Fatih Altaylı: "Galatasaray'ın gruptan çıkması çok zor"

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Bloomberg HT'de yayınlanan ve Fatih Kuşçu'nun moderatörlüğünü yaptığı Spor Saati programında önemli açıklamalarda bulundu.

Fatih Altaylı, Formula 1 İtalya Grand Prix'inde Mercedes / Ferrari çekişmesiyle ilgili, "Paranın olduğu yerde pek adalet bekleyemiyorsunuz. Formula 1'in başlangıcında otomobil seven centilmenlerin yarıştığı bir işti bu. 70'lerin sonunda profesyonelleşti. Senna'dan sonra bu iş başka bir yere geldi. Tehlikesi de azaldı. Eskisi gibi ölümüne yarışlar olmuyor. Keyifli bir organizasyon. Otomobilin gelişimine çok katkısı olan bir iş. Hala seviyoruz ama eski tadı yok." dedi.

Altaylı, Kapadokya Bisiklet Festivali hakkında, "Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu artık dünyanın en önemli turlarından bir tanesi. Gerçi takviminde sürekli oynama yaptıkları için zaman zaman problem çıkmıyor değil. Kapadokya turunu açıkçası anlamadım. O sıcakta pek makul gelmedi açıkçası. Kapadokya turizm açısından dikkat çekmek istiyor olabilir ama katılan takımlara da baktığınız zaman pek parlak değil" diye konuştu.

"GALATASARAY'IN BU KADAR KÖTÜ OLMAK İÇİN ÇABA GÖSTERMESİ GEREKİYOR"

Fatih Altaylı, Galatasaray'ın Trabzonspor'a 4-0 yenildiği maçı şöyle değerlendirdi:

"Maçın herhalde 15. dakikasında bizim Galatasaraylı gruba, '5 olur' diye yazdım. 6-7 bile olabilirdi, Trabzonspor frene bastı. Tarihi bir skor olabilirdi. Galatasaray başında sonuna hatalıydı. Kadro hatalı, taktik hatalı, oyuncular zaten rezalet. Üzerine fazla konuşacak bir şey yok. Maçtan sonra Belhanda'nın hangi suratla takım otobüsüne bindiğini, bir sonraki antrenmana hangi yüzle gittiğini merak ediyorum. Bu Maicon biliyorsun Al Hilal'e satılıyordu. Geçen sene çok kritik maçlarda oynatılmadı. Bu maçta niye oynatıldı? Merak ediyorum. Stoper ihtiyacı varken stoper alınmadığını gördük. Bu takımın forvet ihtiyacı var derken, üstelik Gomis hala takımdayken... Gomis gittikten sonra bir forvet olmamasını gördük. Elbette santrforsuz oynayabilir takım ama o zaman ona göre diziliş olur. Böyle bir şey yok.

İlk yarıdaki futbola bakarsak Belhanda'nın kırmızısı oyunu etkilemez. Ama Galatasaray'ın 2. yarıları nasıl oynadığını, bir önceki maça bakarsak muhakkak etkiler. 60-65 dakika 1 kişi oynamak... Erken geriye düşünce Galatasaray gibi takımların dönüş şansı var her zaman. Trabzonspor'a karşı son yıllarda genelde başarısısız zaten. Son 3 senede 5 mağlubiyet var. Galatasaray oynayabileceği futbolun çok gerisinde oynadı. Aylardır futbol oynamayan Ahmet Çalık oynuyor. Bir felaket. Ondan daha felaket olan Maicon. Ceza alanı içerisinde neredeyse 2 metrelik bir yarma santrforun 5 çalım atıp golü atması akıl alır gibi değil. Halı sahada bile yaptırmazlar. O defansta Maicon değil ben olsam belki penaltı yaptırabilirim ama golü attırmam. Bir takımın bu kadar kötü olmak için özel çaba göstermesi lazım. Galatasaraylı futbolcular belli ki özel bir çaba göstermişler.

