Dudak estetiğinde orantıya dikkat edilmeli!
Dudak estetiğinde üst dudakla alt dudak arasındaki orantıya dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Murat Topalan, "Dolgu uygulamalarıyla dudakta genç görünüm elde edilebilir" dedi
Dudağın yüzün orta bölgesinde yer alması ve fonksiyonel yapısıyla yüzün en önemli merkezlerinden olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Topalan, “Dudakları ince olan kadınlar makyaj ile onları daha geniş ve büyük göstermeye çalışıyorlar. Üst dudağın çok özgün bir şekli olduğundan ortaya doğru kalınlaşan dudak en belirgin halini tam ortada alıyor. Ancak dudağın deri ile birleşme yerinde çok ince bir beyaz, bir de kırmızı çizgi bulunuyor ve deriden hafif kabarık. Dudak kalınlaştırma, sadece dudağın renkli bölümünün genişletilmesi değil, bu simetrik çıkıntı, çukurların korunması ve belirginleştirilmesini de içeriyor” dedi.
"GENÇ VE İLERİ YAŞ DUDAĞI ARASINDA ÇOK FARK VAR’’
DHA'nın haberine göre; Alt dudağın deriyle birleştiği yerde kırmızı ve beyaz ince çizgiler olduğunu söyleyen Prof. Dr. Murat Topalan, alt dudağın, üst dudaktan biraz daha kalın olması gerektiğinin altını çizdi. Üst dudağın alt dudaktan kalın gösterilmesinin istenmeyen bir görüntü oluşturacağını savunan Prof. Dr. Topalan, bu durumun doğal görüntüyü bozacağını belirtti. Yaş ilerledikçe dudağın hem renkli bölgesinde, hem de kenarlarında çok sayıda çizgiler oluştuğunu belirten Topalan, dudağın renginin, ıslaklığının ve parlaklığının değişmiş olacağını ifade etti. Genellikle renkli kısımda volüm kaybı ile buruşukluk oluşacağını sözlerine ekleyen Topalan, dudak köşelerinin de aşağıya doğru yer değiştirebileceğini vurguladı.
“DOLGU UYGULAMASI 6 AYDA BİR TEKRARLANIR”
Genç dudağın parlak, ıslak, dolgun ve çizgisiz olduğunu ifade eden Topalan, köşelerin en azından nötr halde, yani aşağı doğru bakmaz bir şekilde olacağını belirtti. Dolgu uygulamaları ile dudakta, genç görünümün elde edilebileceğine dikkat çeken Topalan, dudağın şekillendirilmesi için üç seçenek olduğunu, bunların; dolgu kullanılması, yağ transferi ve doku transferi olarak gerçekleştirildiğini belirtti. Topalan, dolgu maddeleri kullanarak dolgun dudakların ameliyatsız elde edilebildiğini, kullanılacak dolgu maddesinin çok iyi bilinen, denenmiş ve kalıcı olmayan bir dolgu olması gerektiğinin altını çizdi. Tek bir uygulamada dudak kenarları ve etli orta bölümde kalınlaştırma ile güzel şekil elde edilebileceğini dile getiren Topalan, dudağa ve yüze kalıcı dolgular veya ne olduğu bilinmeyen bazı maddelerin uygulanmasının yasak olduğunu, bu uygulamaların plastik cerrahlar veya dermatologlar tarafından yapılması gerektiğini ifade etti. Dolgu uygulamalarının yaklaşık 6 aylık periyotlarla tekrarlanır diyen Topalan, ikinci yöntemin hastadan alınan yağın dudağa transfer edilmesi olduğunu böylece dudağın arzu edilen boyutlarda büyültülebildiğini belirtti.
“KARIN VE BASENDEN YAĞ ALINIYOR”
Yağın, karın veya basen bölgesinden aspire edilerek işlemden geçirildiğini ve dudağa enjekte edildiğini belirten Topalan, işlemin lokal veya sedasyon anestezi altında yapıldığını, belirgin bir iz kalmadığı gibi, hastanın kendi dokusu olduğu için herhangi bir reaksiyon oluşmadığını sözlerine ekledi. Dolgunun kalıcı olması için hastanın kendi cilt altı yumuşak dokularının alt ve üst dudağı kalınlaştırmakta kullanıldığını anlatan Topalan, hastalara öneri olarak önce dolgu uygulaması yaptırmalarını ve sonucunu görmeleri gerektiğine dikkat çekti. Eğer hasta sonuçtan mutlu olur ve hep öyle kalmasını isterse, o zaman bu tekniğin uygulanmasını ifade eden Prof. Dr. Murat Topalan, bu dokuyu elde etmek için genellikle eski sezeryan izi veya daha önceki bir ameliyat izini kullandıklarını belirtti. Topalan, sezaryen veya ameliyat izini daha ince iz bırakacak şekilde düzeltme şansının yakalandığını ifade etti.