Derealizasyon nedir? Belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir?
Etrafımızda, çevremizde kısacası hayatın her alanında meydana gelen ve söylenen sözleri gerçek dünya ile bağdaştıramadan sanki hayal görüyormuş gibi algılayabilme durumunu daha önce duydunuz mu? Detaylar haberimizde...
Derealizasyon nedir sorusu, kişilerin gerçek dünya algısından uzaklaşarak çevresiyle beraber kendi benliğinden kopması şeklinde tanımlanabilir. Dissosiyatif bir bozukluk olarak da açıklanabilen bu rahatsızlık, çoğu zaman duyarsızlaşma şeklinde kendini gösterir.
DERELİZASYON NEDİR?
Derealizasyon, kişinin gerçek dünyanın dışına çıkıp kendi benliğinden ve çevresinden uzaklaştığı ve koptuğu dissosiyatif bir bozukluktur. Bu bozukluk aynı zamanda duyarsızlaşma şeklinde de ifade edilir. Hem kendisinden hem de çevresinden kopan birey, çevresindeki insan ve nesneleri gerçek dışı algılar. Bu algı bozukluğu, kişinin gerçek dünyadan uzaklaşmasına neden olur. Bazı bireylerde uzun süre devam eden derealizasyon bozukluğu, bazı kişilerde ise geçici bir süreç olarak yaşanabilir.
Zaman zaman geçici bir deneyim olarak yaşanabilirken bazı insanlarda sürekli bir hal alabilen derealizasyon bozukluğu, bireylerin sosyal ve duygusal yaşamlarını olumsuz bir şekilde etkileyerek kendilerini izole ve çevrelerine karşı duyarsız hissetmelerine sebebiyet verir. İnsan ruhunun bir hali olarak açıklanan bu hastalığa sahip kişiler, günlük olayları dahi farklı açılardan görüp yaşarlar. Derealizasyon bozukluğu, duygusal ve psikolojik etkilerle birlikte uyuşukluk ve baş dönmesi gibi fiziksel etkilere de sahiptir.
DEREALİZASYON VE DEPERSONALİZASYON FARKI NEDİR?
Derealizasyon, kişinin çevresindeki gerçeklik algısından kopma hissi iken depersonalizasyon ise bireylerin kendisini dışarıdan gözlemci gibi izlemesi olarak ifade edilebilir. Bireyler, düşünce ve davranışları üzerinde kontrolsüz hisseder. Bu hastalığı yaşayan kişiler ise, çevrelerindeki dünyayı gerçek dışı ve rüyada gibi izler.
Disosyatif bozukluk çeşitleri arasında yer alan bu hastalıkların kronikleşme olasılığı bulunur. Bireylere takıntılı düşüncelere sahip olup bunlara kendi kendilerine yanıt verme eğiliminde olabilir. Bazen bu durumu yaşayan kişilerde de depersonalizasyon rahatsızlığı da ortaya çıkabilir.
DEREALİZASYON BELİRTİLERİ NELERDİR?
Genel olarak rahatsızlığın bazı belirtileri ise şu şekilde sıralanabilir;
- Zamanın durması, yavaşlaması ya da hızlanması hissi
- Kendi ile birlikte çevreye zarar verme isteği
- Yoğun olarak kendi bedeninden kopuş düşüncesi
- Dünya, çevre ve insanlar ile arasında duvar olduğunun düşünülmesi
- Kontrolün büyük ölçüde kaybedilmesi hissi
- Dışarıdaki seslerin çok cılız, şiddetli veya bozuk duyulması
- Etraftaki nesne ve insanların bulanık, puslu ve yapay gibi görülmesi
- Sürekli olarak endişeli ve üzgün bir ruh hali
- Aşırı miktarda duygusal uyuşukluk
Yukarıdaki önemli belirtiler, kişilerin yaşadıkları durumlara ve vücut sağlıklarına göre farklılık gösterebilir. Bu yüzden hastalığın boyutları hakkında tam anlamıyla bilgi sahibi olmak ve önlem almak için ayrıntıların mutlaka dikkate alınması gerekir. Ayrıca derealizasyon yaşayanların anlattıkları da ekstra detayların çok daha önemli bir şekilde anlaşılmasına katkıda bulunur. Özellikle doktorunuz ile yapacağınız görüşme sırasında edineceğiniz bilgiler, rahatsızlıkla mücadele etme durumunuz için elinizi fazlasıyla güçlendirebilir.