"RODALLEGA'YA KIRMIZI KART GÖSTERİLMELİYDİ"

6-0'lık maçın ilk yarısı felaketti. İlk yarısı Trabzonspor maçından çok farklı değildi. 1-0 önde kapattılar ama Alanya'nın gelesi yoktu Galatasaray'ın üstüne. Bu maç geçen seneki Sivas maçının aynısı. Büyük oranda teknik hatalar var. Yanlış kadro, yanlış taktik, duruma erken el koyamama... Tabii hakemden de bahsetmeden geçemeyeceğim. Benim çok beğendiğim bir hakemdi. Belhanda'ya gösterdiği kırmızı kartın kırmızı kart olduğuna dair en ufak bir şüphem yok. Sabahtan akşama kadar kırmızı karttır. Fakat aynı hareketi, futbolcunun sakatlanmaya daha yatkın yerine, aşil tendonuna aynı hareketi Trabzonspor'un santrforu yaptı. Rodallega aynısını yaptı. Bileğine bastı. Bari ona sarı kart göster be utanmaz adam. Burada da hakemlik rezaleti ortaya çıkıyor. Hakemin standardı yok. İnsan o zaman şöyle düşünüyor... Bu bir bahane değil. Hakemlere 'Galatasaray daha ligin başında puan farkını açmasın' denmiş mi acaba? Denmemiştir, eminim. Ama taraftar gibi şüpheci tiplerin aklına bu gelebilir. Niye? Ona da göster kardeşim. En azından sarı kart göster. Bu da hakemlik değil. Geçen senenin en iyi hakemi. Burada her maçtan sonra ben methettim. 'Bu çocuk çok kötüydü ama bu sene çok iyi' dedim. Bu maç hakikaten utanç verici. Belhanda'ya gösterdiği kart yüzde 100 doğru, öbürüne gösteremediği yüzde 100 yanlış. Bari sarı göster, kırmızıdan geçtim.

"BU PARAYA GALATASARAY'A YAKIŞIR SANTRFOR ALINMASININ İMKANI YOK"

Altaylı, Fatih Terim'in Trabzonspor maçının ardından transferle ilgili sözlerini şöyle yorumladı:

"Şimdi Fatih hocaya hak veriyorum. Şu ana kadarki tavrını kendi kişiliğinden oldukça taviz vermiş olarak görüyorum. Fatih kulübe mümkün olduğunca yardım etmek isteyen bir çaba içerisinde. Bu normal bir Fatih Terim değil. Normalde Fatih Terim kıyameti koparırdı. İçeride ne oluyor bilmiyorum. Galatasaray yönetimiyle bunları konuşacak bir ilişkim yok. Bunları konuşunca burada yorum yapıyoruz, konuşmayınca başka bir noktaya gidiyor. O yüzden uzaktan bakmayı tercih ediyorum.

Galatasaray'ın bu sezon transferde çok doğru işler yaptığı inancında değilim. Ben delirmiş gibi, şunu da alsınlar, bunu da alsınlar diyecek noktada değilim. Taraftar santrfor alınmadı diye kızıyor. Doğru santrfor alınmadı. Santrfor gerekiyordu bu Galatasaray'a. Belki birden fazlası da gerekiyordu. Bugün diyelim ben Galatasaray'ın kasasına cebimden çıkardım 100 milyon dolar verdim. Galatasaray bu parayla transfer yapamaz. Çünkü kriterler belli. Seneye Avrupa'ya katılabilmesi için bu kurallara uyması lazım. Galatasaray'ın kasasında bir santrfor transferine ayırabileceği para miktarı bildiğim kadarıyla 500 bin dolar civarında. Ancak şu olurdu, 1-2 oyuncuyu satabilseydi eğer yüksek fiyatlara. O zaman bir transfer yapabilirdi ama bunun dışında yapabileceği transferin bedeli 500 bin dolar. Bu paraya Galatasaray'a yakışır bir santrfor almanın imkanı yok. Galatasaray şunu da yapabilir. Ben Maicon'u 15 milyon dolar'a bilmem kime sattım. Böyle yapanlar var dünyada. Atıyorum Tarık Çamdal'ı Kore'nin bilmem ne takımına 22 milyon euro'ya sattık. Sattık mı, satmadık mı, bu 22 milyon nereden geldi, Kore takımının hesaplarına baksak o para bir yerden girdi çıktı mı? Galatasaray böyle şeyler yapabilen bir takım, bir camia değil. Bu paraları verebilecek yöneticileri de yok zaten. Verse niye versin? Bir de Galatasaray'ın böyle bir alışkanlığı da yok bildiğim kadarıyla. O yüzden de bütçesi kısıtlı. Keşke yönetim futbolcuları satabilseydi. Senin satmak zorunda olduğunu bildiklerinde de rakipler sana para vermiyor. Senin paraya ihtiyacın olduğunu biliyor, icradan mal alır gibi alıyorlar. Transferde Galatasaray yine bir şeyler yaptı. Geçen sene 16 milyona sattığı Ndiaye'yi 1 milyona kiraladı. Büyük avantaj. Ama mesela bu maçta Ndiaye niye yoktu? Oyuna girdiği zaman gördük ki hazır olmadığı yönünde bir iddiada bulunamayız. Hazırmış, oynayabilirmiş. Ndiaye ile niye başlamıyorsun? Serdar Aziz sakat mı değil mi? Niye Ahmet Çalık? Maicon'u yollamaya çalıştın, yollasan kim oynayacak? Şu iyi diyeceğin bir tane adam var mıydı? Mariano iyi miydi? Bir tek Fernando bir şeyler yapmaya çalıştı. Bütün gollerde Maicon'un hatası var ama Nagatomo da iyi değildi. İyi diyebileceğin bir tane futbolcu yoktu. Sivas maçının karbon kopyası, hatalarla dolu bir maçtı.

