noktasında çok önemli talepleri içeren 16 Şubat 2008 tarihli elden teslim alınan belgeyi İstihbarat Daire Başkanlığı kayıtlarında yok ettiği öne sürüldü. İddianamede, İstihbarat Daire Başkanlığı kayıtlarında yok edilen bu belgenin bir suretinin soruşturma kapsamında Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü arşivinde bulunduğu ifade edildi.
BİRLİKTE HAREKET ETTİ
İddianamede, Hrant Dink cinayetindeki sorumluluklarını örtmek, cinayetin sorumluluğunu İstanbul Emniyet Müdürlüğünün üzerine yıkarak Fethullah Gülen grubunun İstanbul Emniyeti içindeki yapılanmalarını sağlayarak planlanan Ergenekon ve devamı operasyonları başlatabilmek için Mülkiye Başmüfettişi şüpheli Şükrü Yıldız ile birlikte hareket ettiği öne sürülüyor. İddianamede, Ramazan Akyürek'in, bilirkişiye cinayetin çözümü konusunda istenen Erhan Tuncel ile yapılan buluşmalara konu F/3 ve F/4 raporlarını, log kayıtlarını vermediği de iddia edildi.
O TARİHTE İSTİHBARAT DAİRE BAŞKANIYDI
İddianamede, "Hrant DİNK cinayetinden 9 gün önce Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğüne ait bütün resmi yazışma ve medya dosyalarını içeren sunucunun arıza formu düzenlenerek İstihbarat Daire Başkanlığına gönderildiği ve sonucunun delilleri yok etmek amacıyla imha edildiği tarihte İstihbarat Daire Başkanıdır" denildi.
ALİ FUAT YILMAZER
İddianamenin Ali Fuat Yılmazer ile ilgili bölümde yapılan tespitlerde Yasin Hayal ve grubu tarafından geliştirilen Hrant DİNK cinayeti tasarısına ilişkin kesin öldürme kastına dair bilgi ve yapılan hazırlıkları da içeren 3 adet F/4 gizli haber raporlarının İstihbarat Daire Başkanı ve İstihbarat Daire Başkan Yardımcılarından gizlendiği öne sürüldü. İddianamede bu şekilde 08 Şubat 2002 tarihli "Hedef şahıslar koruma uygulama emrinin" uygulanması ve Koruma Daire Başkanlığı'nca Hrant Dink'in koruma altına alınması engellendiği öne sürüldü.
HAZIRLIK SORUŞTURMALARI YAPILDI
İddianamede, 2006 yılı Haziran ayında şüpheli Ali Fuat Yılmazer'in talimatıyla C Şube Müdürlüğü, C-2 Büro içinde oluşturulan gizli, 2012 yılına kadar mevzuat dışı çalışan, komiser ve komiser yardımcılarının görevlendirildiği, polis memurlarının girmesinin yasak olduğu, yalıtılmış C-5 Bürosunda Ergenekon operasyonlarının hazırlık ve planlarının yapıldığı, bu büroda ayrıca Hrant Dink, Malatya Zirve, Rahip Santora cinayeti ve Balyoz soruşturmaları ile ilgili çalışmaların yapıldığı ifade edildi.
DİRENDİLER
İddianamede, Fethullahçı Silahlı Terör Örgütünce yapılması planlanan Ergenekon Operasyonlarının önünde engel olarak görülen, Ergenekon operasyonlarının merkezi olarak düşünülen İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne Ali Fuat Yılmazer'in atanmasını sağlamak için İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in Hrant Dink cinayetinden 6 gün önce Ankara'ya istihbarat Daire Başkanlığı'na çağırılarak kendisinden İstanbul'u terk etmesinin istendiği, Ahmet İlhan Güler ve ve Celalettin Cerrah'ın direnmesi nedeniyle amacın bu aşamada gerçekleşemediği anlaşıldığı öne sürüldü.
İSTANBUL'DA YAPILANMA AMAÇLARI GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Hrant DİNK cinayetinden 10 gün kadar sonra, Ahmet İlhan Güler'in Hrant Dink cinayetinin önlenmesi konusunda kusurlu ve sorumlu bulunarak yürütülen idari soruşturma sırasında Mülkiye Müfettişlerinin talebi üzerine açığa alındığı belirtilerek "Yaklaşık 1 ay kadar sonra şüpheli Ali Fuat Yılmazer'in İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne ataması yapılarak Fethullah Gülen cemaati olarak adlandırılan grubun İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde yapılanması amacı gerçekleştirilmiştir" denildi.