DEREALİZASYON NEDENLERİ NELERDİR?
Derealizasyonun ortaya çıkmasındaki en önemli etken çocukluk çağında yaşanan travmalar, ihmal ve istismardır. Çocukluk çağında yaşanan travmalar, ihmal ve istismar beynin limbik yapısında farklılıklar meydana getirmektedir. Beynin duygusal sisteminde rol oynayan limbik sistemdeki bu farklılıklar derealizasyonun oluşmasına sebebiyet verebilmektedir.
Derealizasyonu tetikleyen farklı sebepler de bulunmaktadır.
- Tıbbi hastalıklar
- Ruhsal hastalıklar
- Madde kullanımı
- Yorgunluk, kişilerin gerçeklikten kopuş halini yaşamasına, rüyada yaşıyormuş hissini deneyimlemesine sebep olabilmektedir.
DEREALİZASYON KİMLERDE GÖRÜLÜR?
Derealizasyon, ortalama 16 ile 25 yaş arasında yaygın olarak görülen bir hastalıktır. Geç çocukluk ve erken yetişkinlik döneminde başlayarak bazı test ve seanslar sonucunda teşhis edilebilir. Depresyon ve travma gibi çeşitli psikolojik sorunlar ile bağlantılı olabilir. Anksiyete ya da kaygı bozukluğu olan bireylerde ise kronik bir hale dönüşebilir.
Derealizasyon, çocukluklarını aşırı yalnız, ihmal, uyaran eksikliği ya da ebeveynlerin stresli olduğu bir ortamda geçiren kişilerde de görülebilir. Güvensiz, kaygılı, belirsiz, rencide, kavga ve gürültülü ailelerin çocukları da derealizasyon bozukluğunu yaşayabilir. Bu çocuklar, şiddet ve istismar yaşayan insanlar, kendilerini bu ortamdan uzaklaştırarak savunma geliştirebilir. Doğal afet, savaş ve ani ölüm gibi tehlikeler ile karşı karşıya kalanlar da hastalığa eğilimli olabilir.
DEREALİZASYON TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Derealizasyonun tedavisi için birlikte ortaya çıktığı durumların derecesi de göz önüne alınır ve belirli bir planlama yapılır. Bu rahatsızlığın iyileştirilmesi için kullanılan derealizasyon testi ve bazı yöntemler ise aşağıda yer almaktadır:
- Anksiyete yönetimi: Derealizasyon anksiyete bozukluklarıyla ilişkili olarak meydana çıkar. Bu nedenle anksiyetenin ortaya çıkardığı sorunları yönetmeye odaklanan teknikler kullanmak iyileşme sürecinde oldukça etkili olacaktır.
- Psikoterapi: Hastalığın temelinde yer alan nedenleri öğrenmek için bu yöntem uygulanır. Çeşitli terapi yöntemleri sonrası ana neden belirlenir ve iyileştirmeye yönelik çalışmalar yapılır.
- İlaç veya madde kullanımı: Derealizasyonu tetikleyen zararlı madde kullanımını ortadan kaldırmak ve ağır antidepresan ilaçlardan kurtulmaya yönelik tedaviler yapılması hastalığa olumlu katkı sunacaktır.
- Dengeli ve düzenli bir yaşam: Düzenli spor yapmak,dengeli beslenmek ve yeteri kadar uyumak iyileşme sürecini daha olumlu hale getirir. Ayrıca rahatsızlığı yaşayan bireylerin stres yönetimini öğrenmeleri ve uygulamaları sağlıklarını destekler.
Derealizasyonun tedavi edilmesinde uzmanların kullandığı bu yöntemler, kişiden kişiye göre değişiklik gösterir. Derealizasyon testi sonuçlarının doğruluğu için doktorların her kişiyi ayrı değerlendirmesi ve bir yol haritası belirlemesi gerekir.