Trabzonspor'un bu görüntüyü ne kadar sürdürebileceği önemli. Trabzonspor'un çok ciddi mali sorunları olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu paralar verilebilecek mi, oyuncular sezon sonuna kadar performans gösterecek moral-motivasyona sahip olacak mı? Bu maç iyiydi, geçen maç değildi. Ucuza iyi adamlar alınmış ama bu Nwakaeme, kaç maç bu performansı gösterecek? Gösterirse iyi adam. Bu maçtaki futbol, pozitif futbol, iyi futbol. Galatasaray'ı sürklase ettiler. Galatasaray yanlış taktikle de çıksa eksik de çıksa fazla da çıksa... O yüzden Trabzonspor'da bir ışık var ama bu ışık saman alevi midir, yoksa deniz feneri midir göreceğiz."

"BELHANDA'DAN FAYDALANABİLDİĞİN KADAR FAYDALANACAKSIN"

"Bir futbolcuya bir dünya para vermişsin, bundan faydalanabileceğin kadar faydalanacaksın. Sonuna kadar deneyeceksin. Elinde de Belhanda olmazsa oynatırım dediğin kim var yani? Salah mı var da oynatılmıyor. Başının belası yani. Faydalanabileceğin kadar faydalanacaksın. Bu da Fatih Terim'in iş, Abdürrahim Albayrak'ın işi, Mustafa Cengiz'in işi, Yusuf Güney'in işi... Onlar uğraşacak. Yatırıp dövsen Galatasaray'a faydası var mı bu çocuğun?"

Fatih Altaylı, Trabzonspor'un maç sonunda skorborda 'Artık sarmıyor' yazısı yazmasıyla ilgili, "Trabzon Galatasaray'a 4 tane atmış, sevinecek tabii ki, ne yapacak? Sevinmeyecekler mi? Aman çok vakur karşılayın bunu mu diyeceksin? Esas problem burada, Trabzonspor bunu çok normal karşılarsa Galatasaraylı olarak ben o zaman üzülürüm. Elbette ki sevinecekler, ne var bunda?" dedi.

"FENERBAHÇE COCU'YA TAHAMMÜL ETMELİ"

Fenerbahçe'nin Kayserispor'a 3-2 mağlup olmasını değerlendiren Fatih Altaylı, şu sözleri kullandı:

