Dünyanın en yalnız ülkelerinden Güney Kore'de, köpek sahiplenme alışkanlığı artıyor
Güney Kore, yalnızlığın dünyadaki en yaygın olduğu ülkelerden biri. Ülkedeki tüm hanelerin beşte ikisinden fazlası artık sadece bir kişiden oluşuyor. Ülkede doğum oranı yüzde 0.78'e düştüğü için bir ulus yok olmayla karşı karşıya. Hükümet, 'demografik acil durum' ilan etmiş durumda. Bekarlık, toplum pastasından her geçen gün daha fazla pay alıyor. Bekarlığı veya çocuksuzluğu tercih eden bu insanlar kendilerine eşlik edecek birilerini arıyor. Bu birileri, artık aile üyeleri olan köpekler.
Kısa bir süre öncesine kadar Güney Kore, et için köpek yetiştirme geleneği nedeniyle sık sık dünya manşetlerine çıkıyor ve hayvan hakları gruplarının tepkisini çekiyordu. Ancak son yıllarda buradaki insanlar yalnızlıklarından kurtulmak için evcil hayvan sahiplenmeye, sıklıkla köpeklere yöneldi. Özellikle pandemi döneminde.
Pandemi evlere evcil hayvanların girmesine yol açtı; evlerine kapanan insanlar barınaklardan ve sokaklardan köpek ve kedi sahiplendi. Hükümet tahminlerine göre, Güney Kore'deki her dört aileden birinin evcil hayvanı var.
Evcil hayvan hizmetlerindeki patlama ülkenin kentsel manzarasını değiştirdi. Evcil hayvanlara hizmet veren hastaneler ve dükkanlar her yerde bulunur hale gelirken, Güney Kore'nin doğum oranı dünyanın en düşük ülkesi haline geldiği için doğum klinikleri neredeyse yok oldu.
Kendine 38 dolara, köpeğine 150 dolara ceket
Online alışveriş merkezleri, bebeklerden çok köpekler için bebek arabası sattıklarını söylüyor. Artık köpekler, üzerine para harcanan aile üyeleridir. Sim Na-jeong 38 dolarlık eski bir dolgulu ceket giydiğini ama dört yıl önce bir barınaktan sahiplendiği jindo Liam için 150 dolarlık ceketler aldığını söylüyor.
Kim Su-hyeon, iki köpek yetiştirdiğini ancak çocuk sahibi olmayı düşünmediğini belirterek, "Bu güvensizlik ve yalnızlık çağında, köpekler size koşulsuz sevginin ne olduğunu gösteriyor. Bir çocuk ters konuşabilir ve isyan edebilir ama köpekler sizi evrenin merkeziymişsiniz gibi takip eder" diyor.