ŞAHSİ VE MEKANSAL KORUMA SAĞLAMAMIŞ
İddianamede, şüpheli Ali Fuat Yılmazer'in, Hrant Dink cinayeti tasarısı ile ilgili olarak Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nden gönderilerek kendisine sunulan F/4 raporları içeriklerinden Hrant Dink cinayeti öncesi bu cinayeti işleyecek kişilerin bilinmesine rağmen açık ve yakın tehlike altına bulunan Hrant Dink'in korunması gerekirken, görevi gereği cinayeti önleme, cinayet hazırlığı yapan örgüte hakem rolü oynayarak operasyon yaptırma, bu grubu etkisiz hale getirme ve Hrant Dink'i kanundan kaynaklanan koruma yükümlülüğüne aykırı hareket ederek Emniyet içindeki bir yapılanmanın gerçekleştirilmesi için Hrant Dink'e şahsi ve mekansal koruma sağlamamıştır" denildi.
RESMİ KAYITLARA GEÇİRİLMESİ ENGELLENDİ
Erhan Tuncel'in Yardımcı İstihbarat Elemanlığına 23/11/2006 Tarihinde İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek tarafından son verilmesine rağmen, bu husus kendisine tebliğ edilmeyerek, Hrant Dink cinayeti tasarısı ile ilgili bilgi akışının kesilmesinin önüne geçildiği, ancak elde edilen yeni bilgilerin F/4 raporlarına dönüştürülmesi ve resmi kayıtlara geçirilmesinin de bu şekilde engellendiği,
ENGİN DİNÇ
İddianamede, Hrant Dink'in İstanbul da ikamet etmesi nedeniyle, 17 Şubat 2006 tarih ve 027246 sayılı Engin Dinç imzalı yazı ile, gereği için İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü de bilgilendirildiği belirtildi. İddianamede, "Ancak şüpheli Engin Dinç imzası ile İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğüne gönderilen 17 Şubat 2006 tarih ve 027246 sayılı yazıda, 09 nolu F/4 raporundaki kesin öldürme bilgisi ve bu konuda Yasin Hayal tarafından yapılan hazırlıklara yer verilmeyerek, Yasin Hayal'in Hrant Dink'e karşı ses getirecek eylem yapmayı planladığı, yanında kalacağı Osman Hayal'in adresi ve bağlantılı telefon numarasına yer verilerek tahkikata dönük talep iletilmiştir" denildi.
DİNK'İN YAŞAM HAKKI KORUNMAMIŞTIR
İddianamede, Dinç ile ilgili olarak "Hrant Dink'e yönelik tehdit atmosferinden haberdar olduğu, Hrant Dink' in,Yasin Hayal grubunca öldürüleceğine dair kesin istihbari bilgiye sahip olduğu halde, cinayet tasarısına ilişkin bilgilerin bir kısmını devletin ilgili birimlerinin yanlızca bir kısmına aktarmış, cinayet tasarısındaki gelişmelerin ve değişikliklerin tümünü kayıt altına almamış, Hrant Dink cinayetini tasarlayan örgüte elinde yeterli delil ve kamu gücü bulunmasına rağmen operasyon yaptırmamıştır" denildi.
Şüpheli Engin Dinç'in,Hrant Dink cinayeti öncesi bu cinayeti işleyecek kişileri bilmesine rağmen açık ve yakın tehlike altında bulunan Hrant Dink'in yaşam hakkı korunmadığı öne sürüldü.
Şüpheli Engin Dinç, görevi gereği cinayet hazırlığı yapan suç örgütüne operasyon yaptırmadığı öne sürülen iddianamede, "Hrant Dink'i kanundan kaynaklanan koruma yükümlülüğüne aykırı hareket ederek kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçunu ve görevi kötüye kullanma suçlarını işlediği anlaşılmıştır" denildi.
REŞAT ALTAY
Hrant Dink cinayetine dair tasarının yapıldığı tarihlerde ve Hrant Dink cinayetinin işlendiği tarihte Reşat Altay'ın Trabzon İl Emniyet Müdürü olarak görev yaptığı belirtilerek "Hrant Dink cinayeti tasarısına dair hayatı öneme haiz tetikçi Ogün ismi gibi detay bilgileri içeren 12 Eylül 2006 tarih ve 11 nolu F/4 haber raporunu 14 Eylül 2006 tarihli yazı ekinde yer alan F/3 raporunda düzenlendiğine dair bilgi bulunmasına rağmen 14 Eylül 2006 tarihli yazı ekinde İstihbarat Daire Başkanlığına göndermeyen, bu bilgiyi soruşturma makamlarından gizleyen, 11 nolu F/4 haber raporunun yok edilmesinde iştirakı bulunan şüpheli Reşat Altay'ın kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, resmi belgenin yok edilmesi ve gizlenmesi ile görevi kötüye kullanma suçlarını işlediği anlaşılmıştır" denildi.