"Bu mağlubiyete geçmeden önce benim bir ricam var. Sen kalkacaksın oradan, gelip benim elimi öpeceksin. Benim burada söylediğim laflardan sonra da bana mail yoluyla, mesaj yoluyla, sosyal medyadan hakaret eden Fenerbahçeliler diyecekler ki; 'Fatih abi, özür diliyoruz, elini öpüyoruz.' Cocu Fenerbahçe'nin başına geleceği zaman, ben ne dedim? Keşke bandını hazırlatsaydık. Bu adam iyi hoca olabilir, hiçbir itirazım yok, PSV'yi bilmem kaç kere şampiyon yapmış olabilir. Ama Türkiye'ye gelen Hollandalı hocalar arasında başarılı olanların sayısı bir elin parmaklarını geçmez, hatta bir parmağı geçmez. Fenerbahçe'ye, Galatasaray'a gelenleri örnek verdim. Dedim ki, Rijkaard Barcelona'dan geldi, Avrupa şampiyonu olarak geldi... Cocu deyince bu kadar heveslenmeyin dedik. Bir kere adamın tarzı ve tipi, Fenerbahçe tarzı ve tipi değil. Burada söyledim. Ne oldu? 8 hafta verdim, 8 değilse 10 dedim. 4. haftadan itibaren herkes, Ersun Yanal demeye başladı. Bu Cocu'nun kötü bir teknik direktör olduğu anlamına gelmez, çok iyi bir teknik direktör olabilir. Tanımıyorum dedim, tanıtır kendini diye küfrettiler bana. Şimdi bizzat tanıştılar. Fenerbahçe bir inat eder, birkaç sezon ekol oluşturmak için uğraşırsa Cocu belki de Fenerbahçe'yi 7 sene üst üste şampiyon yapar, onu bilemem dedim. Geldiğinde olacakları söyledim mi?

Ben olsam tahammül gösteririm. Eğer Cocu'yu iyi bir teknik direktör diye buraya getirdiysen ve Cocu'nun Fenerbahçe'de bir ekol yaratmasını istiyorsan gösterirsin. Örneğin Jupp Derwall, Galatasaray'a geldi. Nereden geldi? Almanya Milli Takımı'nın başından, o zaman dünyanın en büyük teknik direktörlerinden biri olarak. İlk 2 senesinde şampiyon olamadı, 3. senesinde oldu. Arkasından Mustafa Denizli yönetiminde Avrupa'da yarı final oynayan, arkasından oradan gelen gazla Avrupa kupalarına yürüyen bir Galatasaray oldu. Keza Milli Takım'da Piontek geldi, şampiyon oldu mu, büyük başarılar geldi mi? Hayır. Ama arkasından bir ekol oluştu. Fenerbahçe Cocu'ya tahammül ederse eğer bu sezon belki toparlar, belki toparlayamaz, bilemem. Ama bir ekol oluşturacak kadar bir süre burada kalırsa eğer, bunun da garantisi yok tabii, büyük ihtimalle bir başarı elde edebilir. Fenerbahçe'nin mali durumu düzelir, daha iyi transferler yapar, daha iyi takım kurar, gençler biraz daha oturur, bir futbol anlayışını buraya adapte eder, daha iyiye gidebilir. Eğer inanıyorlarsa... Ben hakikaten tanımıyorum. Adını duydum ama nasıl futbol anlayışı var bilmem. İyi bir antrenör olmasa PSV'nin başına getirilmezdi. Kötü bir teknik direktör olsa, Comolli kalkıp buraya getirmezdi. O da sonuçta elinden gelenin iyisini yapmaya çalışan bir adam.

Keza Comolli ile ilgili burada neler dedim, hatırlarsın. Dedim ki, parası bol olan bir takıma scout yapıp oyuncu kazandırmak başka bir şeydir. 100 tane alırsın, iki tanesi tutar, herkes onu hatırlar. Ama iki tane alırsın, ikisi de tutmazsa Fenerbahçe'de tefe koyarlar. Fenerbahçe'nin parası yok. Başkanı açıkladı. 150 tane futbolcu alırsın büyük takımlarda, 20'sini oraya kiraya verirsin, 15'ini altyapında kullanırsın, 5'ini takımında denersin, sonra buradan bir şey çıkar. Fenerbahçe'de böyle bir şansın yok ki.

"MAÇ 5-2, 6-2 OLABİLİRDİ"

