Erol Evgin'den bir yılda 50 konser
Erol Evgin, 'Altın Şarkılar' turnesinin İstanbul ayağında Harbiye'de hayranlarıyla buluştu
HT Magazin'den Ebru Ayaz'ın haberine göre, ünlü isimlerin de izlediği konserde Evgin’in ‘Ateşle Oynama’ şarkısında Sıla ile yaptığı düet ayakta alkışlandı. Konserden konsere koşan 70 yaşındaki sanatçı, “Şu ana kadar 20 konser verdim. Yıl sonuna kadar 50 olacak. Benim yaşım için iyi bir performans” dedi.
BİR YILDA 50 KONSER
TÜRK pop müziğinin usta sesi Erol Evgin, dün akşam Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda Sayı Organizasyon ve Gergedan Yapım’ın düzenlediği bir konser verdi. Konser öncesi, kuliste HT Magazin’e konuşan usta sanatçı, “Aşağı yukarı her hafta sonu 2 şehirde, açık hava tiyatrolarında konserler veriyoruz. Bazen hafta ortasında da ekstra dediğimiz kapalı işlerimiz oluyor. Yıl sonuna kadar 50 konser vermiş olacağız. Bu da 1 yıl içinde her hafta 1 konser oluyor. Benim yaşım için iyi bir performans” dedi.
‘HER SABAH YÜZÜYORUM’
Dinlenmek için konser vereceği şehre 1 gün önceden gittiğini ve konserden 1 gün sonra geri döndüğünü belirten 70 yaşındaki Evgin, konu formunu nasıl koruduğuna geldiğindeyse “Her sabah yüzüyorum” dedi. Biletleri günler öncesinden tükenen konserin, merakla beklenen sürpriz ismi Sıla oldu. Evgin’in ‘Altın Düetler’ albümündeki ‘Ateşle Oynama’ şarkısını birlikte seslendiren ikili, büyük beğeni topladı. Sürprizin bozulmaması için son güne kadar Sıla’yla birlikte prova yapmayan usta sanatçı, “Müzikseverlerin o coşkuyu o anda yaşamaları için elimizden geleni yaptık. Sanıyorum başardık da” diye konuştu.
Deniz Çakır, konseri ilgiyle izledi.
SILA'DAN DUYGU DOLU PAYLAŞIM
Sıla, konser sonrası Instagram hesabından Erol Evgin’le çekilmiş bir fotoğrafını paylaşıp altına şu notu düştü: “Konuk sanatçı yazıyordu kapıda. Eşikten girdim. Süslendim. O şarkı söylerken sahnenin kıyısından izledim onu. Çocuktum. Benim yazdığım sözler dökülürken ağzından on yaşımda vardım yoktum. Bastı bağrına, çoğuldum. Bu akşamı defterime başka türlü yazdım, kalbime başka. Her yer hatıra oldu. Saçımın lülesinde altın bir meşale gibi duruyor nakarat. Bağırarak...”