Enerji Bakanı Taner Yıldız Habertürk'te

(Bülent Arınç AK Parti için ne ifade ediyor sorusuna) Tabii ki Bülent abidir. Şahsi açıklamaları olduğunun altını çizmek lazım. Kurumsal bir görüş olmadığını kendisi de ifade etti.

'CUMHURBAŞKANI BEYNİNİ ASKIYA ALMADI'

Sayın Cumhurbaşkanımız çok fazla emek verdi. Konumunun farklı olması onu bu davadan uzaklaştırmıyor. Yanlış yorumlanan bir husus var. Cumhurbaşkanımız Ak Parti Genel Başkanlığı yapmış birisidir. 10 Ağustos'tan sonra zihnini, beynini bir yere askıya almadı. Biz onun geçmişini bir kenara bırakamayız, kendisi de bırakamaz.

Parti menfaatleriyle çözümün menfaatleri çelişiyorsa ülkemiz adına bunu tercih ederiz dedi. Kürt kardeşlerimizin bir kısım sorunlarını dile getirmiş olması Kürt sorunu gibi tercüme edilmemeli.

Hakan Fidan'ın devlete bakan bir yüzü vardır. MİT'in bir devlet yanı bir yandan da hükümetin en önemli yapı taşlarından biridir. Son üç gün içinde sevinmeye çalışanların profiline bakınca aslında bir işin nasıl yapılacağını değil nasıl yapılmayacağını tarif edenlerdir. Varsa ortaya koyacakları değer kendi partileri içinde ortaya koymalılar.

'ÜSLUP FARKI OLABİLİR, AYRILIK YOK'

Bu insanlar arasında acaba bir ayrılık var mı diye sürekli fırsat kollayanlara buradan ekmek çıkmaz diyorum. Konunun zor olması bununla alakalı üslup farklılıklarını ortaya çıkarabilir.

Çözüm sürecinin başarıya ulaşması için bütün detaylar çalışıldı. Sayın Başbakan ile Cumhurbaşkanı arasında bu titizlikten kaynaklı görüş ayrılıkları olacak.

'GEÇİŞ DÖNEMİNDEYİZ'

Kriz demek yanlış olur geçiş dönemindeyiz. AK Parti seçim beyannamesinde bunu en güçlü şekilde yazıyor. Bizim şu anki Genel Başkanımız, Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu'yla yürüttüğümüz süreç kurumsal hafızadan sıyrılmış bir süreç değil. Seçim beyannamemizde başkanlık sistemiyle ilgili çok net ifadeler kullanıyoruz.

'KRİZ NOKTASIYMIŞ GİBİ SUNMAK ÜZERİNE ATLAMAKTIR'

Oluşturulmaya çalışılan algı gerçeklerin çok ötesinde yaşatılmaya başlandı. Algı şu, acaba sıkıntı çıkarmı? Çıkmaz, vatandaşımız bunu istemiyor. Muhalefet partilerini kendi doğrularını ortaya koymaya davet ediyorum. Kriz noktasıymış gibi sunmaya çalışmak üzerine atlamaktır.

(7 Haziran seçimleri) Sayın Cumhurbaşkanımızın görev tanımlaması açık. Altını kalın çizgilerle çizmemiz gerek genel başkanımız, başbakanımız ve cari bir hükümet var. Ak Parti hükümetimizle ve Ak Parti listesiyle seçime gidiyoruz. Cumhurbaşkanımız istikrar adına 400 milletvekili hedefi koydu.

Hiçbir oy cepte değil, vatandaş kendisine hizmet edene tercihini kullanır. Kimse kimsenin kara kaşına kara gözüne oy vermez. Doğru yaptığınız kadar güçlenirsiniz. Şirketler için böyle hükümetler için de böyle. Hedefimiz her 3 seçmenden 2'sinin "Ak Parti" dediği ortama gelmek.

Bu ülkenin yarısı Ak Parti'ye oy verdi, diğer yarısı vermedi. Oy vermeyenlere karşı saygısız bir ifademiz oldu mu şimdiye kadar?

'KENDİSİ İÇİN BAŞKANLIK SİSTEMİNDEN BAHSETMİYOR'

(Başkanlık sistemini seçmene nasıl anlatacaksınız?) Açık açık anlatacağız. Ne kurguladığımızı başkanlık sistemiyle neler getireceğimizi tek tek anlatacağız. 'Nerede bu devlet' diye bir başlık vardı. Şimdi şikayet diye sunulan şu, 'Devlet çok yanımızde değil mi?' diye. Hayır değil... İkisinin ahengini vatandaşımıza anlatacağız. Ceberrut bir devlet anlayışını yaşadığımız bütün o algıların şefkatli bir yapıya dönüştüğünü başkanlık sistemiyle daha iyi göreceğiz. Cumhurbaşkanımız başkanlık derken kendisinin başkan olduğu bir başkanlık sisteminden bahsetmiyor.

'ANKETLERE GÖRE HDP BARAJI AŞAMAYACAK'

Ben CHP'nin seçimlerde yeni bir şey ortaya koyabileceğini sanmıyorum. MHP'nin de bir kısım konuları zaman zaman istismar ettiğini gördük şehitlerimizle alakalı. O yüzden çözüm süreci Türkiye'de partiler üzerindedir. Çözüm süreci başarıya ulaşşın menfaatlerimizin gerisinde kalabiliriz. Çünkü çözüm süreci kendimizden daha önemlidir.

Cumhurbaşkanlığından kayıtsızlık beklemek hükümeti anlamamak demektir. Cumhurbaşkanlığında öncelikle krizin düzeltilmesini belirtmek isterim.

HDP şu anki anketlere göre barajı aşamayaacak CHP'nin de ciddi bir sıçrama yapacağını düşünmüyorum.

"CİDDİYE BİLE ALMAK DOĞRU DEĞİL"

(Abdullah Gül tarafından kurulacak partide Ali Babacan ve Mehmet Şimşek gibi isimlerle birlikte görev alacağı iddiaları) Lüzumsuz sorunun gereksiz cevabı olmaz. Her aklına esene cevap vermemiz doğru değil. Bugünlerde herhangi bir gerekçeyle AK Parti içinde ayrılık noktası oluşturmaya müsaade etmeyeceğiz. Bu tür fitne cümlelerini şiddetle reddediyorum ve ciddiye almak bile doğru değil.