Daha ligin başı tabii, şampiyonluk inancımı korumuyorum derse zaten Fenerbahçe'de olmaz. Fenerbahçe'de hatalar da var. Josef-Topal ikilisine büyük tepkiler gösteriliyor. Ben olsam Galatasaray'a alırım Josef'i. İyi oyuncu, kötü oyuncu değil. Sen oyuncuları yanlış yerde oynat, takımı oyuncu karakterine göre oynatma. Sonra da oyuncuyu suçla. Bu Aykut zamanında da böyleydi, Cocu zamanında da böyle. Fenerbahçelilerin istediği oyun türü değil. Bu maçta 3-2 yenildi ya Fenerbahçe, dua etsinler. 5-2, 6-2 olurdu. Rakip Fenerbahçe'yi 6'lık yaparım diye inansaydı... Çok pozisyon var. Fenerbahçe 10 kişilik rakibine doldur-boşalt oynuyorsa... Olacak bir şey değil. Aykut kalsaydı başka bir noktada olabilirdi Fenerbahçe. 3 maç kaybetmeyebilirdi muhtemelen. Fenerbahçe geçen sezon iyi başlamadı değil, ilk yarının ortasına doğru bir çuvalladılar. Fenerbahçe geçen sene dengesiz bir top oynadı, göze hoş gelmeyen bir top oynadı. Fakat bu sene de göze hoş gelen futbol oynamıyor. Şunu anlamıyorum... Cocu'nun oynattığı oyuna göre Giuliano'nun satılmaması lazımdı. Böyle oynayacaksan niye sattın? Mehmet Topal'dan ne istiyorsun kardeşim? Mehmet Topal hala bu takımda iş yapacak oyuncu. Souza'yı niye sattın?"

"VOLKAN DEMİREL, TÜRK FUTBOLUNA BULAŞMIŞ BİR VİRÜS GİBİ DAVRANIYOR"

Fatih Altaylı, Volkan Demirel'in maç sonunda sevinen Kayserispor'la tepki göstermesiyle ilgili şöyle konuştu:

"Fenerbahçe'nin yenilmez olduğu sahasında 3 gol atıp galip gelmişse bir takım, futbolcuların ve taraftarların sevinmekten daha doğal bir hakkı yoktur. Sevinmezlerse Fenerbahçe'ye hakaret olur. Fenerbahçeliler, Galatasaray'ı sahasında yendiğinde sevinmiyorlar mı? Gösteri yapmıyorlar mı? Volkan Demirel'in Ali Sami Yen'de neler yaptığını biliyorum. Sen sevineceksin de seni yenmiş bir mütevazı Anadolu takımı sevinmeyecek mi? Ne istiyorsun? Bu Volkan Demirel, Türk futboluna bulaşmış bir virüs gibi davranıyor. Emre Belözoğlu, Volkan Demirel... Böyle bir takım oyuncular var. Futbolu çirkinleştiren, insanlık dışına çıkartan futbolcular var. Emre'nin Erzurum'da yaptıkları normal mi? Küfür, kıyamet, kavga, dövüş... Ortamı yatıştırmaya gelen Erzurumlu yöneticiye tokat bilmem ne... Bunlara ceza verilmiyor. Gazeteci dövüyorlar, bilmem ne yapıyorlar. Bunlara kimse tek kelime etmiyor. Volkan'ın yaptığı yanına kar mı kalacak kardeşim? Sanane lan, sanane! Ben futbolcu olacağım, Volkan bana gelip gir içeri diyecek... Hadi gelsin, desin bakalım. Neyine güveniyor? O lakabına mı güveniyor? O ne kadar lakabına uygunsa, ben de o kadar uygunum o zaman. Ben de futbolcuyum kardeşim derim orada. Var mı böyle bir şey ya? Futbolcu buna bir şey dese, bu sefer kavga çıkacak. Adamlar efendiymiş de içeri girdiler.

Başkan Ali Koç, girmiş soyunma odasında tebrik etmiş. Soyunma odasına girip tebrik etmiş ama sonra 'ama' diye başlayıp bir şeyler demiş. Ama ilginç bir kelimedir, bir şey söyledikten sonra ama dersen 'ama'dan öncekileri çöpe atarsın. Ali Koç da rakibi çok medeni bir şekilde tebrik ediyor. 'Ama'dan sonra diyor ki 'bu kadar da sevinmeyin.' Çok kibarca söylemiş ama sevinecekler ya, futbolda kazanan sevinir, sevinmeyeceksen niye kazanıyorsun? Bundan rahatsızlık duymak neyin nesi? El hareketi, kol hareketi yapmadıysa... Anti futbol da yok. Güzel güzel kazanmışlar. Taraftarlarıyla hopluyorlar, zıplıyorlar. Bu futbolda kazanmanın gayesi sevinmek. Ne yapacaktı futbolcular? 'Çok özür dileriz, Fenerbahçe'yi yendik, buradan çaktırmadan sıyrılalım mı' diyecekler. Bunu mu bekliyoruz futbolculardan? Sevince niye kızıyoruz? Yeter ki küfür, el-kol olmasın. Efendi gibi sevinmenin kimseye zararı yok. Federasyon da sevinmeyi önleyecek koruyacak önlemleri alsın."

