Alper Çankaya: Hikâyenin akıcılığı 'Aile'yi güzel bir yere getirdi
Başrollerini Serenay Sarıkaya ve Kıvanç Tatlıtuğ'un paylaştığı 'Aile'nin oyuncu kadrosuna dâhil olan Alper Çankaya ile hem diziyi hem de oyunculuk kariyeri hakkında konuştuk. "Hikâye aslında aile kavramının bizim hayatlarımız üzerinde ne kadar etkili olduğunu, geçmişimizden getirdiğimiz yüklerin hayatlarımızı nasıl şekillendirdiğini anlatıyor" diyen Alper Çankaya, 'Bedri'yi canlandırdığı dizinin set ortamıyla ilgili ise "Bu muhteşem ve her biri birbirinden mütevazı oyuncularla aynı set ortamında bulunmak ve birlikte oynamak harika bir his. Hem eğlenceli hem de herkesin mutlu olduğu bir set ortamı var" ifadelerini kullanıyor. Habertürk'ten Şeyda Odabaş'ın röportajı...
SHOW TV'de ekrana gelen, Ay Yapım imzalı 'Aile'nin başrollerinde Kıvanç Tatlıtuğ ve Serenay Sarıkaya yer alıyor. Onlara; Nejat İşler, Canan Ergüder, Selin Şekerci, Umutcan Ütebay, Yüsra Geyik ile usta oyuncular Musa Uzunlar, Levent Ülgen, Ayda Aksel, Emel Göksu ve Nur Sürer'in eşlik ettiği 'Aile', bu akşam saat 20.00'de yeni bölümüyle SHOW TV'de ekrana gelecek.
'Aile'nin oyuncu kadrosuna 'Bedri' karakteriyle katılan Alper Çankaya, Habertürk'ten Şeyda Odabaş'a açıklamalarda bulundu.
* SHOW TV'nin sevilen dizisi 'Aile'nin 2'nci sezonuna 'Bedri' karakteriyle dahil oldun... Projeyi biraz analiz etmeni istesem 'Aile' nasıl bir dizi?
Hikâye aslında aile kavramının bizim hayatlarımız üzerinde ne kadar etkili olduğunu, geçmişimizden getirdiğimiz yüklerin hayatlarımızı nasıl şekillendirdiğini anlatıyor. Aile, her zaman idealize edilen formunda olamıyor ve hatta bazen bunun aksine insanın ayağına dolanan, onu olmak istediği kişi olmaktan uzaklaştıran bir etken haline gelebiliyor. Temelde bu tema üzerinden yola çıkıp birçok farklı olay ekseninde bu durumu irdeleyen ve içinde heyecan, aşk, aksiyon barındıran bir hikâye 'Aile' dizisi.
* Dizide Kıvanç Tatlıtuğ'un canlandırdığı 'Aslan'ın Adana'dan gelen kuzeni 'Bedri' karakterini canlandırıyorsun. 'Aile' dizisinden teklif geldiği zaman hangi özellikleri seni etkilediği için bu projede yer almak istedin?
Kurulan kadro ve orijinal hikâyenin de akıcılığı diziyi çok güzel bir yere getirdi. Ben de 'Bedri' karakteri geldiğinde çok mutlu oldum tabii ki. Adana ve o yörenin kültürünü daha önce tanıma şansım olmamıştı. Bu işle beraber o kültüre de ilgim arttı. Bir taraftan da karakterin hikâyedeki birçok kişiyle ilişkisinin olması ve farklı yönlerini, farklı duygu durumlarını gösterebilecek olma fırsatı da bana cazip geldi.
* Canlandırdığın karakteri biraz anlatabilir misin?
'Bedri' doğma büyüme Adanalı, varlıklı bir ailenin çocuğu ve hayatı boyunca etrafında böyle bir gücün varlığıyla büyümüş. Dolayısıyla öz güveni yüksek ve yırtıcı bir karakter. Birçok konuda cahil cesareti de var diyebiliriz. Annesiyle bağımlılık derecesinde yakın bir ilişkisi var ve bugüne kadar hayatını şekillendiren en önemli şey annesiyle olan ilişkisi olmuş. Hayattaki birçok şeyi parayla ilişkilendiriyor. Ama zamanla insani bir taraftan hem kendini hem de hayatı keşfedeceğini düşünüyorum. İstanbul 'Bedri'ye hayatı öğretecek ve onu biraz değiştirecek bence.
