Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet Resmi İlanlar

Polonya bana hep müziği, sinemayı, fotoğrafı kısacası sanatı hatırlatır. Bir de Krzysztof Kieslowski’ye gider aklım; “Üç Renk” üçlemesinden Beyaz’ı anımsarım mesela. Ya da “Aşk Hakkında Kısa Bir Film”i... Zbigniew Preisner ve Abel Korzeniowski tınıları duyarım. Sürreal ressam, fotoğraf sanatçısı Zdzislaw Beksinski’nin eserlerini görürüm. Özetle Varşova’nın sanatla ilişkisi, benim de bu kentle ilişkimin pusulasıdır sanki

VARŞOVA HATIRASI!

Pek çoğumuzun düşündüğünün aksine hiç de gri betonarme bir şehir değil burası. Demir perde yıllarının getirdiği bir kasvet mevcut ama yine o dönemden kalan geniş, upuzun cadde ve kaldırımları, parkları, yeşil alanları şehir içinde de nefes almaya yardımcı oluyor. Kaybolma ihtimalinin hiç olmadığı bu şehirde doyasıya yürümenin keyfini çıkarabilirsiniz. Varşovalılar soğuğa alışık, kışın bile bisikletle dolaşanlarla karşılaşabiliyorsunuz. Sembolü, bir denizkızı heykeli olan Varşova, tam anlamıyla bir heykeller şehri. Varşova’nın ortasında meşhur Alie Jerusalemski Caddesi yer alıyor. Yoğun bir ticaret trafiğinin yaşandığı bu caddede toplu taşıma araçları, otobüs durakları, trenler de var. Müze, park, askeri müze, meydan gibi kamu alanlarının bol olduğu bir cadde. Geniş meydanlarda yer alan kafeler mola vermek için bire bir. Ünlü Vistül Irmağı kıyısında Kraliyet Sarayı yer alıyor. Bilim ve Kültür Sarayı da dikkat çekici. Palac Kultury adlı kültür merkezi, yapıldığı dönemde Varşova’nın en yüksek binasıymış. Varşova, özellikle de Eski Kent denen bölüm bir park ve bahçeler diyarı. Kafeleri, sokak ressamları, seyyar satıcıları, kehribar işlemecileri, ortaçağdan kalma kiliseleri ve 15. yüzyıla uzanan evleriyle burada tadına doyulmaz saatler yaşayabilirsiniz.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