"BU KADAR ÇOK KONUŞAN GALATASARAY BAŞKANINDAN HOŞLANMADIM"

Ali Koç'ın başkanlık sürecini değerlendiren Fatih Altaylı, Fenerbahçe'de Ali Koç'a, Galatasaray'da ise Fatih Terim'e verilen desteği de şu şekilde yorumladı:

"Tribünlere küfür ettirmiyor. Rakiplere karşı centilmenlik dışı bir sözü, tavrı yok. Kendi işleriyle meşgul. Oldukça mütevazı bir görüntü sergiliyor. Basın toplantılarında duruşu, hal ve hareketleri son derece pozitif. Bence iyi bir tavır sergiliyor. Ama rakibe sevinme demesini yadırgadım biraz.

Fenerbahçe'deki tavır gerçekçi. Ali Koç'a karşı müthiş bir teveccüh var. Adamcağızın nasıl bir işin altına girdiğinin farkında herkes. O yüzden de uzunca bir süre desteklerler ama bu takımın sürekli puan kaybetmesi desteği çok hızlı bir şekilde yıpratır. Sonuçta bir yandan da başarı lazım. Ali Koç'u Fenerbahçeliler davranış biçimiyle kalite getirsin diye değil, başarıya götürsün diye istediler. O yüzden de bir kredisi var ama sonsuza kadar sürmez.

Galatasaray'da bu kredi Fatih Terim'de var. Geçen sene takımı şampiyon yaptığı için onun kredisi bir nebze daha fazla. Aynı kredinin ne yazık ki ben yönetim kuruluna karşı olduğunu göremiyorum. Gerek taraftar tarafında gerek camia tarafında. Yönetime tepkinin giderek artma ihtimalinin olduğunu görüyorum. Başkanın çok konuşması bunda negatif etken oluyor. Ben bu kadar konuşan Galatasaray başkanı gördüm de bu kadar çok konuşan Galatasaray başkanından hoşlanmadım. Her mağlubiyet sonrası açıklama yapmasına gerek yok. Ben başkan olsam yapmam böyle bir açıklama. Niye yani? Manchester United yenilip duruyor, başkanları açıklama yapıyor mu? Galatasaray böyle başkanlar çok gördü. Alp Yalman'ın zırt pırt konuştuğunu gördün mü? Faruk Süren konuşur muydu sürekli? Kendi kulübümde başkanların ağız diyaresi şeklinde sürekli olarak konuşmasını açıkçası doğru bulmuyorum."

"CÜNEYT ÇAKIR BELLİ Kİ VAR'A KARŞI!"

Altaylı, Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş'in Bursaspor maçı sonrası açıklamalarını ve maçın hakemi Cüneyt Çakır'ın performansıyla ilgili, "Şenol Güneş'in ne dediğini anlamak çok zor. Şunu anlamak mümkün, Türkiye'nin en kötü hakemi Dünya Kupaları'nda Türkiye'yi temsil eden hakem. Yani belli ki VAR sistemine karşı. VAR'ın gözden düşmesi için çalışan başka hakem de olamaz. Keşke bu çocuk Çin'den gelen teklifi kabul etseydi, keşke Çinlilerin saçını başını yoldurtsaydı. Türkiye'de hakikaten maç yönetecek bir noktada değil. Ofsayt tartışılıyor mesela, orada bir şey söyleyemem. Türkiye'nin en iyi hakem üçlüsü dediğimiz hakemlerden çizgi hakeminin pozisyon aldığı nokta yanlış. Hakemin o durduğu yerden ofsaytı da ofsayt olmadığını da göremezsin. Bu kadar yanlış bir yerde durma hakkına sahip değil. Bu bir hakemlik hatasıdır, kabul etmek mümkün değil. Cüneyt Çakır bileğinin hakkıyla mı orada? Türkiye'de yönettiği maçları seyretseler bir maç verirler mi ya? Adamın dünyada da tartışılmayan maçı yok. Şampiyonlar Ligi'nde bunun kadar tartışmalı maç yöneten bir hakem var mı? Kötü hakem işte. K-ö-t-ü, kötü, kötü! İyi hakemlerimiz de var. Rodallega'nın kartı göstermemesi dışında bir hatası var mıydı? Fenerbahçe maçının hakeminin bir hatası var mıydı? Kırmızı kart biraz ağır ama yanlış değerlendirdi. Kötü niyet başka bir şey. Cüneyt Çakır'ın VAR kullanma biçimi baştan beri sorunlu" dedi.