* Kıvanç Tatlıtuğ ve Serenay Sarıkaya’nın başrolünde olduğu; Nejat İşler, Canan Ergüder, Selin Şekerci, Umutcan Ütebay, Yüsra Geyik ile usta oyuncular Musa Uzunlar, Levent Ülgen, Ayda Aksel, Emel Göksu ve Nur Sürer’den oluşan dev bir kadroda yer alıyorsun. Dizinin set ortamı nasıl?
Gerçekten çok güzel. Bu muhteşem ve her biri birbirinden mütevazı oyuncularla aynı set ortamında bulunmak ve birlikte oynamak harika bir his. Hem eğlenceli hem de herkesin mutlu olduğu bir set ortamı var. Hepsini izleyip bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Benim için müthiş bir tecrübe.
* Canlandırdığı her karakterin oyuncunun hayatına bir katkısı olduğunu düşünüyorum. 'Bedri'nin bu projenin sana en önemli katkıları neler ya da neler kazandıracağını düşünüyorsun?
Bir kere müthiş bir tecrübe oluyor benim için. Çok büyük ustalarla, çok önemli oyuncularla çalışıyorum. Bunun yanında daha önce aşina olmadığım bir kültürden gelen bir karakteri oynamak da zorlu bir şeydi benim için. Bunu layıkıyla başarmaya çalışmak da çok öğretici oluyor. Tabii bir taraftan da senaryo itibariyle seyircinin ilgisini çeken bir karakter 'Bedri. Ben de bunun altından kalkmaya çalışıyorum. Böyle bir karakteri oynamanın kariyerime pozitif etkisi olacağına inanıyorum.
* Kariyerinin şu anki döneminde kendini nasıl hissediyorsun? Her oyuncunun kendini geliştirme adına belli beslenme kaynakları vardır. Seninki nedir / nelerdir? O kaynaklardan yeterince faydalanabiliyor musun?
Açıkçası oyuncu olarak kendimi çok iyi ve formda hissediyorum. Çünkü çalışmak insanı formda tutuyor bizim işimizde. Tecrübe kazandığımı hissettikçe de daha rahat olabiliyorum ve kendimi daha rahat ifade edebiliyorum işimi yaparken. Çok farklı bir yöntemim yok. Kitap okumak, film ve tiyatro oyunu izlemek, müzik dinlemek benim beslenme kaynaklarım. Bunun yanında kendi oyunculuk egzersizlerimi düzenli yapmaya, atölyelere katılmaya çalışıyorum. Düzenli spor yapmaya çalışıyorum. Ama çalışırken bunlara vakit ayırmak biraz zor oluyor tabii. Zaman yarattıkça yapıyorum bunları.
* Öte yandan eğitimini Gazi Üniversitesi'nde iktisat üzerine alırken daha sonra yarıda bırakıp başka bir üniversitede tiyatro okudun. Oyunculukla yolun nasıl kesişti ve böyle bir tercihte bulundun, serüvenini bizimle paylaşabilir misin?
Ben hep dışa dönük bir insandım ve sosyal becerilerim yüksekti ama oyuncu olmayı düşünmemiştim öncesinde. Yakın bir arkadaşım bir tiyatro kursuna başladı o dönem. Bir süre gittikten sonra beni de çağırdı beraber gidelim diye. Ben de başladım ve çok keyif aldım. Bu işi yaparsam mutlu olabileceğimi düşündüğümü hatırlıyorum. Bir süre sonra denemek için konservatuvar sınavlarına hazırlanmaya karar verdik. O sene sınavlara girdim ve kazandım. Ailem de benim bu işi gerçekten istediğime ve motive olduğuma inandılar ve bana destek oldular. Böylece bu yola çıkmış oldum. Şimdi dönüp bakınca gerçekten doğru bir karar verdiğimi görüyorum çünkü işimi çok seviyorum ve mutluyum.
