Çağan Irmak: "Evet, yalnız değilmişim” dedirtmeyi çok istedim
Çağan Irmak, yeni filmi 'Sevda Mecburi İstikamet'in oluşum ve çekim sürecini Habertürk'e verdiği röportajda anlattı. Irmak, beyazperdeye 1970'lerden 2000'li yıllara uzanan bir yol hikâyesini anlattığı filmini "Ağır bir 'Allah Allah ölüyoruz!' halinde bir durumu yok. Daha duygusal bir yerden yaklaşıyor, ağlatırken biraz daha güldürmeyi hedefliyor" sözleriyle tanımladı. Çağan Irmak, ayrıca sinema sektörü için şu değerlendirmede bulundu: Sinema kabuk değiştirecek. Biz bunu kabul edeceğiz, kabul etmek zorundayız. Sinema tehlikeli bir yerde duruyor olsa da paniğe kapılmamak gerekiyor
ABONE OL2017'de o dönem Prizren başkonsolosu, günümüzde ise Barselona başkonsolosu olan Selen Evcit, Türk Filmleri Festivali'ne davet etmişti. Evcit; Ediz Hun, Çağan Irmak ve Yiğit Özşener'i de ağırlıyordu. Festivalde Hun, Yeşilçam'ı, Irmak ile Özşener ise yeni dönem Türk sinemasını temsil ediyordu. Filmleri gösterildi, söyleşiler yapıldı.
Selen Evcit - Çağan IrmakFestivalin ikinci gününde Prizren Kalesi'ne çıkarak bir yandan şehri kuş bakışı seyretmeye diğer yandan fotoğraf çekmeye başladığımda arkamdan bir ses; "Güzel manzara değil mi?"
Sesin sahibi Çağan Irmak...
Bir süre sohbet ettikten sonra "Dur, birkaç kare fotoğrafını çekeyim" dedi.
Objektifine bakarken zihnimden geçen ilk düşünce şu olmuştu; "Çağan Irmak, yönetmenliği değil de başka bir mesleği seçseydi ne olurdu?"
Açıkçası yapım açısından Türk sineması, duygusal olarak ise izleyiciler için hiç de iyi olmazdı.
Aksi halde; bir babayla oğlunun geçmişle, geçmişleriyle hesaplaşmalarını, modern yaşamın insanları nasıl yalnızlaştırdığını, bir sanatçıyla bedensel engelli bir genç arasındaki arkadaşlığı, mübadele zamanı Girit’ten Türkiye’ye göç eden insanların yaşadıklarını izleyemeyecektik.
Yanı başımızda yaşandığı halde farkında olamadığımız hikâyelerin ve belki de çoğumuzun içinde saklı kalmış duyguların farkına varamayacaktık.
Kanımca Çağan Irmak'ın alametifârikalarından biri de çocukluk ve gençlik dönemini 1970 ile 1980'li yıllarda geçirmiş olması. Toplumsal yaşama mahalle kültürünün hâkim olduğu, hayatı algılama, insanları anlama açısından masumiyet derecesinin daha yüksek olduğu o yılların ruhunu özümsemiş olması ve özümsediklerini de senaryolarına aktarmadaki başarısı, Çağan Irmak filmlerinin etkileyici olmasındaki başlıca faktör.
Çağan Irmak, hemen hemen her filminde masumiyetle vicdanı başrolde oynatıyor. İşte o masumiyetle vicdan, izleyicileri koltuklarına yapıştırıyor. İşte o masumiyetle vicdan, sinema salonundan çıktıktan sonra da filmi izleyicilere zihninde izletmeye devam ettiriyor.
O filmlerden biri de gösterime 6 Ocak'ta girecek olan 'Sevda Mecburi İstikamet'...
Senaryosuyla, yönetimiyle, oyunculuklarıyla etkileyici bir filmde olması gereken bütün unsurları bünyesinde toplayan filmin yapımcısı 'Bergen'in yapımcısı olan Orchestra Content.
1970’lerden 2000’li yıllara uzanan bir yol hikâyesini anlatan filmde başrolleri Selçuk Yöntem, Selin Şekerci, Kubilay Aka, Elif Ceren Balıkçı ve Günay Karacaoğlu paylaşıyor. Filmin konuk oyuncu kadrosunda ise Hilmi Cem İntepe, Selçuk Borak, Ali Savaşçı, Nergis Öztürk ve Şebnem Sönmez yer alıyor.
Yeşilçam’ın unutulmaz oyuncusu Sevda Aktolga da uzun yıllar sonra ‘Sevda Mecburi İstikamet’ filmiyle izleyici karşısına çıkacak. Müziklerini Teoman’ın yaptığı, Türkiye’nin yakın geçmişine uzanan hikâyeyle bezeli filmin dağıtımcılığını CJ ENM Türkiye üstlendi.