"GALATASARAY'IN GRUPTAN ÇIKMASI ÇOK ZOR"

Temsilcilerimizin Avrupa kupalarındaki gruplarını değerlendiren Fatih Altaylı şu sözleri kullandı:

"Lokum gibi kura da yiyecek olanda diş yoksa, lokumu yemek bile zordur. Bundan daha iyi bir kura çekilebilir mi, emin değilim. Fatih Terim'e sen kafa göre seç deseler, bunları seçmeye utanırdı. Böyle bir denk getirme kolay kolay olacak şey değil. Ben çok üzüldüm dedim. Biz nasıl olsa bu gruptan çıkamayacağız, bari baba takımlar çıksaydı da onları seyretseydik. Neden? Çıkamaz, çok zor. Galatasaray, Avrupa'da başkadır, bunu kabul ediyorum. Özellikle başında bu seviyelerde iyi futbol oynatan bir teknik direktör var. Ama oynanan futbol diye de bir gerçek var. Trabzonspor maçındaki futbol, Alanyaspor maçının ilk yarısındaki futbol... Alanya maçının ilk yarısını biz Lokomotiv'e, Porto'ya, Schalke'ye oynasak... Avrupa'da iyi kalecin, iyi savunman olacak. Ondan sonra bir şeyler yapabiliyorsun. Galatasaray bu grupta sıfır puan alırsa şaşırmam, 1 puan alırsa hiç şaşırmam, 5 puan alırsa hiç şaşırmam, 9 puan alırsa hiç şaşırmam. Bunların hepsi olabilir. Diğer takımlar da iyi kura çekti. Bütün Türk takımları şanslı kurada."

"LUCESCU'NUN RİSK ALMASINI DOĞRU BULUYORUM"

Fatih Altaylı, Milli Takım Teknik Direktörü Mircea Lucescu'nun tartışılan kadro seçimiyle ilgili, "Lucescu'yu cesaretinden dolayı kutluyorum. Geleceğe yönelik bir şeyler yapacaksa böyle bir milli takım seçmesi ve risk alması kendisi açısından olumlu. Sonuç olarak 70 küsür yaşındaki bir teknik direktör, Türk futbolu adında kendi üzerinden bir risk alıyor. Ben bunu çok doğru buluyorum. Caner Erkin'i sen alır mıydın? Caner'in bir istikrarı var mı? Hasan Ali'nin kötü olsa da bir istikrarı var" dedi.

"KASIMPAŞA HAKEMLER TARAFINDAN DOĞRANMAZSA ÇOK BÜYÜK SÜRPRİZLER YAPABİLİR"

Ligde 4'te 4 yaparak zirveye yerleşen Kasımpaşa'yı değerlendiren Fatih Altaylı şunları söyledi:

"Kasımpaşa son yıllarda iyi futbol oynayan bir takım, bir düzeni olan bir takım. Burada çok söyledik, bu grubun sahibiyle, Kasımpaşa'nın sahibi aynı kişi olduğu için ben burada içimden geçeni söylemekten imtina ediyorum ama Kasımpaşa, Türkiye'nin bütçesi içerisinde en iyi yönetilen takımlarından bir tanesi. Çok iyi oyuncular buluyorlar, çok iyi performans sergiliyorlar. 3 sene önce burada söyledik. Eğer Kasımpaşa'nın o sezon hakemler tarafından 18 puanı çalınmasaydı ligi 2. bitirecekti. Her şey değişmiş olacaktı. Geçen sene keza... Her sene hakemler tarafından doğranan bir takım. Hakemler tarafından doğranmazsa Kasımpaşa bu sene çok büyük sürprizler de yapabilir. Çünkü başında kendini çok iyi bilen bir teknik direktör var, bir de daha önemlisi iyi bir insan olan bir teknik direktör var. Uyumlu, huzurlu bir takım. Birazcık taraftar desteği olsa Kasımpaşa çok farklı bir yerde olur."