SABRİ UZUN
İddianamede, Sabri Uzun ile ilgili olarak ise "Yasin Hayal tarafından Hrant Dink’in öldürüleceğine dair istihbarattan bağımsız olarak da Hrant Dink’in 2004 yılından itibaren hedefe alınması, Hrant Dink’e yönelik yapılan eylemler, açılan davalar, Hrant Dink’in ölüm tehditleri alması, Hrant Dink’e yönelik-özellikle Hrant Dink hakkında “Türklüğe hakaret” suçlaması ile 07/10/2006 tarihinde hüküm kurulması ve 05 Şubat 2006 tarihinde Santoro’nun öldürülmesi de dikkate alınarak - tedbir alınması için EGM İstihbarat Daire Başkan görevinde olan ve Daire Başkanı olarak geniş yetkileri olan Sabri Uzun'un harekete geçmesi ve Hrant Dink'in korunmasına dair işlemler yapması gerekli iken Sabri Uzun tarafından bu işlemlerin yapılması için gerekli uyarı ve talimatlar verilmemiş, herhangi bir işlem yapılmamıştır" denildi.
İddianamede, Hrant Dink cinayetine dair tasarının yapıldığı tarihlerde ve Hrant Dink cinayetinin işlendiği tarihte İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yapan, F/4 gizli haber raporlarını inceleme gereği duymayan Sabri Uzun'un, "görevin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek kişilerin mağduriyetine sebep olmasın nedeniyle görevi kötüye kullanma suçunu işlediği anlaşılmıştır" denildi.
AHMET İLHAN GÜLER
İstanbul İstihbarat Şube Müdürü olan şüpheli Ahmet İlhan GÜLER'in yürütmüş olduğu kamu görevi ve konumu itibariyle Hrant DİNK in yaşamına dönük açık ve yakın tehlike altında olduğunu bilmemesinin mümkün olmadığı belirtilen iddianamede, Yasin Hayal'in eylemi gerçekleştirme potansiyelini bilmesine rağmen Hrant Dink'in yaşam hakkının korunmasına yönelik koruma tedbirlerinin alınması için Koruma Şube Müdürlüğüne yazı göndermediği öne sürüldü.
İddianamede Ahmet İlhan Güler ile ilgili şuna yer verildi: "Ancak benzer nitelikteki bir istihbari bilgide İstanbul İstihbarat Şube Müdürü olan Ahmet İlhan Güler'in kendi imzası ile, 30/01/2007 tarih ve B.05.1.EGM.4.3400.06.03 1-300-0001(1701) - 16987 sayılı içeriğinde " ..... Mehmet ...... Yönelik, PKK/KONGRA-GEL Terör örgütü mensuplarınca suikast türü eylem düzenlemek amacıyla istihbarat çalışması yapıldığı şeklinde istihbari bilgiler elde edilmiştir. " bulunan yazıyı gereği için gerekli koruma tedbirlerinin alınması amacıyla TEM Şube Müdürlüğüne ve Koruma Şube Müdürlüğüne gönderdiği" denildi.
ÖN GÖRMEMİŞ OLMASI MÜMKÜN DEĞİL
İddianamede, 18-19 yıl Türkiye nin çeşitli yerlerinde İstihbarat Şube Müdürlüğü veya daha alt kademe İstihbarat Birimlerinde görev yapan tecrübeli bir istihbaratçı olan şüpheli Ahmet İlhan Güler'in, Hrant Dink'in yaşam hakkına yönelik açık ve yakın bir tehlike altında bulunduğunu ön görmemiş olması mümkün olmadığı iddia edildi.
İddianamede, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğünden gereği için İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğüne gönderilen 17 Şubat 2006 tarih ve 027248 sayılı yazıyı ve Yasin Hayal tarafından Hrant Dink'e karşı ses getirecek eylem bilgisini İl Emniyet Müdürlüğüne hitaben yazılmadığı gerekçesiyle İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'dan gizleyen şüpheli Ahmet İlhan Güler'in eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu aştığı öne sürüldü. İddianamede, suç tarihinde İstanbul İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yapan şüpheli Ahmet İlhan Güler'in, ölen Hrant Dink'in yaşam hakkını korumayarak kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçunu ve görevi kötüye kullanma suçunu işlediği anlaşılmıştır" denildi.
CELALETTİN CERRAH
İddianamede, Hrant Dink'i ölüme götüren süreçte İstanbul İl Emniyet Müdürü olarak görev yapan şüpheli Celalettin Cerrah'ın, Hrant Dink'in yaşamına yönelik açık ve yakın tehlike altında olduğunu yürütmekte olduğu kamu görevi, yetki ve konumu gereğince bilmemesinin mümkün olmadığı vurgulandı. İddianamede Cerrah ile ilgili olarak şu yoruma yer verildi. "Hrant Dink'in korunmasına dönük işlemleri koruma kuruluna götürmeyip var olan yetkisini kullanmayarak görevi kötüye kullanma suçunu işlediği anlaşılmıştır"