* Bu işin eğitimini aldın, tiyatro geçmişin var, işin mutfağında piştin ve pişmeye devam ediyorsun, oyunculuk sence kolay bir meslek mi?
Bence zor bir meslek değil. Kolay bir meslek olduğunu da söyleyemem. Öznel beğenilere dayanan bir iş olduğu için net kuralları ve kaideleri yok. Bu çok zorlayıcı bir şey haliyle. Çünkü yaptığınız şeyin geçerli bir şey olup olmadığını seyirciye ulaşana kadar anlayamıyorsunuz. Bir taraftan fiziksel ve psikolojik zorlukları da var. Mesleğe saygı duyuyorsan kendini devamlı geliştirmen gereken de bir iş. Tüm bunları topladığımızda her meslekte olduğu kadar bizim işimizin de zorluklarının olduğunu söyleyebilirim.
* Ayrıca 'Cam Perde' filmindeki performansınla 42'nci İstanbul Film Festivali'nde 'En İyi Erkek Oyuncu' ödülüne layık görüldüğünü biliyorum. Ee tabii bir tarafta tiyatro da var, kariyerine dair planların ve hayallerini paylaşabilir misin?
Ben tiyatroyu ve tiyatro sahnesinde olmayı çok seviyorum. Şöyle gönlümce keyif alarak sahnede olduğum bir oyun oynamayalı da uzun zaman oldu. Güzel bir oyunda oynamak istiyorum tabii ki. Sinemayı da çok seviyorum ve çok ilgiliyim. Güzel hikâyeler anlatan güzel filmlerde olmak istiyorum kariyerimin sonuna kadar. Televizyonda da bana sunulan alanı en iyi şekilde değerlendirmeye, orada da mümkün olduğunca birbirinden farklı karakterler yaratmaya çalışıyorum. Uluslararası işlerde de yer alabilmek en büyük hayallerimden birisi. Umarım hepsi gerçekleşir. Teşekkür ederim.
'AİLE'NİN 19'UNCU BÖLÜMÜNDE NELER OLACAK?
Aile sofrasında ölümün kıyısına gelen İbo, kaldırıldığı hastanede yaşam savaşı vermeye başlarken; o gece yaşananlar Kaya ve Zeyno için büyük bir travma olur. Çocukların evden gitmek istemeleri üzerine Devin harekete geçer. Tek amacı ailesini bir arada tutmak olan Aslan, Devin'in vesayet davasının bir tarafı olduğunu öğrenir. Bu durum ikiliyi karşı karşıya getirirken; diğer taraftan Aslan elindeki kanıtlarla Serap'ın karşısına çıkar. Bu kanıtları Leyla'yı hapisten kurtarmak için Serap'a karşı bir koz olarak kullanır. Peki Serap, Leyla'nın özgürlüğüne kavuşmasını sağlayacak mıdır?
Hülya; Devin'in torunlarını evden götürdüğünü öğrenince büyük bir plan kurar. İlyas'ın Bedri'yi kendi tarafına çekmeye çalıştığını öğrenen Nedret; yıllar sonra İlyas'ın karşısına çıkar. Bedri ise marinada yeni bir iş anlaşması yapacak olan Aslan'la karşı karşıya gelecektir.
Kaya'nın hastalanmasıyla birlikte Aslan ve Devin için büyük bir ebeveynlik sınavı başlar. İkili, Kaya'nın tedavisi için sürpriz birinin kapısı çalarken; Aslan, Devin, Kaya ve Zeyno tek geceliğine de olsa dört kişilik bir aile olurlar.
Hülya'nın, Devin'e kurduğu plan işlemeye başlar. Ancak Hülya hiç beklemediği bir sürprizle karşılaşır. Diğer taraftan Devin'in yıllar öncesine gömdüğü en büyük travmasını öğrenen Aslan, önemli bir karar alır. Devin'in atacağı büyük bir adımdan sonra Soykanlarda işler iyice karışırken; aile içinde yeni bir savaşın fitili ateşlenecektir.
Fotoğrafçı: Şinasi Serçe