Gişelerde en başarılı 10 Tom Cruise filmi
Serinin yedinci filmi 'Mission: Impossible - Ölümcül Hesaplaşma Birinci Bölüm'ün (Mission: Impossible - Dead Reckoning Part One) gösterimde olduğu günlerde Boxoffice Mojo'daki verilere göre Tom Cruise'un gişelerde en başarılı 10 filmini sıraladık. Habertürk film eleştirmeni Mehmet Açar'ın yazısı.
- 7
4. GÖREVİMİZ TEHLİKE 5 (2015)
(Mission: Impossible – Rogue Nation)
Hunt, CIA’nın emir komuta zincirine bir kez daha karşı çıkarak Sendika adlı gizli örgütün peşine düşüyor. Alec Baldwin’in oynadığı CIA yöneticisi Alan Hunley, Sendika adlı örgütün Hunt’ın uydurması olduğunu düşünüyor ve Hunt’ın da yer aldığı IMF birimini tasfiye ediyor. Filmin en sağlam yanı aksiyon ve olay örgüsü. Yönetmen McQuarrie, hareketli sahneleri peş peşe sıralamayı, tempoyu yüksek tutmayı ve aksiyonla öyküyü entegre etmeyi ustalıkla çözüyor. Tom Cruise’un dublör kullanmadan oynadığı açılıştaki uçak sahnesi gerçekçi ve hoş ama ben filmde en çok Viyana’daki opera sahnesini beğendim. Puccini’nin “Turandot” operasının açılışı sırasında salon, sahne, kulis, ışık odası, localar ve lobide olup bitenleri harika bir kurguyla birleştiren akılda kalıcı bir suikast sahnesi bu... McQuarrie, serinin alametifarikalarından biri olan “soygun sahnesi”nde de yazar ve yönetmen olarak yine parlak bir iş çıkarıyor.
Toplam hasılat: $682,716,636 - 8
3. GÖREVİMİZ TEHLİKE 4 – HAYALET PROTOKOL (2011)
(Mission: Impossible – Ghost Protocol)
Filmin birbirine akıcı biçimde bağlanan bölümlerinin tümü farklı görsel özelliklere sahip. Mesela, Ethan Hunt'ın bir Rus hapishanesinden kaçırılmasını anlatan sekans, kargaşanın hüküm sürdüğü, yakın plan dövüş sahneleriyle dolu. Kremlin'deki operasyon bölümü ise mizahla gerilimin iç içe geçtiği harika bir sahne. Film boyunca, aksiyon ve çatışma, bilgisayar oyunları tarzında peş peşe dizilmiyor. Dubai'deki otel sahnesinde görüleceği üzere önce heyecan ve gerilim inşa ediliyor, ardından hareket ile çatışma geliyor. Aralara yerleştirilen takip ve kovalamaca sahneleri ise farklı özellikleriyle birbirlerinden ayrılıyorlar. Film, Ethan Hunt'ın Dubai'deki gökdelene tırmandığı, sonra serbest düşüşle indiği sahneyle öne çıkıyor ki buradaki teknik işçiliğe şapka çıkartmak gerekiyor. Brandt'in (Jeremy Renner) Hindistan'da mıknatıslı bir ortamda oradan oraya savrulduğu sahnenin ya da “akıllı otopark”taki kovalamacanın da hakkını yemeyelim. Yönetmen Brad Bird, aksiyonun hakkını vermekle kalmıyor, seriye taze bir mizah duygusu da ekliyor.
Toplam hasılat: $694,713,380 - 9
2. GÖREVİMİZ TEHLİKE – YANSIMALAR (2018)
(Mission: Impossible - Fallout)
Ethan Hunt, filmde sadece kötülerle değil masum insanların hayatını önemsemeyen istihbarat örgütlerinin zihniyetiyle de savaşıyor. “Yansımalar” serinin ilk filmden beri sürüp giden temel fikrine yeniden dönüyor: Dünyayı gizli servisler, derin devlet operasyonları ya da karanlık güç stratejileri değil, Ethan Hunt gibi otoriteye karşı çıkmasını ve gerektiğinde bağımsız hareket etmesini bilen insanlar kurtarır... İşte bu yüzden, devlet otoritesine karşı bireyi savunan, politik bir alt metni var filmin. İşin aksiyon kısmı ise mükemmel. Helikopter takibi çekimleri mesela... Dört sahneden oluşan ve filmin son bölümüne damgasını vuran çok uzun bir sekans bu… Özellikle iki helikopterin dağa düşmesiyle başlayan sahne, sıkı bir gerilim vaat ediyor. Ama Paris’te geçen ve peş peşe gelen o nefes kesici takip sahneleri öylesine iyi ki filmdeki diğer her şey biraz gölgede kalıyor. Tom Cruise’un çekimler sırasında sağ bacağını sakatladığı Londra’daki atlamalı, koşmalı takip sahnesi de serinin en iyi çekimlerinden...
Toplam hasılat: $791,657,398 -
- 10
1. TOP GUN: MAVERICK (2022)
Yönetmen Joseph Kosinski, ‘Neden yeni bir Top Gun filmi çekmeliyiz?’ sorusunun yanıtını merak eden Tom Cruise’a yaptığı ilk sunumda, hedefini ‘Her şey gerçek olacak, bilgisayardan çıkma görüntüler kullanmayacağız’ diye özetler. Risk içeren sahnelerde dublör kullanmayı sevmeyen, çekimlerde kendini zorlamaktan hoşlanan ve aksiyon türünde gerçekçilik duygusunu önemseyen Tom Cruise’u ikna eden bir yaklaşımdır bu… Sonuçta, yapımcılar ve yönetmen Kosinsski’nin başlangıçta koydukları hedefe ulaştıkları ve teknik anlamda gelmiş geçmiş en iyi havacılık filmini çektikleri kesin. Hikayesine baktığımızda ise ilk filmin formülünün dışına çıkılmıyor. Maverick karakterinde değişen bir şey yok: Her şeyiyle tam bir Amerikan kahramanı. Otoriteyle arası iyi değil ve görev için canını ortaya koymaktan çekinmeyen korkusuz biri. Filmin ana fikrini de ‘Önemli olan uçağın sahip olduğu teknoloji değil; onu uçuran pilot, yani insandır’ diye özetlemek mümkün.
Toplam hasılat: $1,495,696, 292