Hiçbir insanın çalışmadığı ilk restoran

İçinde hiçbir insanın çalışmadığı restoran olur mu? Hayal etmenin zor olduğunu biliyorum. Zira klasik restoran anlayışında içeriye girdiğiniz anda sizi biri karşılar ve yerinize oturtur. Garson siparişlerinizi alır. Şefler yemeğinizi pişirir. En sonunda da masa toplanır, hesap alınır ve bulaşıklar yıkanır. HT Pazar'dan Murat Bozok'un haberi...

Boston’da geçen hafta cuma günü, hiçbir insanın çalışmadığı ilk restoran açıldı. İsmi ‘Spyce’. 15 kişilik bir oturma kapasitesi mevcut. Daha çok ‘take-away’ diye tabir edilen, yemeğin restorandan alınıp evde veya ofiste yenmesi üzerine kurgulanmış bir sistemi var. Mönüsü şimdilik çok geniş değil. 7 farklı yemekten oluşuyor. Tüm yemekler kâsede servis ediliyor.

Siparişler kısa sürede hazırlanıyor

ROBOTTAN 7.5 DOLARA YEMEK

Kısaca sistem şu şekilde çalışıyor. Restorana girdiğinizde dokunmatik ekranlardan siparişinizi giriyorsunuz. Nakit veya kredi kartı ile ödeme yapıyorsunuz. Bu arada robotların dahi nakit paraya ‘hayır’ dememesi ilgi çekici. Maksimum 3 dakika içerisinde mutfakta robotlar tarafından hazırlanmış yemekler bir kâse içerisinde kasanın yanında beliriyor. İsminiz anons ediliyor. Yemeğinizi alıp restoranın içinde ya da dışında keyifle yiyorsunuz.

Sistemi kuran MIT Üniversitesi mezunu dört genç. Yanlarına hem mutfak koordinatörü hem de yatırımcı olarak Michelin yıldızlı ünlü şef Daniel Boulud’u almışlar. Reçeteler ve pişirme süreleri Boulud tarafından belirlenmiş.

Restoranda tüm yemekler 7.5 dolardan satılıyor. Amerika, özellikle de Boston şehri için çok hesaplı denilebilir. Mönüde yazan hali ile yemekler sıradan da gözükmüyor. Örneğin bir tanesinin tarifi şu şekilde: ‘Fırında tavuk, yanında tatlı patates, avokado kreması ve taze baharat salatası ile’. Görüldüğü gibi işin gurme tarafı da mevcut. Yakında eleştirmenler gelip not verirse hiç şaşırmamak lazım. Hiçbir eleştirmenin ‘Bunun pirinci diri kalmamış’ veya ‘Tuzu fazla kaçmış’ deme gibi bir şansı yok, zira tüm yemekler, robotların ayarlandığı şekilde her seferinde aynı mükemeliyette hazırlanıyor.

Restoranın Boston standartlarına göre bu kadar hesaplı olmasının altında tabii ki işgücü maliyeti yatıyor. Boston’da saatlik asgari ücret 11 dolar. Spyce’ta ise sadece robotların yatırım maliyeti var. İşletme açısından insan kaynakları yönetim problemleri de yaşanmıyor. Hiçbir robot ‘Hastayım’ deyip izin istemiyor veya ‘Trafik tıkalıydı’ deyip işe geç kalmıyor. Yıl sonunda performansa dayalı bir zam yapmaya da gerek kalmıyor. Sadece belirli aralıklarla yazılımların güncellenmesi gerekiyor.

Yemeği kasanın yanından alıyorsunuz

TERBİYECİ ROBOTLAR

Peki meslek elden gidiyor mu? Yeni bir iş aramaya başlamalı mıyız? Kanımca robotların devreye girmesi mesleğinde iyi olanlar için güzel, vasatın altında olanlar için ise kötü haber. Restoranlar neticede sadece yemek yemek veya salt karın doyurmak için gidilen yerler değil. Restoranlar, özellikle de başarılı olanlar baştan sona bir deneyim satıyorlar. Yüzü asık ve kaba bir garsondan servis almak yerine robotlar tarafından servis almayı tercih ederim. Aynı şekilde işini özensiz yapan bir şefin elinden yemek yiyeceğime, robotlar tarafından hazırlanmış bir tabağı yeğlerim. Ancak hiçbir robot, içten gülümseyen bir garsonun veya işini büyük bir titizlik ve yaratıcılıkla yapan şefin yerini tutamaz. Uzmanlar da robotların devreye girmesinin, zaman içerisinde işini iyi yapan personelin ücretlerinin artmasına sebep olacağını söylüyor. Zira kendilerine olan talebin artacağını öngörüyorlar. Sanırım robotlar, işini kötü yapan servis personelinin bir şekilde terbiyecisi olacak.

Yemeğiniz 3 dakikada hazır