Bahçeli'nin Öcalan çağrısına DEM'den yeni açıklama
DEM Parti'den, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin "Teröristbaşının tecridi kaldırılsın, TBMM'de DEM sıralarına katılıp silah bıraktığını ilan etsin, örgütün lağvedildiğini haykırsın." sözlerine yanıt geldi. Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın "Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim" sözlerini hatırlatarak, "Demokratik siyaset hazır, sayın Öcalan da hazır, bu koşulları oluşturmaya, tecridi ortadan kaldırmaya, Kürt meselesinin demokratik çözümü için hukuki ve siyasi zeminini oluşturmaya devlet hazır mı? Sıra bu çağrıyı yapan ve çağrıyı destekleyenlerde." diyerek yanıt verdi. Sözcü Doğan, TUSAŞ'a yönelik terör saldırısını da kınadıklarını belirterek, "Bu saldırıdan büyük üzüntü duyuyor, yaşanan acıyı paylaşıyoruz. Bu acı verici olayların bir daha yaşanmaması için barışa her zamankinden daha fazla sahip çıkmalıyız." ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin TBMM'de partisinin grup toplantısında yaptığı tarihi çağrının yankıları sürerken, DEM Parti'den yeni bir açıklama geldi.
DEM Parti Basın Sözcüsü Ayşegül Doğan, düzenlediği basın toplantısında Bahçeli'nin tarihi çıkışına ve TUSAŞ'a düzenlenen terör saldırısına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kürt sorununun bir güvenlik sorunu olmadığının altını çizen Doğan, "Savaş, çatışma, şiddet bir yol değil. Bunu yıllardır söylüyoruz. Çözümün konuşulduğu ve diyalog ortamının belirdiği bu günlerde herkesin; iktidarından muhalefetine ciddi bir sorumluluk içinde olması gerekiyor. Yıllardır yok sayılan, inkar edilen, görmezden gelinen ve bir güvenlik sorunu olarak ele alınan Kürt sorunu bir insanlık sorunudur. Kürt sorunu bir güvenlik sorunu değildir." dedi.
Doğan, Bahçeli'nin Öcalan çağrısına ilişkin şunları söyledi:
"Çağrıların asıl muhatabı olan kişi tecritte. Bu bir paradoks. Bunu artık ortadan kaldırmak gerekir. Bu tartışmalara katılacak koşulların sağlanması gerekiyor. Aksi taktirde buradan nasıl bir yol alınabilir, nasıl ilerlenebilir?
Var sayalım ki her şey hazır demokratik çözüm için ama ana muhatap konuşamıyor hiç bir görüşme gerçekleştiremiyor. Koşullarına dair hiç bir fikrimiz yok. Ağır bir tecritte mutlak iletişimsizlikte tutuluyor. Bunu böyle sürdürmek imkansız.
Bir görüşme sağlanmış. O halde tecrit ortadan kalktı diyebilir miyiz? Diyemeyeceğimizi kendisi söylüyor. Evet bir görüşme sağlandı. Görüşen kişi Urfa Milletvekilimiz Ömer Öcalan, aynı zamanda Sayın Öcalan’ın yeğeni. Aylardır, yıllardır avukatları, ailesi, bizler rutin başvurular yapıyoruz görüşmek için ama ilk defa yıllar sonra bir görüşme sağlanıyor.
Bu görüşme sonrası Ömer Öcalan’ın sosyal medya hesabında paylaştığı bilgiyi burada yeniden paylaşmak isterim. Ne diyor? Diyor ki; "Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim."
Üç satır üç cümle gibi görünen bu mesaj kendi içinde pek çok mesajı barındırıyor. Birincisi tecridin devam ettiğini bizatihi kendisi ifade ediyor. İkincisi koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi bir zemine çekecek teorik ve pratik gücü olduğunu söylüyor.
Peki devlet hazır mı? Buradan soruyoruz DEM Parti olarak. Demokratik siyaset hazır, sayın Öcalan da hazır, bu koşulları oluşturmaya tecridi ortadan kaldırmaya Kürt meselesini demokratik çözümü için hukuki ve siyasi zeminini oluşturmaya devlet hazır mı? Sıra bu çağrıyı yapan ve çağrıyı destekleyenlerde. Söz söylendi bir kere artık bu sözü hayata geçirme zamanı. Ötelenemez, ertelenemez, geciktirilemez bir söz söylendi. Söylenen sözün kritik olduğunu, önemli olduğunu biliyoruz, görüyoruz ve duyuyoruz. Ama gereklerini de yerine getirmek konusunda tarihsel sorumluluğumuz gereği tekrar bir çağrıda bulunuyoruz.
TUSAŞ'A DÜZENLENEN TERÖR SALDIRISINA KINAMA
Ayşegül Doğan, dün TUSAŞ'a düzenlenen terör saldırısıyla ilgili olarak ise şunları kaydetti:
"Dünden bu yana bu ve bunun gibi konularda alışılagelen tutumlarla spekülasyonlar geliştirmeye çalışanlara buradan bir yanıt vermek için MYK'mızın bu konuda yaptığı açıklamaları görmeyenler, duymayanlar olmuştur. Bu açıklamayı buradan tekrar sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu saldırıdan dolayı çok büyük üzüntü duyduğumuzu ifade ederek MYK’mızın açıklaması şöyledir:
'Ankara’nın Kahramankazan ilçesinde meydana gelen saldırıyı kınıyoruz. Türkiye toplumunun çözümü konuştuğu ve diyalog ihtimalinin belirdiği bu günlerde böylesi bir saldırının olmasını manidar buluyoruz. Bu saldırıdan büyük üzüntü duyuyor, yaşanan acıyı paylaşıyoruz. Bu acı verici olayların bir daha yaşanmaması için barışa her zamankinden daha fazla sahip çıkmalıyız. Saldırıda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diliyoruz."